• 3224
    dün dayımla arabada giderken galatasaray hakkında konuşuyorduk. ''ulan benim baba tarafı komple fenerli, hadi sen galatasaraylısın, bizi de galatasaraylı yaptın. sen nasıl galatasaraylı oldun ?'' diye sordum. ''dedeni bir gözlerinin önüne getir sonra tekrar sor bu soruyu'' dedi.

    sonra düşündüm. dedem 1996 yılında vefat etti. ben 11 yaşındayken kaybetmiştik. dedem dünyanın en asabi insanıydı ya da bana o yaşta öyle geliyordu. ama ben dedemlere en çok galatasaray maçlarında gitmeyi seviyordum. çünkü bir o zamanlar gülüyordu. sonra dayımın niye galatasaraylı olduğunu anladım. iyi ki de bizi babamın yolundan değil de, kendi yolundan yürütmüş. (dayım bu arada gençtir 79'lu).

    neyse sonra dayıma '' aaa doğru ya , ali dedem hasta galatasaraylı '' demiştim. sonra dayım bugüne kadar hiç duymadığım bir hikaye anlattı. hafif gülümseyerek, hafif de üzüntüyle dinledim.
    dedemin son zamanları başında hep dayım kalıyormuş. dedemin artık son zamanlarında bir akşam, haberlerde galatasaray'ın hagi ile ilgilendiği haberlerini izlerken, fenalaşmış ve hastaneye kaldırılmış. 2 gün sonra kendine geldiğinde bir müddet hiç konuşmamış. sonra doktorlar çıkıp, bizimkilere ''çok vakti yok, içerde çok kısa görüşebilirsiniz'' demiş. ailece içeriye girmiş bizimkiler. dedem gözlerini açıp yarım yamalak bir ağızla dayıma '' ne oldu aldı mı bizimkiler hagi'yi?'' diye sormuş. dayım aldığını söylediğinde hafifçe gülümsemiş. dedemin dayım ile son konuşması bunlarmış.

    sonra döndüm dedim ki, iyi ki galatasaraylıyım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın