5
üzerinden galatasaray hücum oyuncularının eleştirilmesi anlamsızdır. zira sözü edilen asisti ribery bile yapsa bu gün burada övgüler düzülürdü. mükemmel çalım, mükemmel hızlanma, mükemmel sağ ve sol ayak koordinasyonu, mükemmel görüş ve mükemmel pas... hepsi bir asistin içerisindeydi. sıra dışı bir andı.
ve evet galatasaray hücum oyuncularının pek verimli olduğunu söyleyemeyiz. ancak anderlecht gibi çok koşan bir takıma karşı ilk kez maçı rakip yarı sahaya yıkıp yüklenme becerisini gösterebildik bir iki sezondur. takımın kondisyonu oldukça iyiydi. melo mükemmel oynadı ve rakip atakları kesmede olağanüstü başarılıydı.
prandelli'nin de açıkladığı gibi sneijder, pandev ve dzemaili henüz hazır değil. bruma gelişmekte olan bir oyuncu. taraftar futbolcuları ıslıklamayı bırakır takımı desteklerse sanıyorum kasım-aralık gibi istenen oyun şekillenmeye başlayacak. tabi taraftar takıma huzur verirse. bitki bile mozart çalan ortamda daha iyi büyüyorken hükümet, medya, federasyon, galatasaray kongresi ve taraftarın yarattığı gürültü kirliliği resmen bu takımın büyümesini yavaşlatıyor. belki de radikal bir çözüm şart...
ben galatasaray yönetimi yerinde olsam bir açıklama yapar taraftarı protesto için önümüzdeki maçı seyircisiz oynatmaya karar verdiğimi söylerim. bir maçın bilet fiyatlarını iade eder futbolcularımızı korur, taraftara kendine gel mesajını veririm. ve gerekirse kalan maçların tamamını da böyle oynatırım. açık söyliyim ki bu takım bu taraftara çok ama çok fazla. nerede "you will never walk alone" diyen liverpool taraftarı, nerede şımarık, terbiyesiz ve hep bana hep bana diyen galatasaray taraftarı. ünal aysal'ın da dediği gibi 20 milyonluk bir kitleyiz ama en çok itilip kakılan, en çok kötü muamele edilen hatta resmen düşmanlık gören bir grup haline döndük. çünkü takımı sahiplenme galatasaray taraftarında sıfır. yazıyla sıfır rakamla da "0". isterse tek başına ülkeye padişah seçebilecek kadar kalabalık bir taraftar grubunun desteklediği takımın bu kadar itilip kakılmasına, bu kadar horlanmasına başka açıklama olamaz. zaten 16 ekim galatasaray anderlecht maçı'ndaki görüntü de buydu. şimdilerde bir oyuncunun iyi performansı üzerinden diğer oyuncularımızı eleştirmek de aynı davranış tarzının yansıması. çok güzel bir performansın tadını çıkarmak yerine takımı yıpratmak için kullanılması sanırım bir tek galatasaray taraftarına mahsus. yemin ederim adamı fenerbahçe taraftarına özendiriyorsunuz.
ve evet galatasaray hücum oyuncularının pek verimli olduğunu söyleyemeyiz. ancak anderlecht gibi çok koşan bir takıma karşı ilk kez maçı rakip yarı sahaya yıkıp yüklenme becerisini gösterebildik bir iki sezondur. takımın kondisyonu oldukça iyiydi. melo mükemmel oynadı ve rakip atakları kesmede olağanüstü başarılıydı.
prandelli'nin de açıkladığı gibi sneijder, pandev ve dzemaili henüz hazır değil. bruma gelişmekte olan bir oyuncu. taraftar futbolcuları ıslıklamayı bırakır takımı desteklerse sanıyorum kasım-aralık gibi istenen oyun şekillenmeye başlayacak. tabi taraftar takıma huzur verirse. bitki bile mozart çalan ortamda daha iyi büyüyorken hükümet, medya, federasyon, galatasaray kongresi ve taraftarın yarattığı gürültü kirliliği resmen bu takımın büyümesini yavaşlatıyor. belki de radikal bir çözüm şart...
ben galatasaray yönetimi yerinde olsam bir açıklama yapar taraftarı protesto için önümüzdeki maçı seyircisiz oynatmaya karar verdiğimi söylerim. bir maçın bilet fiyatlarını iade eder futbolcularımızı korur, taraftara kendine gel mesajını veririm. ve gerekirse kalan maçların tamamını da böyle oynatırım. açık söyliyim ki bu takım bu taraftara çok ama çok fazla. nerede "you will never walk alone" diyen liverpool taraftarı, nerede şımarık, terbiyesiz ve hep bana hep bana diyen galatasaray taraftarı. ünal aysal'ın da dediği gibi 20 milyonluk bir kitleyiz ama en çok itilip kakılan, en çok kötü muamele edilen hatta resmen düşmanlık gören bir grup haline döndük. çünkü takımı sahiplenme galatasaray taraftarında sıfır. yazıyla sıfır rakamla da "0". isterse tek başına ülkeye padişah seçebilecek kadar kalabalık bir taraftar grubunun desteklediği takımın bu kadar itilip kakılmasına, bu kadar horlanmasına başka açıklama olamaz. zaten 16 ekim galatasaray anderlecht maçı'ndaki görüntü de buydu. şimdilerde bir oyuncunun iyi performansı üzerinden diğer oyuncularımızı eleştirmek de aynı davranış tarzının yansıması. çok güzel bir performansın tadını çıkarmak yerine takımı yıpratmak için kullanılması sanırım bir tek galatasaray taraftarına mahsus. yemin ederim adamı fenerbahçe taraftarına özendiriyorsunuz.