35
sözüm ona 4. yıldız için gövde gösterisi niteliği taşıyan toplantı.
aahhh ah! yazık.. yazık amk.. cidden bütün yöneticilerde halktan soyutlanma gibi bir hastalık var. nereden çıkıyor, neden anlayamıyorlar bunu çözemiyorum. hepsi camdan kulelerinde oturmuş, akılları sıra çok güzel şeyler yaptıklarını sanıyorlar. çok afedersiniz ama bazen kafanıza yeterince oksijen gitmediğini düşünüyorum o yüksek cam kulelerinizde. halbuki bi sokaklara inseniz, bir teneffüs etseniz sokakların, bizlerin havasını... o zaman daha doğru olanın ne olduğunu çözersiniz belki sayın başkanlar/yöneticiler. demek istediğim şu: evet fikir güzel, ama gerçekleştiriş şeklin, fikrin özüyle çelişiyor; görememek için kör olmak lazım. gövde gösterisi yapmak istiyor, yeni sezona kenetlenmiş bir takım imajı çizip düşmanlara korku eşe dosta güven aşılamak istiyorsun. ama günün şu dandik saatinde, 40 kişi toplanmış, milletin -kendi taraftarın dahil- afedersin k.çıyla güleceği bir basın toplantısına imza atıyorsun. bir de yıldızın üstünde toplanıp foto çekilmeler vs.. yukarıda bir arkadaşım yazmış 40 yıllık caps malzemesi diye, cidden o hesap amk.
halbuki şu hareketin, tüm herkes tarafından imrenilicek ve yıllar içinde tekrarlanarak gelenekselleştirilecek olabilme potansiyeli öyle yüksekti ki... sen böyle bir organizasyona, takımın asıl sahiplerini nası çağırmazsın a be arkadaş?! sadece çağırmak da değil üstelik, ahh ah gerçekten halkın içine inip biraz toplumun genel psikolojisi koklanmalı bu üst düzey beyefendiler tarafından. gençleri işin içine katan, o sinerjiyi yakalayan kazanır. takımlar için de, taraftarlarını işin içine katan, o sinerjiyi yakalayan kazanır. o enerjiyi size biz değil de kim verecek? bakın bu işi amerika'da nası çözmüşler. adamlar sporun bir eğlence olduğunu ve sektörü dinamikleştiren duygunun haz almak, keyif almak olduğunu öyle iyi yakalamışlar ki... taraftara her noktada keyif vermeyi öncelik kabul edeceksin. bakın takip eden bilir, örneğin nba maçlarında, molalarda bile taraftarları sahaya alıp çeşitli etkinlikler yapıyorlar. peki bu ne işe yarıyor? takımı sokağa indiriyor bu hareket, halkın takımı daha çok benimsemesini sağlıyor. biraz yaratıcı bir yönetici ekibi, o taraftarı çağırmakla kalmaz daha da ötesine giderdi. de abi 1. geleneksel sezon açılış şenlikleri gibi bişey.. taraftara yap konuşmalarını.. ardından etkinlikler yap.. taraftara girişte numaralar ver, muslera çekiliş yapsın, çektiği numaralara sahip kişiler ona penaltılar atsın 60 bin kişinin önünde.. selçuk'la frikik atmaca, sneijder'ın frikiğini kurtarmaca, melo'yla adama basmaca vs vs sırayla hepsi yapılabilir bunların. takım taraftarın içine girmiş olur, taraftar oyuncuları bizzat tanır, daha büyük bir sinerji oluşur bunun gibi şeylerle. takıma da etkisi çok pozitif olur zira onlar bizim, yani taraftarın oyuncuları yani. yöneticilerin değil ki..
yanarım yanarım, daha yaratıcı olunamamasına ve neye yeterince önem verip vermemenin bilinememesine yanarım.
aahhh ah! yazık.. yazık amk.. cidden bütün yöneticilerde halktan soyutlanma gibi bir hastalık var. nereden çıkıyor, neden anlayamıyorlar bunu çözemiyorum. hepsi camdan kulelerinde oturmuş, akılları sıra çok güzel şeyler yaptıklarını sanıyorlar. çok afedersiniz ama bazen kafanıza yeterince oksijen gitmediğini düşünüyorum o yüksek cam kulelerinizde. halbuki bi sokaklara inseniz, bir teneffüs etseniz sokakların, bizlerin havasını... o zaman daha doğru olanın ne olduğunu çözersiniz belki sayın başkanlar/yöneticiler. demek istediğim şu: evet fikir güzel, ama gerçekleştiriş şeklin, fikrin özüyle çelişiyor; görememek için kör olmak lazım. gövde gösterisi yapmak istiyor, yeni sezona kenetlenmiş bir takım imajı çizip düşmanlara korku eşe dosta güven aşılamak istiyorsun. ama günün şu dandik saatinde, 40 kişi toplanmış, milletin -kendi taraftarın dahil- afedersin k.çıyla güleceği bir basın toplantısına imza atıyorsun. bir de yıldızın üstünde toplanıp foto çekilmeler vs.. yukarıda bir arkadaşım yazmış 40 yıllık caps malzemesi diye, cidden o hesap amk.
halbuki şu hareketin, tüm herkes tarafından imrenilicek ve yıllar içinde tekrarlanarak gelenekselleştirilecek olabilme potansiyeli öyle yüksekti ki... sen böyle bir organizasyona, takımın asıl sahiplerini nası çağırmazsın a be arkadaş?! sadece çağırmak da değil üstelik, ahh ah gerçekten halkın içine inip biraz toplumun genel psikolojisi koklanmalı bu üst düzey beyefendiler tarafından. gençleri işin içine katan, o sinerjiyi yakalayan kazanır. takımlar için de, taraftarlarını işin içine katan, o sinerjiyi yakalayan kazanır. o enerjiyi size biz değil de kim verecek? bakın bu işi amerika'da nası çözmüşler. adamlar sporun bir eğlence olduğunu ve sektörü dinamikleştiren duygunun haz almak, keyif almak olduğunu öyle iyi yakalamışlar ki... taraftara her noktada keyif vermeyi öncelik kabul edeceksin. bakın takip eden bilir, örneğin nba maçlarında, molalarda bile taraftarları sahaya alıp çeşitli etkinlikler yapıyorlar. peki bu ne işe yarıyor? takımı sokağa indiriyor bu hareket, halkın takımı daha çok benimsemesini sağlıyor. biraz yaratıcı bir yönetici ekibi, o taraftarı çağırmakla kalmaz daha da ötesine giderdi. de abi 1. geleneksel sezon açılış şenlikleri gibi bişey.. taraftara yap konuşmalarını.. ardından etkinlikler yap.. taraftara girişte numaralar ver, muslera çekiliş yapsın, çektiği numaralara sahip kişiler ona penaltılar atsın 60 bin kişinin önünde.. selçuk'la frikik atmaca, sneijder'ın frikiğini kurtarmaca, melo'yla adama basmaca vs vs sırayla hepsi yapılabilir bunların. takım taraftarın içine girmiş olur, taraftar oyuncuları bizzat tanır, daha büyük bir sinerji oluşur bunun gibi şeylerle. takıma da etkisi çok pozitif olur zira onlar bizim, yani taraftarın oyuncuları yani. yöneticilerin değil ki..
yanarım yanarım, daha yaratıcı olunamamasına ve neye yeterince önem verip vermemenin bilinememesine yanarım.
