22407
şaşırtan teknik direktör: hamza hamzaoğlu
bu sütunu göz ucuyla takip edenler farkındadır, hamzaoğlu 6 maç 16 puanlık süper bir tabela yapmasına rağmen onun mucizevi bir iş başardığını iddia etmedim. galatasaray’ın yeni terim’ini bulduğunu filan savunmadım. çok temel birkaç meseleyi halletti hamza hoca: mancini ve prandelli gibi 25 oyuncuyla değil, 12-13 oyuncuyla yol almayı tercih etti. imzayı atar atmaz kafasındaki 11 ve diziliş belliydi, sakatlık-ceza olmadıkça onu uyguladı ve güvendiği adamlardan iyi verim aldı. burak’ı birkaç adım geriye çekip hücumdaki ofsayt sorununu çözmesi de önemli bir gelişmeydi tabii.
ilk kez bursa karşısında hamza hoca’da bir mancinileşme, bir prandellileşme gözlemlendi. yanlış anlaşılmasın, özellikle prandelli’ye çok saygı duyarım. hatta kiev’de canlı izlediğim euro 2012 finalinden sonra onun yeryüzünün en iyisi olduğunu bile iddia etmiştim! ancak gerek o, gerekse selefi mancini, takımdaki her oyuncuyu eşit seviyede 11’e hazırlamaya kalkmış, farklı sistemleri oynamayı hayal etmiş ve başarılı olamamışlardı.
hamzaoğlu’nun onlardan farkı, 11-12 adam ve tek sistemle yürümesiydi. ilk kez bursa karşısında o da fanteziler denedi. aslında ideal 11’inden sadece 3 adamı eksikti: semih, selçuk, burak... semih’in eksikliğinde zaten chedjou-hakan’ın beraber oynama alışkanlıkları var. selçuk’un eksikliğinde de birkaç yıldır o pozisyondaki alternatifi yekta. burak’ın yerinde kimi oynatacağı tabii ki hamzaoğlu’nun tercihi ama sıradaki yerli seçenek olcan gibi gözüküyordu. hoca 6 haftadır başarılı olmuş 4-4-2’sini neden bozdu; neden koray’ı göbekte, telles’i sol açıkta başlattı, neden maç içinde 5-6 oyuncunun yeriyle oynadı, anlamak güç...
maça kenarlarda hakan/telles, sabri/olcan ile başlayıp yekta/sinan, telles/bruma ile bitirmesi pek alışık olduğumuz bir durum değildi. hamzaoğlu’nun özelliği ana ayarıyla fazla oynamamasıydı, b planı-c planı arayışına girip a planını kaybetmemesiydi. ilk kez bursa karşısında ayarı bozuldu galatasaray’ın. ve tarihi farktan ucuz kurtuldular doğrusu.
uğur meleke
bu sütunu göz ucuyla takip edenler farkındadır, hamzaoğlu 6 maç 16 puanlık süper bir tabela yapmasına rağmen onun mucizevi bir iş başardığını iddia etmedim. galatasaray’ın yeni terim’ini bulduğunu filan savunmadım. çok temel birkaç meseleyi halletti hamza hoca: mancini ve prandelli gibi 25 oyuncuyla değil, 12-13 oyuncuyla yol almayı tercih etti. imzayı atar atmaz kafasındaki 11 ve diziliş belliydi, sakatlık-ceza olmadıkça onu uyguladı ve güvendiği adamlardan iyi verim aldı. burak’ı birkaç adım geriye çekip hücumdaki ofsayt sorununu çözmesi de önemli bir gelişmeydi tabii.
ilk kez bursa karşısında hamza hoca’da bir mancinileşme, bir prandellileşme gözlemlendi. yanlış anlaşılmasın, özellikle prandelli’ye çok saygı duyarım. hatta kiev’de canlı izlediğim euro 2012 finalinden sonra onun yeryüzünün en iyisi olduğunu bile iddia etmiştim! ancak gerek o, gerekse selefi mancini, takımdaki her oyuncuyu eşit seviyede 11’e hazırlamaya kalkmış, farklı sistemleri oynamayı hayal etmiş ve başarılı olamamışlardı.
hamzaoğlu’nun onlardan farkı, 11-12 adam ve tek sistemle yürümesiydi. ilk kez bursa karşısında o da fanteziler denedi. aslında ideal 11’inden sadece 3 adamı eksikti: semih, selçuk, burak... semih’in eksikliğinde zaten chedjou-hakan’ın beraber oynama alışkanlıkları var. selçuk’un eksikliğinde de birkaç yıldır o pozisyondaki alternatifi yekta. burak’ın yerinde kimi oynatacağı tabii ki hamzaoğlu’nun tercihi ama sıradaki yerli seçenek olcan gibi gözüküyordu. hoca 6 haftadır başarılı olmuş 4-4-2’sini neden bozdu; neden koray’ı göbekte, telles’i sol açıkta başlattı, neden maç içinde 5-6 oyuncunun yeriyle oynadı, anlamak güç...
maça kenarlarda hakan/telles, sabri/olcan ile başlayıp yekta/sinan, telles/bruma ile bitirmesi pek alışık olduğumuz bir durum değildi. hamzaoğlu’nun özelliği ana ayarıyla fazla oynamamasıydı, b planı-c planı arayışına girip a planını kaybetmemesiydi. ilk kez bursa karşısında ayarı bozuldu galatasaray’ın. ve tarihi farktan ucuz kurtuldular doğrusu.
uğur meleke