154
galatasaray'ın kadrosuna dahil ettiği belki de en büyük isim olan rijkaard geldiğinde, herkesin dilinden tek bir kelime döküldü; sabır. bu kadar erken başladığımız bir sezonda en çok ihtiyacımız olan şey bu. ne rijkaard tam anlamıyla hazır bazı şeylere ne de takımımız. o yüzden, yazımın başında bir kez daha vurgulamak istiyorum; sabır...
bugünkü maç, elbette beklemediğimiz bir sonuçla bitti. gençlerin bu kadar ağırlıklı olduğu bir kadroyla, mahalle takımı diye tabir edebileceğimiz bir rakibe karşı galibiyet elde edilebilirdi. ilk maçtan skor peşinde değilim elbet. bugün benim için önemli olan, galatasaray'ımın sezonu açıyor olmasıydı. ben bugün özlenen galatasaray'ı izlemek için geçtim televizyon başına. oynanan oyun tabi ki tatmin etmedi. vasatı biraz geçen bir mücadele, yapılmaması gereken hatalar art arda sıralandı. tüm renktaşlarımın belirttiği eksik noktalar göze battı. yazının başında belirttiğimi gibi, bugün sahaya çıkan oyuncular henüz hiçbir şeye hazır değiller.
maç başladı, "hadi aslanlar" demeye kalmadan gol yedik. üstelik bizim gibi büyük bir kulübün yapmaması gereken hatayla yedik golü. sabri'ye çok yüklenmek değil elbet amacım. galatasaray formasını giydiği için şu ana kadar arkasında durmaya da çalıştım; ama yediğimiz gol ağır çekimde gösterilince babamdan şöyle bir yorum geldi: halı sahada biz bile yapmıyoruz bu hatayı. belki espri gibi görünüyor bu söz; ama doğruluğu kesin olan bir söz bu. galatasaray forması giyen futbolcular, böyle hatalar yapmayacak kadar özel ve başarılı olmak zorundadır.
ilk golü yedik, "oyuna konsantre olamadık düzeltiriz şimdi." dedim. en azından öyle umut ettim; ama oynanan futbol bu maçı çevirmeye yetmezdi. aydın'ın umutsuz görüntüsü, yaser'in beceriksizliği, mustafa sarp'ın ağır kalması, erhan şentürk'ün varlığıyla yokluğunun bir olması oldukça karamsar bir tablo çizdi. maalesef, ilk yarıda oynanan oyunla pek bir şey yapamazdık. burda tehlike çanları çalmaya başlıyor ne yazık ki. bugün sahaya çıkan oyuncular, ilk on bir için alternatif oyuncu olarak düşünülen oyuncular. ceza ya da sakatlık durumunda bu adamlar oynayacaklar.
ikinci yarıda arda ve baros'un oyuna girişiyle oyun hareketlenir gibi oldu. zaten bu iki oyuncumuzun kalitesi de golü getirdi takımımıza. arda, oyuna kendini verememesinden midir bilinmez, yapabileceklerini yansıtamadı belki de. en azından ben öyle gördüm. yüklenen sorumluluğu bir anda kaldıramadığından mıdır yoksa takımın genel olarak tutuk oluşu ona mı yansıdı bilemiyorum. yine de yeni sezonda eski arda'yı bizlere izletecektir. alpaslan'ın gördüğü ilk kart haksız olsa da, hakemle tartışmaya girmemesini öğrenemeyecek kadar amatör olmasına şaşırıyor insan. tamam genç olabilirsin, asabi olabilirsin; ama iki dakika önce sarı kart görmüşsen hakemle tartışmamayı bilmen gerekir.
takım olarak kötü bir oyun sergiledik bugün. genç ağırlıklı bir kadroydu, yedeklerdi bilmem ne... onlarca bahane sıralanabilir burda. bahaneler sıralanır da, şunu göz ardı etmemek lazım; karşımızdaki takım amatördü. ne olursa olsun, galatasaray adına bu takımla berabere kalmak yakışmadı. böyle söylüyorum; çünkü galatasaray'ı eleştirmek için bu maçın sonucunu bekleyenlere malzeme vermiş olduk. can sıkıcı yorumları dinlemek zorunda kaldık. bu takımı kendi evimizde rahat geçeriz, bundan şüphem yok. kimsenin de şüphesi olmamalı. tek üzüntüm, salyalarını akıtarak bekleyenleri mutlu etmiş olmamız.
