536
başlıca sorunlarını sürekli konuşuyoruz, ağırlıklı olarak yönetenler bazında fakat algı konusunda anlamadığım bir olay daha var ki çoğu taraftar da bunun içerisinde, yani bu görüşe sahip. sabır güzel bir olay, gerekli bir olay, çoğu zaman türk milleti olarak da ihtiyaç duyduğumuz şey, sadece futbolda değil. fakat sabırın hakedildiği miktardan fazlası da garip durumlara sebebiyet verebiliyor. sezon başlarında takımların ve oyuncuların bireysel olarak hazır olmadığını savunuyor çoğu insan, zamana ihtiyaç var diyor. gayet doğal, gayet mantıklı. fakat bu süreçte alınan sonuçlar, senin sezonluk hedeflerini etkiliyor ve bu her sezon aynı sekilde cereyan ediyorsa, benim bir taraftar olarak sabrım taşıyor. yani yönetimden başlayarak, teknik kadro ve oyuncuların, sezonun ilk maçına hazır çıkmasını beklemem, bence çok ağır değil. zira bu maçlarda yapılacak kayıplar da, puan tablolarına ekleniyor(!) eylül, ekim ayları malesef bu hazır olmama goygoyuyla geçiyor ülkemizde hep, iyi futbol ve sonuçlar da hak getire haliyle. hatta uefa ligi maçları ağustos'ta oynanıyor, bunun sonucu olarak da daha eylül ayına gelmeden her yıl 2 takımımız elenir avrupa'dan, sezon içinde "hedefimiz ligde üst sıralarda yer alıp uefa'ya kalmak" diye yırtınan anadolu takımları, o maçlara bir türlü hazır çıkamazlar. onu geçtim, ligde bu dönemlerde iyi futbol bekleyen taraftara "ligin bu zamanları hazır değiliz, iyi futbol beklemesin kimse" derler, zaten o ara ligin ortaları gelir ve devre arası tatili olur. orada yeni transferler ve kamp dönemi, çoğu şey yeni baştan başlar, yine kamp sonrası hazır olamama ve hava şartları futbol kalitesini etkiler, ligin sonları zaten çekişme arttığı için "bu saatten sonra önemli olan 3 puan, iyi futbol değil" derler. ne zaman iyi futbolun zamanıdır, bir bilemeyiz.
bunları neden söylüyorum, aynı sudan içip etkilendiğimiz için. 2014-15 sezonunda en kritik şampiyonlar ligi maçımızı dün itibariyle oynadık ve içeride anderlecht'e puan verdik, hazır çıkamadığımız için. tepki göstermekte sonuna kadar haklı olduğumuzu düşünüyorum, buna laf edenleri de sabırlarından dolayı kutluyorum. fakat ben 1 ay sonra hazır hale gelen takımımı, dortmund karşısında görmekten ne anlayacağım, orası mechul. zira o zaman istediğimiz kadar hazır olalım, kalite farkı devreye girecek, yeneriz yeniliriz, elbette kestirmek işimiz değil, fakat anderlecht karşısında bugün kaybedilen 2 puan, bizim bu yılki hedefimizi direkt olarak etkiledi, bu kesin. ben bu noktada, kime neyin sabrını göstereceğim, zira önümüzdeki yıl bu dönemler, oturmuş bir kadromuz ve hocamız olacağına kim ne kadar inanıyor? yani önümüzdeki yıl ilk şampiyonlar ligi maçımıza, prandelli ve iskelet bir kadroyla hazır çıkabileceğimiz ihtimali yüksek olsa, hadi inanalım, ama malesef o sirkülasyon başa dönecek büyük bir olasılıkla.
en acı örneği trabzonspor bu işin, neredeyse her sezona hedefle girip, çakılıp, devre arasında yeni hocayla çıkışa geçip, önümüzdeki yıl için gaza gelen, büyük hedeflerle bekleyen camia, başa sarıp boş ellerle sezonu tamamlıyor.
bunları neden söylüyorum, aynı sudan içip etkilendiğimiz için. 2014-15 sezonunda en kritik şampiyonlar ligi maçımızı dün itibariyle oynadık ve içeride anderlecht'e puan verdik, hazır çıkamadığımız için. tepki göstermekte sonuna kadar haklı olduğumuzu düşünüyorum, buna laf edenleri de sabırlarından dolayı kutluyorum. fakat ben 1 ay sonra hazır hale gelen takımımı, dortmund karşısında görmekten ne anlayacağım, orası mechul. zira o zaman istediğimiz kadar hazır olalım, kalite farkı devreye girecek, yeneriz yeniliriz, elbette kestirmek işimiz değil, fakat anderlecht karşısında bugün kaybedilen 2 puan, bizim bu yılki hedefimizi direkt olarak etkiledi, bu kesin. ben bu noktada, kime neyin sabrını göstereceğim, zira önümüzdeki yıl bu dönemler, oturmuş bir kadromuz ve hocamız olacağına kim ne kadar inanıyor? yani önümüzdeki yıl ilk şampiyonlar ligi maçımıza, prandelli ve iskelet bir kadroyla hazır çıkabileceğimiz ihtimali yüksek olsa, hadi inanalım, ama malesef o sirkülasyon başa dönecek büyük bir olasılıkla.
en acı örneği trabzonspor bu işin, neredeyse her sezona hedefle girip, çakılıp, devre arasında yeni hocayla çıkışa geçip, önümüzdeki yıl için gaza gelen, büyük hedeflerle bekleyen camia, başa sarıp boş ellerle sezonu tamamlıyor.