• 2961
    talat paşa’nın önderliğindeki ittihat ve terakki’nin yöneldiği yeni hedef, fenerbahçe oldu. kulübe kolaylıkla nüfus edebildiler ve çok kısa zamanda yönetimde söz sahibi oldular. ittihat ve terakki’nin önderleri olan bahattin bey ile dr. nazım bey, fenerbahçe’nin yöneticisi olarak kulübü ittihat ve terakki’ye oldukça yakın hale getirdiler.

    o dönemde ittihat ve terakki’nin temsil ettiği ‘’ türkçülük’’ akımının karşısına, galatasaray içinde barındırdığı ermeni, rum sporcularla ve ittihat terakki zihniyetine göre oldukça ‘liberal’ kalan çoğulcu yapısıyla o dönemin bir başka siyasi görüşü olan ‘’osmanlıcı’’ akımı temsil ediyordu.

    bu yüzden galatasaray-fenerbahce maçları, o dönemde, bu iki politik/sosyal akımın çarpıştığı arenalar oldu, ve her geçen yıl bu derbi daha da önem kazandı.

    ilginç olan, başlangıçta mustafa kemal atatürk’ün de içinde bulunduğu ittihat terakki’nin gözden düşmesi ve atatürk’e tavır almasıyla milli mücadele kadrolarının içindeki ittihatçıların tasfiye edilmesi sürecinde fenerbahçelilerin de olmasıydı. bu çok doğaldı, çünkü atatürk, ittihat ve terakki ile olan bağlarını söküp atmaya kararlıydı. nitekim 1910′ların ittihat ve terakki güdümündeki fenerbahçe’sinin başkanı dr. nazım, atatürk’e suikast suçlamasıyla idam edildi.

    tek parti döneminde de ismet inönü’nün başbakanı şükrü saraçoğlu’nun başkanlığını yaptığı fenerbahçe’nin her daim siyasi iktidara yakın, güçlü kişilerin yönetiminde olmasını bu geleneğe bağlayabiliriz. galatasaray’in 1980′lerin ortalarına kadar, rakiplerine göre sönük kalmasını da bu bakış açısıyla daha iyi anlayabiliriz sanırım. çünkü galatasaray, temsil ettiği zihniyet yüzünden hızlı dönüşümlere ayak uydurmakta zorlanıyor. güçlü, zengin, siyasi iktidar ile oldukça yakın ilişkileri olan yöneticilere sahip olan fenerbahçe’nin aksine daha içine kapalı ve gelenekçi bir duruş sergiliyor.

    kısacası fenerbahçe; güç dengelerini elinde bulunduran, genellikle siyasi iktidar içinde mevki sahibi olan insanların yönettiği, cumhuriyet tarihi boyunca sürekli değişen siyasal atmosfere rağmen her daim gücünü koruyabilmiş bir kültürü temsil ediyor. galatasaray ise kurulduğu günden bugüne kendi kabuğunun dışına çıkmakta zorlanmış, gerek halktan gerekse ülkenin siyasi atmosferinden kendisini soyutlamış, kendi yolunda ilerleyen oldukça derin ve tutarlı bir kültürün içinden geliyor. belki de bu yüzden kulübün kurulmasının üzerinden geçen 108 seneye rağmen kulüp hala halkın içine karışmakta zorlanıyor. liseli olmayan galatasaray üyeleri camia içinde hala ” zenci ” muamelesi görüyor.

    yazan: ali yağız baltacı

    yukarıdaki yazıda görüldüğü gibi her zaman siyasi bir güçle kendini koruma altına almaya çalışan bir takımdır fenerbahçe...
    cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren siyasi bir ortamın odağı olmuştur...
    mustafa kemal'in askerleriyiz söylemi bile bir siyasi tablo yaratmak için...
    inanacak kadar aptal olan varsa bu söze inanmaya devam etsinler...
    ama madalyonun öteki yüzü çok farklı...
    tribünlerde dönem dönem kıvırtganlık gösterir bu takım...
    (bkz: adam gibi adam recep tayyip erdoğan)(bkz: türkiyeye yakışan fenerli başbakan) derlerken şimdi mustafa kemalin askerleri oldular...
    rahmetli atatürkün zeki çevik ve ahlaklı olmasını istediği bir bir sporcunun 3'te 2si bu takımda...
    ahlaksızlık dizboyu....
    siyasi iktidardan medet ummak kadar aciz bir durum olamaz...
App Store'dan indirin Google Play'den alın