528
(bkz: nightcrawler) donnie darko filmiyle tanıdığımız jake gyllenhaal'ın harika oyunculuk performasıyla akıllarda iz bıraktığı film. basın ve medyadaki ilişkilerin nasıl çıkar temelliği olduğu, ayrıca basın etiği kavramının gerçek yüzü çok iyi işlenmiş. ne kadar medeni olduğumuzu iddia etsek de menfaatlerimiz söz konusu olduğu zaman birer vahşiye dönüştüğümüzü çok güzel özetlemiş bu film. yer yer bazı noktalarda insanı sıksa da, filmin temposu giderek artıyor. özellikle final sahnesinde bu tempo doruk noktasına ulaşıyor. izlerken düşündüren yapımlardan. "the fall" filminin senaristi dan gilroy ilk yönetmenlik deneyiminde oldukça başarılı bir görüntü çizmiş. yarattığı atmosfer ve filmin kurgusu çok iyi. ayrıca filmin senaryosu da kendisine ait. gilroy, yılın en iyi orjinal senaryo dalında oscar'a aday gösterildi. sonuç olarak filmin, cesur ve cüretkar tarzıyla medya ve basının gerçek yüzüne atılan bir tokat niteliği taşıdığını söylemek mümkün. herkese tavsiye ediyorum. mutlaka izlemelisiniz.
-------spoiler------------
filmin son sahnesinde kaza yapmış arabadan çıkan suçlu, louis bloom'u neden vurmadı? diye düşünürken aklıma bir fikir geldi. arabadan çıkan suçlu ile louis bloom ikisi de ruhen birer şeytan. bakıştıkları o an arabadan çıkan suçlu, louis bloom'da kendini gördü. aynı türdeki yaratıklar gibi bir yakınlık hissettiklerini düşünüyorum. 2 şeytanın karşılaşması gibi bir şeydi. güzel sahne.
------ spoiler------------
-------spoiler------------
filmin son sahnesinde kaza yapmış arabadan çıkan suçlu, louis bloom'u neden vurmadı? diye düşünürken aklıma bir fikir geldi. arabadan çıkan suçlu ile louis bloom ikisi de ruhen birer şeytan. bakıştıkları o an arabadan çıkan suçlu, louis bloom'da kendini gördü. aynı türdeki yaratıklar gibi bir yakınlık hissettiklerini düşünüyorum. 2 şeytanın karşılaşması gibi bir şeydi. güzel sahne.
------ spoiler------------