5332
bir maçın kadrosunda muslera'nın adını gördüğünüzde rahatlıyorsunuz mesela değil mi? kolay kolay gol yemeyiz, muslera hata yapmaz diyorsunuz.
defansta semih'i gördüğümüzde içimiz ısınıyor değil mi? çünkü güvenimiz tam semih'e. hata da yapsa, elinden gelenin en iyisine çabalayacağını biliyoruz.
ya da kadroda elmander'i gördüğümüzde o maç gol atsın atmasın, elinden gelenin daha fazlasını yapmak için çabalayacağını biliyorsunuz ve güven içinde izliyorsunuz değil mi?
15 sene geriye gidelim. hagi veya hakan şükür'ü gördüğümüzde maçta 2-0 geride bile olsak hala o maçın dönebileceğine inancınız oluyordu değil mi?
mesela jardel'i alalım yine ele. adam maçın 89 dakikası koşmasa yürüse, 90. dakikada bir gol atabileceğine inanıyorduk.
çünkü yukarıda bahsettiğim adamlar güven veren adamlardı, işini yapan adamlardı.
burak yılmaz böyle bir adam değil. yanında elmander varken böyle bir adamdı, yalan söylemeyeceğim. elmander mücadelesini veriyordu, burak da son vuruşları yapıyordu. 30 küsür golle gol kralı olan bir adam yeteneksiz bir adam değildir. geçen sene şampiyonlar liginde 8-9 gol atan adam yeteneksiz adam değildir.
ancak bu sezon açıkça görüyoruz ki burak'ta bir eksiklik var. kendine güvenmiyor, topu ayağına aldığında ne yapacağını bilemiyor. bu dediklerimin aynısı selçuk için de geçerli. ikisi de kafası kopmuş tavuk gibi oynuyorlar. koşuyorlar, mücadele ediyorlar belki ama ne yaptıklarını bilmeden mücadele ediyorlar.
bu adamın yaşadığı sorunları ne fatih terim çözebilir, ne mancini çözebilir, ne taraftar ne de takım arkadaşları çözebilir. bu sorunun çözümü kendi kafalarında bitiyor. konsantrasyonda bitiyor. her ne sorunun olursa olsun, istersen bütün takım arkadaşlarından nefret et, istersen hocandan yönetimden vs nefret et, sen sahaya çıktığında galatasaray için oynuyorsun. kafandaki tek şey galatasaray olmalı. açıkça görülüyor ki ne burak'ın ne de selçuk'un sahaya çıktıklarında kafasındaki tek şey galatasaray.
ben 2 sene önce olduğu gibi selçuk ve burak'ı kadroda gördüğümde güvenebilmek istiyorum. maçlara "hadi artık bu maç senin maçın olsun" diye değil "burak her zamanki oyununu oynarsa rahat geçeriz" diye başlamak istiyorum. eminim ki hemen hemen bütün galatasaray taraftarları da bunu istiyordur.
en kaliteli türk forvet burak yılmaz diyoruz. hem bizim yüzümüzü kara çıkarma, hem de kendi kendini harcama burak. her maçta istikrarlı oyna, %100lük golleri kaçırma yeter. orta sahadan rövaşatayla gol at demiyoruz amk.
defansta semih'i gördüğümüzde içimiz ısınıyor değil mi? çünkü güvenimiz tam semih'e. hata da yapsa, elinden gelenin en iyisine çabalayacağını biliyoruz.
ya da kadroda elmander'i gördüğümüzde o maç gol atsın atmasın, elinden gelenin daha fazlasını yapmak için çabalayacağını biliyorsunuz ve güven içinde izliyorsunuz değil mi?
15 sene geriye gidelim. hagi veya hakan şükür'ü gördüğümüzde maçta 2-0 geride bile olsak hala o maçın dönebileceğine inancınız oluyordu değil mi?
mesela jardel'i alalım yine ele. adam maçın 89 dakikası koşmasa yürüse, 90. dakikada bir gol atabileceğine inanıyorduk.
çünkü yukarıda bahsettiğim adamlar güven veren adamlardı, işini yapan adamlardı.
burak yılmaz böyle bir adam değil. yanında elmander varken böyle bir adamdı, yalan söylemeyeceğim. elmander mücadelesini veriyordu, burak da son vuruşları yapıyordu. 30 küsür golle gol kralı olan bir adam yeteneksiz bir adam değildir. geçen sene şampiyonlar liginde 8-9 gol atan adam yeteneksiz adam değildir.
ancak bu sezon açıkça görüyoruz ki burak'ta bir eksiklik var. kendine güvenmiyor, topu ayağına aldığında ne yapacağını bilemiyor. bu dediklerimin aynısı selçuk için de geçerli. ikisi de kafası kopmuş tavuk gibi oynuyorlar. koşuyorlar, mücadele ediyorlar belki ama ne yaptıklarını bilmeden mücadele ediyorlar.
bu adamın yaşadığı sorunları ne fatih terim çözebilir, ne mancini çözebilir, ne taraftar ne de takım arkadaşları çözebilir. bu sorunun çözümü kendi kafalarında bitiyor. konsantrasyonda bitiyor. her ne sorunun olursa olsun, istersen bütün takım arkadaşlarından nefret et, istersen hocandan yönetimden vs nefret et, sen sahaya çıktığında galatasaray için oynuyorsun. kafandaki tek şey galatasaray olmalı. açıkça görülüyor ki ne burak'ın ne de selçuk'un sahaya çıktıklarında kafasındaki tek şey galatasaray.
ben 2 sene önce olduğu gibi selçuk ve burak'ı kadroda gördüğümde güvenebilmek istiyorum. maçlara "hadi artık bu maç senin maçın olsun" diye değil "burak her zamanki oyununu oynarsa rahat geçeriz" diye başlamak istiyorum. eminim ki hemen hemen bütün galatasaray taraftarları da bunu istiyordur.
en kaliteli türk forvet burak yılmaz diyoruz. hem bizim yüzümüzü kara çıkarma, hem de kendi kendini harcama burak. her maçta istikrarlı oyna, %100lük golleri kaçırma yeter. orta sahadan rövaşatayla gol at demiyoruz amk.
