133
galatasarayın ünal aysal döneminden sonra yaptığı transferler şunlar:
johan elmander
fernando muslera
felipe melo
emmanuel eboué
selçuk inan
engin baytar
ceyhun gülselam
tomas ujfalusi
necati ateş
yiğit gökoğlan
furkan özçal
okan derici
albert riera
dany nounkeu
nordin amrabat
umut bulut
burak yılmaz
bruma
aurelien chedjou
erman kılıç
wesley sneijder
didier drogba
şimdi, bu transferlerin bir kısmı adnan polat döneminde anlaşılmış, bir kısmı terimin bizzat istediği, bir kısmı terime önerilen ve terimin kabul ettiği, bir kısmı da terimin kerhen kabul ettiği adamlar.
terimin bizzat istediği felipe melo, dany nounkeu, yiğit gökoğlan, okan derici, furkan özçal, ceyhun gülselam, engin baytar, umut bulut vb gibi genelde yerli transferler. bir de bunların yanına amrabat gibi 8 milyonluk bir kazık eklenmiş ki hala hocanın nasıl böyle bir hata yaptığını anlamıyorum.
adnan polat döneminde anlaşılan johan elmander ve yarım buçuk selçuk inan var.
istediği mevki itibariyle terime önerilen ve hocanın kabul ettiği tomas ujfalusi, emmanuel eboué, aurelien chedjou, fernando muslera, didier drogba, bruma gibi oyuncular.
hocanın kerhen kabul ettiği oyuncu ise hepimizin malumu sneijder.
toplama bakıldığında iki senedir şampiyon olan bir ekip söz konusu. şimdi burada hem yönetim cephesinde hem terim cephesinde övgüyü hak eden çok şey var. bunları bir çırpıda geçiyorum. fakat aysal geldiğinden beri yapılan transferlerin sadece bir veya iki tanesi hayal kırıklığı yaratmış. fazla forma şansı bulmayan transferlerse zaten düşük maliyetli olduğu için hayal kırıklığı yaratacak bir durumları yok. onca transferde bir iki firenin olması da normal.
kaldı ki işin yönetim ayağında şöyle bir şey var, kendi kafalarına göre transfer yapmıyorlar. yapılan tek yönetim transferi wesley sneijder, ona da laf eden çarpılır. yani transferde yönetime güvenmemek biraz yetersiz bir analizle alakalıdır. mancini ister, yönetim alır veya alamaz bu dakikadan sonra. yani yapılan transferlerin iyiliği ve kötülüğü bu açıdan değerlendirilmeli. çünkü terimin kariyeri boyunca milan dönemi hariç bu kadar bolluk görmediği malum. neredeyse istediği her topçu alındı, üzerine amrabat hediye edildi.
not: bunları yazarken aklıma şunlar geldi:
a) terime hala hoca diyorum, istemsiz. o denli benimsemişim yani. hatırlayınca yaptığını, büyük ayıp etti.
b) aklım hala 2011 - 12 sezonundaymış, transferleri düşünürken hep o sarı formalı gol sevinçleri ve maçlardan enstantaneler geldi aklıma. güzel günlerdi.
c) buraya koymayacağım verileri, isteyen bakar. roberto mancini 2,5 sezon man cityde çalıştı. kendisinin 2,5 sezonda man cityye harcattığı para, jose mourinhonun ilk 2,5 sezonda chelseaye harcattığı paradan çok daha düşük. buna rağmen onca kalantorun arasında man cityyi şampiyon yapmayı başarmış, onca yıldızı yönetip takım kimyasını sağlamış bir adam. istediği oyuncunun kötü olma ihtimali yok denecek kadar az. tutar veya tutmaz, orası ayrı konu.
sonuç: ben tellese güveniyorum. hem genç olduğu için, hem mancini kabul ettiği ya da istediği için.
johan elmander
fernando muslera
felipe melo
emmanuel eboué
selçuk inan
engin baytar
ceyhun gülselam
tomas ujfalusi
necati ateş
yiğit gökoğlan
furkan özçal
okan derici
albert riera
dany nounkeu
nordin amrabat
umut bulut
burak yılmaz
bruma
aurelien chedjou
erman kılıç
wesley sneijder
didier drogba
şimdi, bu transferlerin bir kısmı adnan polat döneminde anlaşılmış, bir kısmı terimin bizzat istediği, bir kısmı terime önerilen ve terimin kabul ettiği, bir kısmı da terimin kerhen kabul ettiği adamlar.
terimin bizzat istediği felipe melo, dany nounkeu, yiğit gökoğlan, okan derici, furkan özçal, ceyhun gülselam, engin baytar, umut bulut vb gibi genelde yerli transferler. bir de bunların yanına amrabat gibi 8 milyonluk bir kazık eklenmiş ki hala hocanın nasıl böyle bir hata yaptığını anlamıyorum.
adnan polat döneminde anlaşılan johan elmander ve yarım buçuk selçuk inan var.
istediği mevki itibariyle terime önerilen ve hocanın kabul ettiği tomas ujfalusi, emmanuel eboué, aurelien chedjou, fernando muslera, didier drogba, bruma gibi oyuncular.
hocanın kerhen kabul ettiği oyuncu ise hepimizin malumu sneijder.
toplama bakıldığında iki senedir şampiyon olan bir ekip söz konusu. şimdi burada hem yönetim cephesinde hem terim cephesinde övgüyü hak eden çok şey var. bunları bir çırpıda geçiyorum. fakat aysal geldiğinden beri yapılan transferlerin sadece bir veya iki tanesi hayal kırıklığı yaratmış. fazla forma şansı bulmayan transferlerse zaten düşük maliyetli olduğu için hayal kırıklığı yaratacak bir durumları yok. onca transferde bir iki firenin olması da normal.
kaldı ki işin yönetim ayağında şöyle bir şey var, kendi kafalarına göre transfer yapmıyorlar. yapılan tek yönetim transferi wesley sneijder, ona da laf eden çarpılır. yani transferde yönetime güvenmemek biraz yetersiz bir analizle alakalıdır. mancini ister, yönetim alır veya alamaz bu dakikadan sonra. yani yapılan transferlerin iyiliği ve kötülüğü bu açıdan değerlendirilmeli. çünkü terimin kariyeri boyunca milan dönemi hariç bu kadar bolluk görmediği malum. neredeyse istediği her topçu alındı, üzerine amrabat hediye edildi.
not: bunları yazarken aklıma şunlar geldi:
a) terime hala hoca diyorum, istemsiz. o denli benimsemişim yani. hatırlayınca yaptığını, büyük ayıp etti.
b) aklım hala 2011 - 12 sezonundaymış, transferleri düşünürken hep o sarı formalı gol sevinçleri ve maçlardan enstantaneler geldi aklıma. güzel günlerdi.
c) buraya koymayacağım verileri, isteyen bakar. roberto mancini 2,5 sezon man cityde çalıştı. kendisinin 2,5 sezonda man cityye harcattığı para, jose mourinhonun ilk 2,5 sezonda chelseaye harcattığı paradan çok daha düşük. buna rağmen onca kalantorun arasında man cityyi şampiyon yapmayı başarmış, onca yıldızı yönetip takım kimyasını sağlamış bir adam. istediği oyuncunun kötü olma ihtimali yok denecek kadar az. tutar veya tutmaz, orası ayrı konu.
sonuç: ben tellese güveniyorum. hem genç olduğu için, hem mancini kabul ettiği ya da istediği için.