5
canı sıkılan taraftarların bugün kime sallasam diye düşünürken akıllarına gelen yönetici. istifa etmesi gerektiğini düşündüğüm murat özyer'e sallama faslı bitti şimdi sıra can topsakal'da. basketbolda bir yönetim zaafiyeti var bu doğru. oyuncuların maaşları gecikmeli ödeniyor. kulüpte mali bir sıkıntı var. bunlar da doğru. ama bugünkü olay hakkında en ufak bilgisi olmayan, olayın iç detaylarını bilmeyen taraftar tarafından yalan söylemekle itham ediliyor kendisi. üstelik itham eden de bu olaya çalıştığı kurumdan aldığı maaşın zamanında yatırılmasını örnek gösteriyor. hadi bu işler bu kadar kolaysa, yarın bir gün maaşın geç yatırıldığında patronuna çıkıp "ben işe gelmiyorum" de. bak bakalım patronun, can topsakal gibi sadece kızmakla mı kalıyor? sadece para için çalışanlar böyle düşünür işte. insanın çalıştığı kuruma karşı bir aidiyet duygusu olmalı. 1-2 ay evvel fenerbahçe maçı öncesi kerem ve ender kulübe icra takibi başlatmışlardı, sonra bizim haberimiz yok avukatlarımız yapmış diyerek özür dilemişlerdi. oyuncuların bugünkü antremana çıkmama olayı da buna benziyor. medyanın bunu kullanacağını bildikleri için fırsatçılık yapıyorlar. nedir bu oyuncuların zırt pırt suni kriz yaratma çabaları? belli bir ödeme planı verilmiş. herkes kabul etmiş. 1-2 gün gecikme olunca evinize "ekmek parası(!)" götüremiyor musunuz? "yok arkadaş ben profesyonel sporcuyum, bunu kabul etmem" diyorsan çıkıp gideceksin. paranı da mahkeme sonuçlanınca alırsın. bize iş adamı değil, aidiyet bilinci olan sporcu lazım. aklı fikri banka hesabına yatırılan parada olan oyuncudan hayır gelmez. nasıl ki sporcular her zaman yüksek performans gösteremeyebiliyorsa, kulüpler de zaman içinde mali sıkıntılar yaşayabilir. bunlar hoşgörü ve karşılıklı anlayışla çözülür. her dakika antremana çıkmama tehdidi ile değil.