3883
galatasaray tarihine adını altın harflerle yazdıran ve oynadığı yıllarda galatasarayımızın başarılarında ön safta olmuş olan futbol büyücüsü ve çok büyük futbolcudur.
yıl 1985 idi. ben 16 yaşındaydım ve o zaman yaşı 20 civarında olan hagi'nin adını yeni yeni duymaya başlamıştım. hagi hakkında duyduğum şeylerden biri çok iyi bir frikikçi olduğuydu. hagi'nin de oynadığı 1985 yılındaki türkiye'nin romanya'ya 3-0 yenildiği dünya kupası eleme maçını o zamanlar radyodan inliyordum. maçı anlatan spiker bir frikik olduğunu ve topun başına çok iyi frikik atan hagi'nin geldiğini söylüyordu. evet hagi topun başına gelmişti ve gelmekle de kalmayıp frikikten golü atmıştı. ben de o an "yahu ne bu büyücümüdür bu adam nedir" diye düşündüğümü hatırlıyorum. yıllar birbirini kovaladı. ilk frikiğini radyodan dinlerken büyücü mü ne diye düşündüğüm karpatların maradonası lakaplı hagi galatasaray'a transfer oldu. ben de tabii çok şaşkındım ama sevinçten havalara uçmuştum. hagi transfer olunca bizim hiçbir şeyi beğenmeyen ama futboldan ve futbolcudan da zerre kadar anlamayan çok bilmiş hıncal uluç hazretlerinin gazetede yaptığı yorumu okuyunca tepem atmıştı. hıncal efendi, hagi için bastonuyla mı oynayacak şeklinde bir zırva savurmuştu. kısa bir süre sonra sezon başlayıp hagi büyücülüğünü konuşturunca da zaman içerisinde hıncal efendi ve diğer çok bilmiş spor yorumcuları hagi'yi övmek bir yana, "hagi gibi futbolcuyu izlemek için galatasaray'ın maçlarına gidiyorum" demeye başlamıştır.
yıl 1985 idi. ben 16 yaşındaydım ve o zaman yaşı 20 civarında olan hagi'nin adını yeni yeni duymaya başlamıştım. hagi hakkında duyduğum şeylerden biri çok iyi bir frikikçi olduğuydu. hagi'nin de oynadığı 1985 yılındaki türkiye'nin romanya'ya 3-0 yenildiği dünya kupası eleme maçını o zamanlar radyodan inliyordum. maçı anlatan spiker bir frikik olduğunu ve topun başına çok iyi frikik atan hagi'nin geldiğini söylüyordu. evet hagi topun başına gelmişti ve gelmekle de kalmayıp frikikten golü atmıştı. ben de o an "yahu ne bu büyücümüdür bu adam nedir" diye düşündüğümü hatırlıyorum. yıllar birbirini kovaladı. ilk frikiğini radyodan dinlerken büyücü mü ne diye düşündüğüm karpatların maradonası lakaplı hagi galatasaray'a transfer oldu. ben de tabii çok şaşkındım ama sevinçten havalara uçmuştum. hagi transfer olunca bizim hiçbir şeyi beğenmeyen ama futboldan ve futbolcudan da zerre kadar anlamayan çok bilmiş hıncal uluç hazretlerinin gazetede yaptığı yorumu okuyunca tepem atmıştı. hıncal efendi, hagi için bastonuyla mı oynayacak şeklinde bir zırva savurmuştu. kısa bir süre sonra sezon başlayıp hagi büyücülüğünü konuşturunca da zaman içerisinde hıncal efendi ve diğer çok bilmiş spor yorumcuları hagi'yi övmek bir yana, "hagi gibi futbolcuyu izlemek için galatasaray'ın maçlarına gidiyorum" demeye başlamıştır.