3443
kendisinin kesinleşmiş hapis cezasına rağmen, yurtdışına çıkması türkiye cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. biliyorsunuz kendisi rusya'daki euroleague final maçını izlemeye gitti geçen ay. etmez ya hani şeytana uyup firar etse, bunun açıklamasını bu halka kim verebilecek? kim bunun sorumluluğunu üstüne alabilecek? kader deyip geçerlerdi belki, ya da dışişleri bakanlığı, içişleri bakanlığına, o tarım ve hayvancılık bakanlığına filan atardı topu. bütün bu olanlar şu ülkeden defolup gitmek için her gün karşımıza çıkan binlerce sebepten biri ne yazık ki. bu ülkede adalet(!) garibanlara karşı işliyor sadece, bu hep böyleydi, ama hiçbir zaman bu kadar acımasızca, bu kadar yüzsüzce, bu kadar aymazca bu işlere girişemiyorlardı. belki bu kadar güçlü bir oy oranına sahip olamadıkları için, bazı şeyleri böyle cesurca yapamıyorlardı, saklayamıyorlardı, kamuoyu baskısından korkuyorlardı. şimdi ise milyonların gözü önünde olan bir adam, göz göre göre kayırılıyor, hapise girmesi gerekirken girmiyor. alalh şahit, aziz yıldırım'ın hapse girmesini istemiyorum, can düşmanım gibi görsem de istemiyorum, kimsenin girmesini istemem, başka ceza verilebilir falan filan ama hapis cezası veriliyorsa da bu acilen uygulansın artık, binlerce insanın vicdanında derin bir yara oluyor böyle haksızlıklar, çifte standartlar. hoş biz alıştık böyle şeylere, bu ülkede bir adam bir genç kızın kafasını kesti, bavula koyup çöpe attı, kamuoyunda infiale sebep olmasa, medya olayın üstüne bu kadar düşmese neredeyse beraat kararı verilecekti, sebep adamın ailesinin çok varlıklı olması. bu konularda acaip doluyum da, her neyse işte.