6355
asıl olayı hızını kullanıp savunma arkasına sarkarak gol atmak olan, öz güveni arttığında ise cluj maçındakine*, schalke maçındakine* benzer goller atabilen, öz güvenine bağlı olarak düzgün kafa vuruşları dahi yapabilen* forvet. oyun zekası diye bir şey ise mükemmel performans gösterdiği iki sezon* * dahil kendisinde bulunmamaktadır.
kendisi; belki yaşı dolayısıyla, belki kendine hiç bakmadığından, belki çalışmadığından -ki burak gibi çalışkan bir futbolcudan beklemem- asıl "olay"ı olan savunma arkası koşu yapma becerisini büyük ölçüde kaybetmiştir. bunun nedenlerinden biri de kuşkusuz iki sezondur galatasaray'ın takım halinde, akıllı savunma yapmaya çalışmasıdır. asıl "olayını" artık yapamayan "kral", iki sezondur azalan gol grafiğine ek olarak öz güvenini de kaybetmiş, 12-13 sezonundaki gençlerbirliği maçında tanık olduğumuz yeteneksiz hareketlerini arttırmaya başlamıştır. basının üstüne gelmesi, taraftarın eskisi kadar sahiplenmemesi ise burak'ta görünen o ki sinir yapmış, en alakasız yerlerde bile fauller yapmaya, taraftarla muhatap olmaya başlamıştır.
bu saydığım kötü özellikler burak'ta hep vardı. sadece o, bunları hırsıyla, başarısı sayesinde artan öz güveniyle yenebiliyordu. son iki sezondur ise bunu yapamadığını görüyoruz.
burak'la ilgili taraftar tepkilerinde ise dikkatimi en çok "ama çok gol attı!"cılar çekiyor. hatta "forvetin görevi gol atamak değil mi kardeşim? burakd a atıyor işte." vb. yorumlar bile okuyorum. ben kişisel olarak bu mantığı en son fifa 2002 oynarken, savunmadan forvete d ile pas, sonra da koşu yapıp yine d ile şut atarken kullanıyordum. kimi yazarların fifa 2002 oynayan o çocuğun mantık seviyesini geçememiş olamaları acı olsagerek.
forvetin görevi sadece gol atmak -elbette- değildir. forvet, günümüz futbolunda takım savunmasına yaptığı preslerle katkıda bulunmalı, topu ayağında en azından iki, üç saniye olsun tutup en yakın arkadaşına düzgün bir pas verebilmeli, orta sahayı oyuna dahil edebilmelidir. forvetin sadece gol attığı mantık ne yazık ki 90'lar futbolunda, fifa 2002'de ve langırtta -gerçi langırtta bile pres var- kalmıştır.
son sözüm o ki, lanet yabancı sınırlaması içinde burak gerekli mental gelişimi sağlarsa galatasaray'a elbette faydalı olabilir. fakat "en iyi türk forvet" kendisiyse, galatasaray gibi büyük bir takımın yabancı bir forvet alması elzemdir. bu yabancı forvetin biraz büyük lig görmüş, avrupa'da yetişmiş olması yeterli olacaktır.
kendisi; belki yaşı dolayısıyla, belki kendine hiç bakmadığından, belki çalışmadığından -ki burak gibi çalışkan bir futbolcudan beklemem- asıl "olay"ı olan savunma arkası koşu yapma becerisini büyük ölçüde kaybetmiştir. bunun nedenlerinden biri de kuşkusuz iki sezondur galatasaray'ın takım halinde, akıllı savunma yapmaya çalışmasıdır. asıl "olayını" artık yapamayan "kral", iki sezondur azalan gol grafiğine ek olarak öz güvenini de kaybetmiş, 12-13 sezonundaki gençlerbirliği maçında tanık olduğumuz yeteneksiz hareketlerini arttırmaya başlamıştır. basının üstüne gelmesi, taraftarın eskisi kadar sahiplenmemesi ise burak'ta görünen o ki sinir yapmış, en alakasız yerlerde bile fauller yapmaya, taraftarla muhatap olmaya başlamıştır.
bu saydığım kötü özellikler burak'ta hep vardı. sadece o, bunları hırsıyla, başarısı sayesinde artan öz güveniyle yenebiliyordu. son iki sezondur ise bunu yapamadığını görüyoruz.
burak'la ilgili taraftar tepkilerinde ise dikkatimi en çok "ama çok gol attı!"cılar çekiyor. hatta "forvetin görevi gol atamak değil mi kardeşim? burakd a atıyor işte." vb. yorumlar bile okuyorum. ben kişisel olarak bu mantığı en son fifa 2002 oynarken, savunmadan forvete d ile pas, sonra da koşu yapıp yine d ile şut atarken kullanıyordum. kimi yazarların fifa 2002 oynayan o çocuğun mantık seviyesini geçememiş olamaları acı olsagerek.
forvetin görevi sadece gol atmak -elbette- değildir. forvet, günümüz futbolunda takım savunmasına yaptığı preslerle katkıda bulunmalı, topu ayağında en azından iki, üç saniye olsun tutup en yakın arkadaşına düzgün bir pas verebilmeli, orta sahayı oyuna dahil edebilmelidir. forvetin sadece gol attığı mantık ne yazık ki 90'lar futbolunda, fifa 2002'de ve langırtta -gerçi langırtta bile pres var- kalmıştır.
son sözüm o ki, lanet yabancı sınırlaması içinde burak gerekli mental gelişimi sağlarsa galatasaray'a elbette faydalı olabilir. fakat "en iyi türk forvet" kendisiyse, galatasaray gibi büyük bir takımın yabancı bir forvet alması elzemdir. bu yabancı forvetin biraz büyük lig görmüş, avrupa'da yetişmiş olması yeterli olacaktır.