4528
bir volkan arslan vardı bizde. devre arası transfer edilmiş müthiş bir futbol oynamıştı. rakip takımın yarısını çalımlayıp sıfırdan gol atmalar, 40 metreden doksana füzeler, 90 dakika pres, asist ne ararsan vardı. yarım sezon oynadı, iki sezon ekmeğini yedi, en sonunda da kovuldu galatasaradan. ümit karanla birlikte fsahada futbolu unutup gece hayatında maçlara çıkmaya başladılar çünkü. selçuk da bir sezon oynadı, iki sezondur ekmeğini yiyor, bakalım kendisine mi gelecek, ilk para verene satılacak mı, yoksa kulübelerde çürüyüp kovulacak mı? kimse kusura bakmasın ama bu haliyle forma giymesi bir alternatif değil.
çok duygusal taraftarlarız. güzel birşey tabi ama duygular yanlış yere yönlendiriliyor hep. galatasarayla ilgili bir konuda şahıslarla ilgili duygularınız ağır basarsa, galatasarayla ilgili duygularınız hafif demektir. galatasaray şampiyonlar liginden elendi. tek tutunacağı dalı ligde 8 puan geride. bütün maçlarını domine ederek kazanması lazım. yeter mi hayır? ama en azından ikincilikten olmaz, küçük bir ihtimal de feneri bizden başka iki takım daha yenerse şampiyon olur. galatasarayın bunu yapmasının önündeki en büyük engel ne? akhisar ve karabük maçlarını arka arkaya izleyin, cevap çok basit. mancini ile başlıyor, selçuğu oynatacam diye meloyla sneijderin ağzına ediyor, selçuk el freni, hiçbir halta yaramıyor, ya geriye veriyor, onu bile verirken dört topun birisi rakibe asist ya da burağı kaçıracam diye auta top kesiyor. burak da ayrı bir rezalet, eboue ayrı rezalet, drogba tek başına hiçbir işe yaramıyor, boğulup kalıyor orada ayrı bir rezalet. bu takımdan selçuğu çıkarıp, sneijderi forvet arkasına alıyorsun, orta sahada yekta ya da ceyhun olunca melo daha serbest kalıyor, bir de bakmışsın burak gol atıyor asist yapıyor, drogba dünya yıldızı olduğunu hatırlıyor, sneijder bu adam nasıl realde değil de bizim takımda dedirtiyor. şimdi hal böyleyken, selçuğun sonsuz kredisi var, yavşak taraftar iki günde sattı selçuğu falan dersen, senin selçuk duyguların galatasaray duygularının üzerindedir.
ya hiç mi ders almıyoruz? ardaya da beslendi böyle duygular fatih terime de. beslenir lafım yok ama önce galatasaray demeyi hala öğrenemedik. hagiyi böyle sevenler bir kere pişman oldular mı? hayır çünkü hagi 3 sene daha rahat rahat oynayabilecekkeen artık antremanlarda istediğim gibi koşamıyorum dedi futbolu bıraktı, ne zaman çağrıldıysa geldi, sahada her zaman herşeyini verdi. veremeyeceğini anladığında da futbolu bıraktı. hagi galatasarayı kendi önüne koyduğu için hagiyi sevmek galatasarayı sevmekti. bülent, prekazi, cüneyt, deli hayro, mami, bu adamlar galatasaray forması giydikleri sürece hayatları galatasaray oldu. prekazi antreman biter iki saat tanjuyu çalıştırırdı. selçuk antreman bitiyor burağı reinada çalıştırıyor. biz de laf edince yavşak taraftar oluyoruz. yavşak taraftardan zarar gelmez ama yavşak futbolcudan çok zarar gelir takıma.
çok duygusal taraftarlarız. güzel birşey tabi ama duygular yanlış yere yönlendiriliyor hep. galatasarayla ilgili bir konuda şahıslarla ilgili duygularınız ağır basarsa, galatasarayla ilgili duygularınız hafif demektir. galatasaray şampiyonlar liginden elendi. tek tutunacağı dalı ligde 8 puan geride. bütün maçlarını domine ederek kazanması lazım. yeter mi hayır? ama en azından ikincilikten olmaz, küçük bir ihtimal de feneri bizden başka iki takım daha yenerse şampiyon olur. galatasarayın bunu yapmasının önündeki en büyük engel ne? akhisar ve karabük maçlarını arka arkaya izleyin, cevap çok basit. mancini ile başlıyor, selçuğu oynatacam diye meloyla sneijderin ağzına ediyor, selçuk el freni, hiçbir halta yaramıyor, ya geriye veriyor, onu bile verirken dört topun birisi rakibe asist ya da burağı kaçıracam diye auta top kesiyor. burak da ayrı bir rezalet, eboue ayrı rezalet, drogba tek başına hiçbir işe yaramıyor, boğulup kalıyor orada ayrı bir rezalet. bu takımdan selçuğu çıkarıp, sneijderi forvet arkasına alıyorsun, orta sahada yekta ya da ceyhun olunca melo daha serbest kalıyor, bir de bakmışsın burak gol atıyor asist yapıyor, drogba dünya yıldızı olduğunu hatırlıyor, sneijder bu adam nasıl realde değil de bizim takımda dedirtiyor. şimdi hal böyleyken, selçuğun sonsuz kredisi var, yavşak taraftar iki günde sattı selçuğu falan dersen, senin selçuk duyguların galatasaray duygularının üzerindedir.
ya hiç mi ders almıyoruz? ardaya da beslendi böyle duygular fatih terime de. beslenir lafım yok ama önce galatasaray demeyi hala öğrenemedik. hagiyi böyle sevenler bir kere pişman oldular mı? hayır çünkü hagi 3 sene daha rahat rahat oynayabilecekkeen artık antremanlarda istediğim gibi koşamıyorum dedi futbolu bıraktı, ne zaman çağrıldıysa geldi, sahada her zaman herşeyini verdi. veremeyeceğini anladığında da futbolu bıraktı. hagi galatasarayı kendi önüne koyduğu için hagiyi sevmek galatasarayı sevmekti. bülent, prekazi, cüneyt, deli hayro, mami, bu adamlar galatasaray forması giydikleri sürece hayatları galatasaray oldu. prekazi antreman biter iki saat tanjuyu çalıştırırdı. selçuk antreman bitiyor burağı reinada çalıştırıyor. biz de laf edince yavşak taraftar oluyoruz. yavşak taraftardan zarar gelmez ama yavşak futbolcudan çok zarar gelir takıma.