3758
kendisinden beklenti o kadar yüksekti ki, fatih terim döneminde yaşanılan şampiyonlukta yarattığı ivmeyle birlikte şuan ki durumu kaçınılmaz oldu.
ancak;
arkadaşlar bokunu çıkarmayın insafsızlığın yahu, gerçekten emre o kadar da kötü topçu değil.
yapmayın etmeyin.
tamam, beklediğiniz wonderkid çıkmadı içinden,
ama yok yani o kadar da kötü değil,
değil yani...
en büyük eksisi hızlı atağa çıkan takımda hızlı düşünüp rakip alanda arkadaşını topla buluşturacak kontra atakta garanti olsun diye topu sağa sola çekip oyunu yavaşlatması, el freni etkisi yapması...
kime benzemiş acaba?
bir hatırlayın dünkü maçta * iki kez kendi etrafında dönerek attığı çalımı hangi abisinden öğrenmiş? o öğrendiği abisi rakip takımdaydı dün...
emre çolak'ın stili bariz biçimde arda turan'ın tıpkısının aynısı, kalçasıyla top saklamalar, bilekle içe kat eden çalımlar atmalar, topun etrafında dönmeler, topu etrafında döndürmeler... aynı işte...
ama arda kadar zeki değil... vizyonu onun kadar geniş değil, direk ileriyi, direk hücumu düşünmüyor,
emre, görünen o ki, galip durumda olunan büyük bir maçta, takım içindeki arkadaşlarının dinlenmesini sağlamak için ayağında top tutmak üzere oyuna alınacak tipte oyuncu,
topla dinlenme yaptıracak futbolcu... hani bi denilson vardı betis'te oynayan, gereksiz yerde gereksiz çalımlar atardı, ama atardı, topu ayağından almak kasıntı geldiğinden adamın kendi kendine sıkılıp pas vermesini beklerdiniz,
emre de öyle, o sıkılıp pas vermezse top ayağında kalıyor ya da kendine faul yaptırıyor.
- teknik mi? evet.
- estetik mi? evet.
- fizik olarak da çok yetersiz değil.
- hızlı, çevik.
- maalesef kendi yeteneklerine ihanet edecek kadar kafası çalışmıyor.
hepsi bu.
ancak;
arkadaşlar bokunu çıkarmayın insafsızlığın yahu, gerçekten emre o kadar da kötü topçu değil.
yapmayın etmeyin.
tamam, beklediğiniz wonderkid çıkmadı içinden,
ama yok yani o kadar da kötü değil,
değil yani...
en büyük eksisi hızlı atağa çıkan takımda hızlı düşünüp rakip alanda arkadaşını topla buluşturacak kontra atakta garanti olsun diye topu sağa sola çekip oyunu yavaşlatması, el freni etkisi yapması...
kime benzemiş acaba?
bir hatırlayın dünkü maçta * iki kez kendi etrafında dönerek attığı çalımı hangi abisinden öğrenmiş? o öğrendiği abisi rakip takımdaydı dün...
emre çolak'ın stili bariz biçimde arda turan'ın tıpkısının aynısı, kalçasıyla top saklamalar, bilekle içe kat eden çalımlar atmalar, topun etrafında dönmeler, topu etrafında döndürmeler... aynı işte...
ama arda kadar zeki değil... vizyonu onun kadar geniş değil, direk ileriyi, direk hücumu düşünmüyor,
emre, görünen o ki, galip durumda olunan büyük bir maçta, takım içindeki arkadaşlarının dinlenmesini sağlamak için ayağında top tutmak üzere oyuna alınacak tipte oyuncu,
topla dinlenme yaptıracak futbolcu... hani bi denilson vardı betis'te oynayan, gereksiz yerde gereksiz çalımlar atardı, ama atardı, topu ayağından almak kasıntı geldiğinden adamın kendi kendine sıkılıp pas vermesini beklerdiniz,
emre de öyle, o sıkılıp pas vermezse top ayağında kalıyor ya da kendine faul yaptırıyor.
- teknik mi? evet.
- estetik mi? evet.
- fizik olarak da çok yetersiz değil.
- hızlı, çevik.
- maalesef kendi yeteneklerine ihanet edecek kadar kafası çalışmıyor.
hepsi bu.