bugün oynanan oyun beklentileri karşılamadı. aynı şekilde bugün oynanan oyun, bu sezona bakış açımızı da değiştirmedi. tek dileğim, rijkaard'ı ve galatasaray'ı eleştirenlerin gazına gelip saçmalanmaması. bu takımın ve kadronun ihtiyacı olan şey sabır. gerekli sabrı gösterdiğimizde, hayal ettiğimiz başarıları yeniden yaşayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
bugünkü maç, elbette beklemediğimiz bir sonuçla bitti. gençlerin bu kadar ağırlıklı olduğu bir kadroyla, mahalle takımı diye tabir edebileceğimiz bir rakibe karşı galibiyet elde edilebilirdi. ilk maçtan skor peşinde değilim elbet. bugün benim için önemli olan, galatasaray'ımın sezonu açıyor olmasıydı. ben bugün özlenen galatasaray'ı izlemek için geçtim televizyon başına. oynanan oyun tabi ki tatmin etmedi. vasatı biraz geçen bir mücadele, yapılmaması gereken hatalar art arda sıralandı. tüm renktaşlarımın belirttiği eksik noktalar göze battı. yazının başında belirttiğimi gibi, bugün sahaya çıkan oyuncular henüz hiçbir şeye hazır değiller.
maç başladı, "hadi aslanlar" demeye kalmadan gol yedik. üstelik bizim gibi büyük bir kulübün yapmaması gereken hatayla yedik golü. sabri'ye çok yüklenmek değil elbet amacım. galatasaray formasını giydiği için şu ana kadar arkasında durmaya da çalıştım; ama yediğimiz gol ağır çekimde gösterilince babamdan şöyle bir yorum geldi: halı sahada biz bile yapmıyoruz bu hatayı. belki espri gibi görünüyor bu söz; ama doğruluğu kesin olan bir söz bu. galatasaray forması giyen futbolcular, böyle hatalar yapmayacak kadar özel ve başarılı olmak zorundadır.
ilk golü yedik, "oyuna konsantre olamadık düzeltiriz şimdi." dedim. en azından öyle umut ettim; ama oynanan futbol bu maçı çevirmeye yetmezdi. aydın'ın umutsuz görüntüsü, yaser'in beceriksizliği, mustafa sarp'ın ağır kalması, erhan şentürk'ün varlığıyla yokluğunun bir olması oldukça karamsar bir tablo çizdi. maalesef, ilk yarıda oynanan oyunla pek bir şey yapamazdık. burda tehlike çanları çalmaya başlıyor ne yazık ki. bugün sahaya çıkan oyuncular, ilk on bir için alternatif oyuncu olarak düşünülen oyuncular. ceza ya da sakatlık durumunda bu adamlar oynayacaklar.
ikinci yarıda arda ve baros'un oyuna girişiyle oyun hareketlenir gibi oldu. zaten bu iki oyuncumuzun kalitesi de golü getirdi takımımıza. arda, oyuna kendini verememesinden midir bilinmez, yapabileceklerini yansıtamadı belki de. en azından ben öyle gördüm. yüklenen sorumluluğu bir anda kaldıramadığından mıdır yoksa takımın genel olarak tutuk oluşu ona mı yansıdı bilemiyorum. yine de yeni sezonda eski arda'yı bizlere izletecektir. alpaslan'ın gördüğü ilk kart haksız olsa da, hakemle tartışmaya girmemesini öğrenemeyecek kadar amatör olmasına şaşırıyor insan. tamam genç olabilirsin, asabi olabilirsin; ama iki dakika önce sarı kart görmüşsen hakemle tartışmamayı bilmen gerekir.
takım olarak kötü bir oyun sergiledik bugün. genç ağırlıklı bir kadroydu, yedeklerdi bilmem ne... onlarca bahane sıralanabilir burda. bahaneler sıralanır da, şunu göz ardı etmemek lazım; karşımızdaki takım amatördü. ne olursa olsun, galatasaray adına bu takımla berabere kalmak yakışmadı. böyle söylüyorum; çünkü galatasaray'ı eleştirmek için bu maçın sonucunu bekleyenlere malzeme vermiş olduk. can sıkıcı yorumları dinlemek zorunda kaldık. bu takımı kendi evimizde rahat geçeriz, bundan şüphem yok. kimsenin de şüphesi olmamalı. tek üzüntüm, salyalarını akıtarak bekleyenleri mutlu etmiş olmamız.
bugün oynanan oyun beklentileri karşılamadı. aynı şekilde bugün oynanan oyun, bu sezona bakış açımızı da değiştirmedi. tek dileğim, rijkaard'ı ve galatasaray'ı eleştirenlerin gazına gelip saçmalanmaması. bu takımın ve kadronun ihtiyacı olan şey sabır. gerekli sabrı gösterdiğimizde, hayal ettiğimiz başarıları yeniden yaşayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.