37
haksız taraftardır. tribünde sahaya bir şey atmak dışında verilebilecek tepkilerin en ilkelini veren insandır. ıslıklamanın pratikte ne faydası var? hangi futbolcuya, bugüne kadar ne katkısı olmuş? sonucumuz boş küme mi? normal. ama gerçeklikle değil, o an kafamıza estiği gibi duygusal davranan bir insan grubu olduğumuz için böylesi çok normal. ıslıklayınca elimize geçen somut şey ne? senin götünün ferahlaması mı? ferahlat o zaman. burak yılmaz şut çekmek yerine saçma sapan bir pas deniyorsa senin ıslıklaman düzeltecek. yeteneklerinin sınırında oynayan veysel'e senin ıslığın kıvraklık katacak. kaç yıldır tek sakatlık görmeden oynayan selçuk'a senin ıslığın olmadık yetenekleri verecek. muslera'nın refleksleri gelişecek, takıma birden kondüsyon yüklenecek.
ıslığın pratik ne faydası var? üçüncü kez soruyorum. cevabını gerçekten bilmediğimden. senin götünü ferahlatmaktan başka ne faydası var? somut bir şey gösterin, inanalım. hiç sevmediğim bir ifade ama "egonu tatmin etmekten" başka ne faydası var?
yok zamanlamasının iyi ayarlanması gerekiyormuş da, oyuncu çıkarken ıslıklanabilirmiş de... ingiltere'de küme düşen takım bile alkışla gönderilir, bizde şampiyonluk yaşatan oyuncuları etme psikolojisi var. bu normal. türkiye linç psikolojisini içinde hep barındıran bir memleket. az gelişmişliğin, kültürsüzlüğün sonucu. rusya'da düzenli kitap okuma oranı %64'e düştüğü için eğitim politikası tartışılmaya başlanmış, türkiye'nin düzenli kitap okuma oranı binde 2, arada sırada kitap okuyanların oranı %4. bu memleketin medeni tepki vermesi zaten olağan dışı olur. bunun ekonomik yapıyla falan da alakası yok. eğitim politikasının vizyonsuzluğu ve beş para etmemesiyle alakası var. bu da gelip tribüne yansıyor işte. daha insanlarla, kadınlarla, doğayla, ağaçla, hayvanlarla nasıl ilişki kurması gerektiğini bilmeyen adamlar gelip sporcuyla da böyle ilişki kuruyor. normal aslında. adam ne kadar ilkelse verdiği tepki de o kadar ilkel oluyor. eşyanın tabiatı bu.
maç önü, maç esnası, maç sonu fark etmez. aksini iddia edenle tartışmam bile. zaman kaybı...
ıslığın pratik ne faydası var? üçüncü kez soruyorum. cevabını gerçekten bilmediğimden. senin götünü ferahlatmaktan başka ne faydası var? somut bir şey gösterin, inanalım. hiç sevmediğim bir ifade ama "egonu tatmin etmekten" başka ne faydası var?
yok zamanlamasının iyi ayarlanması gerekiyormuş da, oyuncu çıkarken ıslıklanabilirmiş de... ingiltere'de küme düşen takım bile alkışla gönderilir, bizde şampiyonluk yaşatan oyuncuları etme psikolojisi var. bu normal. türkiye linç psikolojisini içinde hep barındıran bir memleket. az gelişmişliğin, kültürsüzlüğün sonucu. rusya'da düzenli kitap okuma oranı %64'e düştüğü için eğitim politikası tartışılmaya başlanmış, türkiye'nin düzenli kitap okuma oranı binde 2, arada sırada kitap okuyanların oranı %4. bu memleketin medeni tepki vermesi zaten olağan dışı olur. bunun ekonomik yapıyla falan da alakası yok. eğitim politikasının vizyonsuzluğu ve beş para etmemesiyle alakası var. bu da gelip tribüne yansıyor işte. daha insanlarla, kadınlarla, doğayla, ağaçla, hayvanlarla nasıl ilişki kurması gerektiğini bilmeyen adamlar gelip sporcuyla da böyle ilişki kuruyor. normal aslında. adam ne kadar ilkelse verdiği tepki de o kadar ilkel oluyor. eşyanın tabiatı bu.
maç önü, maç esnası, maç sonu fark etmez. aksini iddia edenle tartışmam bile. zaman kaybı...