4848
hakkı yok.
o sahada kimlere tepki gösterilmedi ki; hakan şükür, ayhan akman, tugay kerimoğlu ve hatta hagi. ama hiç biri formayı bırakıp gitmedi.
çünkü bu isimlerin hepside galatasaray camiasının kendilerine tepki gösteren 3-5 bin kişiden ibaret olmadığını biliyorlardı. böylesi büyük kulüplerin formasını giyen oyuncular sahada milyonlarca insanı, daha da önemlisi yüz yıllık bir armanın kendilerine emanet ettiği o yüce değerleri temsil ettiklerinin bilincinde ve sorumluluğunda hareket etmek zorundalar.
benzer bir tepkiyi arda turan'da vermiş ve havaalanında kendine küfreden 10-15 taraftarı bahane edip galatasaray'dan ayrılmak istediğini söylemişti.
galatasaray'da forma giyen yerli oyuncuların şunu anlaması lazım. milyonlarca insanı ve yüz yıllık tarihin bugüne taşıdığı değerleri temsil eden seçilmiş 10-15 tane adamsınız. o sahada değil 3-5 bin taraftar stadın tamamı bile tepki gösterse vazgeçemiyeceğiniz en önemli şey armaya karşı bağlılığınız ve sorumluluğunuz.
selçuk inan'ın çok uzağa da gitmesine gerek yok. takım arkadaşı hakan balta belki de bu tribünlerin yıllarca en çok tepki gösterdiği isimlerden biri olmuştur. ancak formaya olan bağlılığından ödün vermemiş ve sadace işini yapmaya odaklanmıştır. ve bugün geldiğimiz noktada taraftarın en çok takdir ettiği isimlerden biri halini almıştır. taraftarın takdiri de önemli değil tarih ne olduğunu ne bittiğini yazacak ve camia içinde hak ettiği yeri er veya geç alacaktır. bir başka örnek isim ayhan akman'dır. galatasaray'ın en çok tepki alan kaptanlarından biridir. ancak şu an kendisinden bahsedilirken "galatasaray'ın kaptanlarından ayhan akman" diye bahsedilmekte ve ayhan'da bunun haklı gururunu her daim yaşamaktadır, ömrünün sonuna kadar da yaşayacaktır.
selçuk inan'ın şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım. şartlar zor olabilir, formsuz olabilir, birileri kafasını karıştırıyor olabilir. galatasaray'ın kaptanı her ne şartta olursa olsun, kim ne derse desin önce galatasaray diyebilmeli ve davranışlarına, ilişkilerine, hayatına buna göre şekil vermelidir. bu aslında, gerektiğinde kendinden vazgeçecek kadar kendini galatasaray'a adama meselesidir. özeleştiride bulundukça ve önce galatasaray dedikçe hem kendisi hem galatasaray kazanacaktır. ve galatasaray tarihinde hak ettiği yeri alacaktır.
unutulmasın ki armanın ve formanın kutsiyeti, saygınlığı kişilerin her türlü sıkıntısından ve şikayetinden öncelikli ve münezzehtir. camia mensubu olduğunu iddia eden her bireyde hiç bir bahane öne sürmeden bu sorumluluk ve bilinçle hareket etmek zorundadır.
o sahada kimlere tepki gösterilmedi ki; hakan şükür, ayhan akman, tugay kerimoğlu ve hatta hagi. ama hiç biri formayı bırakıp gitmedi.
çünkü bu isimlerin hepside galatasaray camiasının kendilerine tepki gösteren 3-5 bin kişiden ibaret olmadığını biliyorlardı. böylesi büyük kulüplerin formasını giyen oyuncular sahada milyonlarca insanı, daha da önemlisi yüz yıllık bir armanın kendilerine emanet ettiği o yüce değerleri temsil ettiklerinin bilincinde ve sorumluluğunda hareket etmek zorundalar.
benzer bir tepkiyi arda turan'da vermiş ve havaalanında kendine küfreden 10-15 taraftarı bahane edip galatasaray'dan ayrılmak istediğini söylemişti.
galatasaray'da forma giyen yerli oyuncuların şunu anlaması lazım. milyonlarca insanı ve yüz yıllık tarihin bugüne taşıdığı değerleri temsil eden seçilmiş 10-15 tane adamsınız. o sahada değil 3-5 bin taraftar stadın tamamı bile tepki gösterse vazgeçemiyeceğiniz en önemli şey armaya karşı bağlılığınız ve sorumluluğunuz.
selçuk inan'ın çok uzağa da gitmesine gerek yok. takım arkadaşı hakan balta belki de bu tribünlerin yıllarca en çok tepki gösterdiği isimlerden biri olmuştur. ancak formaya olan bağlılığından ödün vermemiş ve sadace işini yapmaya odaklanmıştır. ve bugün geldiğimiz noktada taraftarın en çok takdir ettiği isimlerden biri halini almıştır. taraftarın takdiri de önemli değil tarih ne olduğunu ne bittiğini yazacak ve camia içinde hak ettiği yeri er veya geç alacaktır. bir başka örnek isim ayhan akman'dır. galatasaray'ın en çok tepki alan kaptanlarından biridir. ancak şu an kendisinden bahsedilirken "galatasaray'ın kaptanlarından ayhan akman" diye bahsedilmekte ve ayhan'da bunun haklı gururunu her daim yaşamaktadır, ömrünün sonuna kadar da yaşayacaktır.
selçuk inan'ın şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım. şartlar zor olabilir, formsuz olabilir, birileri kafasını karıştırıyor olabilir. galatasaray'ın kaptanı her ne şartta olursa olsun, kim ne derse desin önce galatasaray diyebilmeli ve davranışlarına, ilişkilerine, hayatına buna göre şekil vermelidir. bu aslında, gerektiğinde kendinden vazgeçecek kadar kendini galatasaray'a adama meselesidir. özeleştiride bulundukça ve önce galatasaray dedikçe hem kendisi hem galatasaray kazanacaktır. ve galatasaray tarihinde hak ettiği yeri alacaktır.
unutulmasın ki armanın ve formanın kutsiyeti, saygınlığı kişilerin her türlü sıkıntısından ve şikayetinden öncelikli ve münezzehtir. camia mensubu olduğunu iddia eden her bireyde hiç bir bahane öne sürmeden bu sorumluluk ve bilinçle hareket etmek zorundadır.
