776
kaybettiğimiz bir maçın hemen sonrasında, sinirime yenilip kimseye kırıcı, incitici bir şey söylemek istemiyordum, ama artık dayanamayacağım.
kendisi arroyo'yu takımın lideri yapabilir, fakat kötü oynadığı bir maçta da -takıma zarar verdiği halde- oyunda tutmak zorunda değil. kaldı ki, onun yokluğunda takımın zorlanmadan kazanabilmesi lazım. hala yanına net bir skorer bulamadık, maalesef domercant eskisi gibi değil, cenk'in de bir maçı bir maçını tutmuyor.
bir diğer nokta: 3'lükler. bir 3'lük sevdasıdır gidiyor takımda. sinan da olmasa penetre edenimiz yok neredeyse. iyi attığımız günlerde problem yok, fakat o atışlar girmeyince de kazanmamız çok çok zor oluyor, hele ki euroleague arenasında. sezon başından beri dikkatle izliyorum, fakat maalesef bir değişiklik yok, kaldıran atıyor 3'lüğü. bir koç hiç mi uyarmaz oyuncuları? bir takım maç başına 30 üçlük deniyorsa bir sıkıntı var demektir. zira maçlar boyalı alanda kazanılır.
sezon başından beri bir uğursuzluktur gidiyor, birçok oyuncumuzdan faydalanamıyoruz ama şöyle de bir gerçek var, ergin ataman'ın elinde hala çok kaliteli bir kadro var. bu kadronun elbette defoları var, ama kendi sahamızda kuban'a göstere göstere -özellikle son periyod için konuşuyorum- maçı veriyorsak bir durup düşünmek lazım. hücumlarımızın organize olmadığını anlamak için basketbol bilgini olmaya gerek yok.
ayrıca, galatasaray, rakip takımın aldığı molalardan sonra bulduğu serilere bu şekil izin vermeye devam ederse, işimiz gerçekten çok zor. anlayacağınız takım olarak gideceğimiz çok yol var, zira fenerbahçe ülker'i her ne kadar bu sezon yenmiş olsak da, bir değil birkaç adım önümüzdeler hala.
top 16'da 3'de 0 yaptık. bunda taraftar dahil herkeste suç aranabilir. fakat şöyle de bir gerçek var ki, haftaya bayern münih deplasmanına gidiyoruz, ve bu anlayışla ordan da bir galibiyet beklemek hayalcilik olur. bu kadar kötü başladıktan sonra maalesef 3. veya 4. olup top 8'e kalmamız çok zor.
kendisi arroyo'yu takımın lideri yapabilir, fakat kötü oynadığı bir maçta da -takıma zarar verdiği halde- oyunda tutmak zorunda değil. kaldı ki, onun yokluğunda takımın zorlanmadan kazanabilmesi lazım. hala yanına net bir skorer bulamadık, maalesef domercant eskisi gibi değil, cenk'in de bir maçı bir maçını tutmuyor.
bir diğer nokta: 3'lükler. bir 3'lük sevdasıdır gidiyor takımda. sinan da olmasa penetre edenimiz yok neredeyse. iyi attığımız günlerde problem yok, fakat o atışlar girmeyince de kazanmamız çok çok zor oluyor, hele ki euroleague arenasında. sezon başından beri dikkatle izliyorum, fakat maalesef bir değişiklik yok, kaldıran atıyor 3'lüğü. bir koç hiç mi uyarmaz oyuncuları? bir takım maç başına 30 üçlük deniyorsa bir sıkıntı var demektir. zira maçlar boyalı alanda kazanılır.
sezon başından beri bir uğursuzluktur gidiyor, birçok oyuncumuzdan faydalanamıyoruz ama şöyle de bir gerçek var, ergin ataman'ın elinde hala çok kaliteli bir kadro var. bu kadronun elbette defoları var, ama kendi sahamızda kuban'a göstere göstere -özellikle son periyod için konuşuyorum- maçı veriyorsak bir durup düşünmek lazım. hücumlarımızın organize olmadığını anlamak için basketbol bilgini olmaya gerek yok.
ayrıca, galatasaray, rakip takımın aldığı molalardan sonra bulduğu serilere bu şekil izin vermeye devam ederse, işimiz gerçekten çok zor. anlayacağınız takım olarak gideceğimiz çok yol var, zira fenerbahçe ülker'i her ne kadar bu sezon yenmiş olsak da, bir değil birkaç adım önümüzdeler hala.
top 16'da 3'de 0 yaptık. bunda taraftar dahil herkeste suç aranabilir. fakat şöyle de bir gerçek var ki, haftaya bayern münih deplasmanına gidiyoruz, ve bu anlayışla ordan da bir galibiyet beklemek hayalcilik olur. bu kadar kötü başladıktan sonra maalesef 3. veya 4. olup top 8'e kalmamız çok zor.
