ne dediler

“türkiye ligi'nin avrupa ligleri içerisindeki konumunu değerlendirdiğimde; ben zaten sadece teknik direktör ya da oyuncu olarak değil bir futbolsever olarak türk futbolunu yakından takip ediyordum. oyuncu olduğum zamanlarda türk takımlarına karşı oynadım, mili takımda forma giyerken türkiye'ye karşı oynadım. hoca olarak türkiye ile 3 kez karşılaştım. trük takımlarını çalıştıran oyuncu arkadaşlarım vardı. benim açımdan bir avantaj daha vardı. ben türkiye'deki kültüre çok benzer bir kültüre sahip olan hırvatistan'dan geliyorum. benzer avantajları ya da aynı sorunları yaşıyoruz. ama türkiye'nin potansiyeli daha fazla benim ülkeme göre. türkiye ligi'nde 10-20 sene önce; 3-4 takımın domine ettiği bir durum söz konusuydu. şimdi büyük takımların iç sahada puan kaybetmesi sürpriz değil. türkiye'nin çok önemli avantajları var. uluslararası medyada türk futboluna büyük ilgi var. sokaktaki her insan futbolla yatıp kalkıyor, ülkenizde 1 numaralı spor. potansiyel olarak da büyüyen bir ülke türkiye. futbol endüstrisi var, derli toplu bir finansman var. avrupa ülkelerinin ekonomik sorunlarını dikkate alırsanız, türkiye'nin bu konuda da avantajı olduğunu görürsünüz. (gbkz: bundan 8-10 sene önce drogba ve sneijder'i getirmek o kadar kolay değildi ancak şimdi bu yapılabiliyor.) altyapı meselesi çok önemli, sadece stadyum değil alt liglerdeki oyuncuların geliştirilmesi gerekiyor. bir oyuncu 10-19 yaş arasında gelişim gösteriyor. bu oyuncunun iyi tesislerde çalışması ve iyi bir altyapısı olması. gerekiyor utanılacak, gücenecek bir şey yok. türk futbolu hayal kırıklığı yaratmıyor. fenerbahçe geçen sene avrupa ligi'nde yarı final oynadı. (gbkz: galatasaray, real madrid'le kafa kafaya oynadı. türkiye ligi'nin, bütün unsurlar doğrultusunda avrupa'nın 5 futbol ligine, örnek vermek gerekirse fransa ligi'ne rahatlıkla yaklaşabileceğine inanıyorum)”

slaven biliç