916
yabancı için hiçbir kriter konulmamalı. sadece kadroda yerli bulundurma kriteri olmalı. misal tüm takım kadrosunda minimum 10 yerli ve bunların atıyorum 4 tanesi alt yapıdan olmalı.
yabancı, yerli, altyapıdan gelen oyuncu, genç oyuncu vs... gibi kavramların tanımları net yapılmalı. kime yerli denir? kim gençtir, kim altyapıdan gelmiştir vs..?
kulüplere adam gibi finansal fair play kuralları dikte edilmeli ve uymayanlara ceza verilmeli. illa ki uefa'nın ceza vermesi beklenmemeli.
ffp ile oyuncu transferi direk birbiri ile ilintili. misal şu an galatatasaray'ın bence en az 2 transfer dönemi boyunca oyuncu transfer etmesi yasaklanmalı. önce fazlalıkları eritip, yüksek kontratlı oyuncularla masaya oturup yeni sözleşmeler yapmak lazım. elinde 48 tane kontratlı oyuncusu olan bir takımın normale dönmesi en az 2 yıl sürer.
yabancı kısıtlaması hiçbir kritere bağlı kalmaksızın kalktığında yerli/yabancı dengesi oturur, rüek futbolcusu gerçek değerine ulaşır, yurtdışına daha fazla ihracat olur. kulüpler kesinlikle eskisinden daha fazla altyapıdan gelen oyuncuya yönelir. hele bir de altyapıdan daha fazla oyuncu ile oynayan takımlara parasal teşvik de verilirse o zaman altyapıdan oyuncu yetiştirmeme sorunu ortadan kalkar.
ancak milli takım seviyesinde veya uluslararası standartta türk oyuncu yetişmemesi apayrı bir sorundur. altyapıdan niceliksel olarak çok sayıda oyuncu gelmesi ile niteliksek olarak kaliteli çok sayıda gelmesi ayrı şeylerdir. yani altyapıdan çok sayıda sabri, yasin, yekta, aydın yılmaz, emre çolak, veysel gelmesi sizi vasat ama yerli oyunculardan kurulu bir takım yapar. altyapıdan hakan ünsal, ümit davala, okan buruk, rem belözoğlu, arif, hakan şükür, fatih akyel, bülent korkmaz, suat, ergün gelmesi ise sizi uluslararası çapta rekabet edebilir bir takım yapar. bu da otomotikman milli takımın da seviyesini yükseltir.
dolayısıyla ikinci türden oyuncu grubunu tesadüfe ve tekilliğe bağlı kalmaksızın sürekli ve hemen her takımda üretebilecek sebepleri yaratmak kısaca metot ortaya koymadan elit türk futbolcu yetiştiremezisiniz. metotu koyacak otorite ise tff, spor bakanlığı, meb'dir. aynen almanya'nın yaptığı gibi ortak ve uzun vadeli bir çalışma yapılırsa meyveleri alınır. almanya, belçika yakın tarihte bunu başardırlar.
yabancı, yerli, altyapıdan gelen oyuncu, genç oyuncu vs... gibi kavramların tanımları net yapılmalı. kime yerli denir? kim gençtir, kim altyapıdan gelmiştir vs..?
kulüplere adam gibi finansal fair play kuralları dikte edilmeli ve uymayanlara ceza verilmeli. illa ki uefa'nın ceza vermesi beklenmemeli.
ffp ile oyuncu transferi direk birbiri ile ilintili. misal şu an galatatasaray'ın bence en az 2 transfer dönemi boyunca oyuncu transfer etmesi yasaklanmalı. önce fazlalıkları eritip, yüksek kontratlı oyuncularla masaya oturup yeni sözleşmeler yapmak lazım. elinde 48 tane kontratlı oyuncusu olan bir takımın normale dönmesi en az 2 yıl sürer.
yabancı kısıtlaması hiçbir kritere bağlı kalmaksızın kalktığında yerli/yabancı dengesi oturur, rüek futbolcusu gerçek değerine ulaşır, yurtdışına daha fazla ihracat olur. kulüpler kesinlikle eskisinden daha fazla altyapıdan gelen oyuncuya yönelir. hele bir de altyapıdan daha fazla oyuncu ile oynayan takımlara parasal teşvik de verilirse o zaman altyapıdan oyuncu yetiştirmeme sorunu ortadan kalkar.
ancak milli takım seviyesinde veya uluslararası standartta türk oyuncu yetişmemesi apayrı bir sorundur. altyapıdan niceliksel olarak çok sayıda oyuncu gelmesi ile niteliksek olarak kaliteli çok sayıda gelmesi ayrı şeylerdir. yani altyapıdan çok sayıda sabri, yasin, yekta, aydın yılmaz, emre çolak, veysel gelmesi sizi vasat ama yerli oyunculardan kurulu bir takım yapar. altyapıdan hakan ünsal, ümit davala, okan buruk, rem belözoğlu, arif, hakan şükür, fatih akyel, bülent korkmaz, suat, ergün gelmesi ise sizi uluslararası çapta rekabet edebilir bir takım yapar. bu da otomotikman milli takımın da seviyesini yükseltir.
dolayısıyla ikinci türden oyuncu grubunu tesadüfe ve tekilliğe bağlı kalmaksızın sürekli ve hemen her takımda üretebilecek sebepleri yaratmak kısaca metot ortaya koymadan elit türk futbolcu yetiştiremezisiniz. metotu koyacak otorite ise tff, spor bakanlığı, meb'dir. aynen almanya'nın yaptığı gibi ortak ve uzun vadeli bir çalışma yapılırsa meyveleri alınır. almanya, belçika yakın tarihte bunu başardırlar.
