• 127
    sadece bizim kulüp bazında söylemiyorum; ülke futbolunu yönetenler çanak tuttuğu müddetçe tribünlerde var olacak türden biridir. hayatı boyunca kendini hiç bir konuda eğitememiş, insanlarla fikir alışverişi yapamayan, bu sebeplerden ötürü kendisini herhangi bir zümreye ait hissedemeyen ne kadar organizma varsa hepsi futbol fanatiğidir bizim ülkemizde.(bütün fanatikler böyledir demiyorum) doğal olarak da, kulüpler için bu tarz adamlar bir çıkar kapısıdır ve bu ülkenin hiç bir konuda düzgün işleyemeyen 'çoğunluk' anlayışı bu konuda da kendini göstermektedir. bir çok konuda hemfikir olduğum galatasaray yönetimi de bu konuda bir şey yap(a)mamaktadır.

    algı yönetimine bağlı müşteri ve taraftar kaybetmeme taktiği - ki bu taktik ülkemizin her alanına sirayet etmiş durumda - devam ettiği müddetçe bu adam ve türevleri de tribünde egemen olurlar. zaten bu mecrada dahi yaptıklarını normalmiş gibi savunan ve fikir belirten insanları 'klavye delikanlısı yae' diye sığ bir tabirle eleştirenler mevcut. vehametin seviyesini varın siz düşünün.

    adam tribündeki dengine yani kendisi gibi oraya takımı desteklemeye giden taraftara saldırıyor, sonra biz bu adamdan kötü taraftar oluyoruz. niye? galatasaray'ın sutopu maçına gidip 'heyya heyya' demedik diye. işi gücü olan galatasaraylı iyi gün taraftarı oluyor, galatasaray üzerinden para kazanan adam 'emekçi taraftar'. biz klavye delikanlısıyız, ona buna saldıran bu adam 'reyiz'.

    peşinen söyleyeyim kendisi ve türevleri tribünden temizlendiği gün en az onlar kadar maç izlemezsem ve takımı 'her branşta' onlardan daha çok desteklemezsem fenerbahçelilerin aşikar olduğu biblo piyasasına girerim. :(

    not: son iki paragraf ultraslan sevicilere peşinen önlem alma amaçlı girilmiştir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın