70
ergenekon, akp ve fenerbahçeliler'in ortak paydası neyse, çarşı ve çarşı'yı destekleyen galatasaraylıların ortak paydası odur.
hepsi baskı kendine dönünce özgürlük diye bağırmaya başlar, bize tezgah kuruldu diye ağlamaya başlarlar.
bu ülkede sizin bildiğiniz, bilmediğiniz binlerce insan yıllardır baskı ve işkence altında yaşadı. ama ne zaman ki sizin komutanlarınızı içeri aldılar, (bu arada sizin komutanlarınız diyorum ama bazı düşünce özürlüler anlamayacakları için açıklayayım askerliğimi şırnak'ta yaptım ve şerefli bir çok komutanla tanışma fırsatı buldum. bütün ordu'yu kötülemiyorum. benim kimden bahsettiğimi, sizin komutanlarınız diyerek kimden bahsettiğimi en iyi siz bilirsiniz. )o zaman ağlamaya başladınız cemaat akp diye. o zaman başladınız baskı ve hukuksuzluk diye söylenmeye. 13 yaşında terörist diye öldürülen uğur kaymaz toprağa verilirken, metin göktepe işkencede kaybolurken? çıkıp böyle bas bas bağırmadınız. binlerce insanı dersimde katledenlerden hesap sormadınız. insanların ana dili yasaklanırken amk bölücüleri beter olsunlar diye ekran karşısında masturbasyon yaptınız. medya olan hiçbirşeyi göstermeyip televizyonlarda olmayanları oluyormuş gibi size aktarırken hepsine inandınız.
ulan geziye giden iş arkadaşlarım "ethem sarısülük öldürüldü ama dhkpc'liymiş o da yani" derken geziye gitmeyen ben o adamı savundum. gezi'nin gerçek amacını anlatmaya çalıştım adamlara. var mı böyle birşey?
gel gelelim ikinci kesime akp fanatiklerine. aynı şekilde ergenekon davasında savcıları destekleyip ülkeyi çetelerden kurtarıyoruz diyen adamlar hırsızlıkları ortaya çıktığında avaz avaz bağırmaya başladılar paralel devlet, cemaatin ve dış güçlerin akp'yi devirme çabaları diye. hırsızlığı örtme çabasını istiklal savaşı diye yutturmaya çalışacaklar neredeyse bütün millete. o çok savundukları ergenekonu ve bu yolsuzluk operasyonunu yürüten aynı savcı olmasına rağmen.
fenerbahçeliler yine aynı kafa; 2000'li yılların başından beri siyasi iktidarı, parayı ve gücü arkasına alıp her türlü hileye başvurarak ayakta kalan bir camia yaptığı şikeyi ortaya çıkaranlara cemaat ve galatasaraylı diye saldırıp alnına o lekeyi sürenlere toz bile kondurmadı. ülker'i şike operasyonunda suçlarken adamlara spor salonu yapınca yine baş tacı ettiler. daha önce ne şikesi diyen bünyeler şikeyi herkes yapıyor bize niye patladı demeye başladı ve o çok sevdikleri siyasi iktidara bile sallamaya başladılar. ulan arkadaş hırsızın hiç mi suçu yok?
son olarak da çarşı sempatizanı galatasaraylılara geliyorum. evet beraber tomaya karşı durdunuz, savaştınız. belki o zaman yaptıklarınız doğruydu. ama inanın fenerbahçe tribünlerinde (gbkz: bünyesindeki şikecileri savunup heryer rüşvet her yer yolsuzluk diye bağıran fenerbahçelilerden) hiçbir farkınız yok gözümde. çarşı grubunun ne pislikler yaptığını anlatmama gerek yok herhalde. stadyum meselesinde nasıl başbakancı olduklarını, tinerciliklerini vs.
her zaman doğru hareketi yapanı savunmak yerine doğru hareketi samimi ve dürüstçe yapanı savunmak gerek. gerçekten özgürlüğün ve hırsızlığın olmadığı bir türkiyeyi ve türk futbolunu savunan, samimi ve dürüst insanlara selam olsun.
bir siz biliyorsunuz amk siyaset yapmayı zaten. direnişin ne olduğunu gezide öğrenmiş toylar gelip burada devrimci kesiliyor ya en çok ona içim yanıyor. siyaset yapmayacağım diye çok zorladım kendimi ama sonunda dayanamadım kusura bakmayın arkadaşlar.
son olarak şu sözlükteki bir kaç özgürlükçü ve namuslu arkadaşa şunu hatırlatmak istiyorum. şikecileri kurtaranlar arasında chp'de var. bu cümleye karşılık evet chp'de var ama ben oyumu ona vereceğim diyebiliyorsanız bence hiç direnmeyin zira siz de bir halka olarak tam ortasındasınız o eleştirdiğiniz adaletsizlik zincirinin.
hepsi baskı kendine dönünce özgürlük diye bağırmaya başlar, bize tezgah kuruldu diye ağlamaya başlarlar.
bu ülkede sizin bildiğiniz, bilmediğiniz binlerce insan yıllardır baskı ve işkence altında yaşadı. ama ne zaman ki sizin komutanlarınızı içeri aldılar, (bu arada sizin komutanlarınız diyorum ama bazı düşünce özürlüler anlamayacakları için açıklayayım askerliğimi şırnak'ta yaptım ve şerefli bir çok komutanla tanışma fırsatı buldum. bütün ordu'yu kötülemiyorum. benim kimden bahsettiğimi, sizin komutanlarınız diyerek kimden bahsettiğimi en iyi siz bilirsiniz. )o zaman ağlamaya başladınız cemaat akp diye. o zaman başladınız baskı ve hukuksuzluk diye söylenmeye. 13 yaşında terörist diye öldürülen uğur kaymaz toprağa verilirken, metin göktepe işkencede kaybolurken? çıkıp böyle bas bas bağırmadınız. binlerce insanı dersimde katledenlerden hesap sormadınız. insanların ana dili yasaklanırken amk bölücüleri beter olsunlar diye ekran karşısında masturbasyon yaptınız. medya olan hiçbirşeyi göstermeyip televizyonlarda olmayanları oluyormuş gibi size aktarırken hepsine inandınız.
ulan geziye giden iş arkadaşlarım "ethem sarısülük öldürüldü ama dhkpc'liymiş o da yani" derken geziye gitmeyen ben o adamı savundum. gezi'nin gerçek amacını anlatmaya çalıştım adamlara. var mı böyle birşey?
gel gelelim ikinci kesime akp fanatiklerine. aynı şekilde ergenekon davasında savcıları destekleyip ülkeyi çetelerden kurtarıyoruz diyen adamlar hırsızlıkları ortaya çıktığında avaz avaz bağırmaya başladılar paralel devlet, cemaatin ve dış güçlerin akp'yi devirme çabaları diye. hırsızlığı örtme çabasını istiklal savaşı diye yutturmaya çalışacaklar neredeyse bütün millete. o çok savundukları ergenekonu ve bu yolsuzluk operasyonunu yürüten aynı savcı olmasına rağmen.
fenerbahçeliler yine aynı kafa; 2000'li yılların başından beri siyasi iktidarı, parayı ve gücü arkasına alıp her türlü hileye başvurarak ayakta kalan bir camia yaptığı şikeyi ortaya çıkaranlara cemaat ve galatasaraylı diye saldırıp alnına o lekeyi sürenlere toz bile kondurmadı. ülker'i şike operasyonunda suçlarken adamlara spor salonu yapınca yine baş tacı ettiler. daha önce ne şikesi diyen bünyeler şikeyi herkes yapıyor bize niye patladı demeye başladı ve o çok sevdikleri siyasi iktidara bile sallamaya başladılar. ulan arkadaş hırsızın hiç mi suçu yok?
son olarak da çarşı sempatizanı galatasaraylılara geliyorum. evet beraber tomaya karşı durdunuz, savaştınız. belki o zaman yaptıklarınız doğruydu. ama inanın fenerbahçe tribünlerinde (gbkz: bünyesindeki şikecileri savunup heryer rüşvet her yer yolsuzluk diye bağıran fenerbahçelilerden) hiçbir farkınız yok gözümde. çarşı grubunun ne pislikler yaptığını anlatmama gerek yok herhalde. stadyum meselesinde nasıl başbakancı olduklarını, tinerciliklerini vs.
her zaman doğru hareketi yapanı savunmak yerine doğru hareketi samimi ve dürüstçe yapanı savunmak gerek. gerçekten özgürlüğün ve hırsızlığın olmadığı bir türkiyeyi ve türk futbolunu savunan, samimi ve dürüst insanlara selam olsun.
bir siz biliyorsunuz amk siyaset yapmayı zaten. direnişin ne olduğunu gezide öğrenmiş toylar gelip burada devrimci kesiliyor ya en çok ona içim yanıyor. siyaset yapmayacağım diye çok zorladım kendimi ama sonunda dayanamadım kusura bakmayın arkadaşlar.
son olarak şu sözlükteki bir kaç özgürlükçü ve namuslu arkadaşa şunu hatırlatmak istiyorum. şikecileri kurtaranlar arasında chp'de var. bu cümleye karşılık evet chp'de var ama ben oyumu ona vereceğim diyebiliyorsanız bence hiç direnmeyin zira siz de bir halka olarak tam ortasındasınız o eleştirdiğiniz adaletsizlik zincirinin.