6389
burak yılmaz aslında türk futbolunun aynasıdır. ülkemizdeki sığır altyapı hocalarının, oyuncunun gelişmesine negatif olarak doğrudan etki eden sistemin bir ürünüdür burak. burak güçlü ve hızlı olduğu için kariyerinin neredeyse çok büyük bir bölümünü sağ kanat oyuncusu olarak geçirdi çünkü bizim ülkemizde hızlı adam demek kanat oyuncusu demektir, o yüzden bizde hızlı bekler, hızlı/çabuk stoperler yetişmez. ben burak'ın sağ bek oynadığı bir maçı bile izledim ki siz düşünün durumu. ha bu arada caner örneği verecek olan varsa peşinen söyleyeyim caner de sol açıktan sol beke devşirilmiştir.
burak'a gelecek olursak burak aslında hem büyük bir başarı hikayesidir hem de türk insanının profilini temsil etmektedir. büyük bir başarı hikayesidir çünkü bu adam aslında tam forvet oyuncusu, doğuştan forvet dedikleri tarzdan ama belli ki altyapı hocaları o kadar vasatmış ki bu adam doğru dürüst ne top kontrolünü öğretmişler ne de oyun bilgisini ama o bir şekilde pes etmemiş, çalışmış çabalamış ülkenin en iyi forveti hatta istatistiksel olarak da en iyi golcüsüne evrilmiş. mesela burak'ın bir özelliği vardı ki en çok onu severdim bir maçta 5 tane atsa yetinmez 6.,7. golü de atmak isterdi, bu özelliğin son yıllarda sadece baros'da olduğunu düşünüyorum. neyse burak bir şekilde kendisini geliştirdi azmetti ve galatasaray'a transfer oldu ki ülke içerisinde kanımca gelebileceği en iyi nokta buydu. galatasaray'a gelince ilk yıl gerçekten muazzam bir performans gösterdi, şampiyonlar liginde de ligde de başarının mimarlarından oldu. ama gel gelelim aslında hepimizde bulunan o iğren hastalık olan kendini geliştirememe, doyum noktasına çabuk ulaştı. ne yazık ki bu ülkemizin en büyük problemi gelişime çok fazla açık değiliz. burada burak fena patladı, defoları bir bir ortaya çıktı çıkmasına kendisini bu noktaya getiren özelliklerini de kaybetmeye başladı ki bu bence en tehlikelisi.
ben yine de birçok sözlük yazarının aksine kendisinden umutluyum. evlendi, düzenli bir hayata geçiyor, bir çok türk futbolcusunda olduğu gibi muhtemelen evlilik sonrası toparlanacaktır.
burak'a gelecek olursak burak aslında hem büyük bir başarı hikayesidir hem de türk insanının profilini temsil etmektedir. büyük bir başarı hikayesidir çünkü bu adam aslında tam forvet oyuncusu, doğuştan forvet dedikleri tarzdan ama belli ki altyapı hocaları o kadar vasatmış ki bu adam doğru dürüst ne top kontrolünü öğretmişler ne de oyun bilgisini ama o bir şekilde pes etmemiş, çalışmış çabalamış ülkenin en iyi forveti hatta istatistiksel olarak da en iyi golcüsüne evrilmiş. mesela burak'ın bir özelliği vardı ki en çok onu severdim bir maçta 5 tane atsa yetinmez 6.,7. golü de atmak isterdi, bu özelliğin son yıllarda sadece baros'da olduğunu düşünüyorum. neyse burak bir şekilde kendisini geliştirdi azmetti ve galatasaray'a transfer oldu ki ülke içerisinde kanımca gelebileceği en iyi nokta buydu. galatasaray'a gelince ilk yıl gerçekten muazzam bir performans gösterdi, şampiyonlar liginde de ligde de başarının mimarlarından oldu. ama gel gelelim aslında hepimizde bulunan o iğren hastalık olan kendini geliştirememe, doyum noktasına çabuk ulaştı. ne yazık ki bu ülkemizin en büyük problemi gelişime çok fazla açık değiliz. burada burak fena patladı, defoları bir bir ortaya çıktı çıkmasına kendisini bu noktaya getiren özelliklerini de kaybetmeye başladı ki bu bence en tehlikelisi.
ben yine de birçok sözlük yazarının aksine kendisinden umutluyum. evlendi, düzenli bir hayata geçiyor, bir çok türk futbolcusunda olduğu gibi muhtemelen evlilik sonrası toparlanacaktır.