1133
3 aralık 2013 galatasaray gaziantep bşb maçının 120 dakikalık kısmında bildiğimiz ufuk ceylan gibi oynamış ve yediği gollerde kalecilik farkını ortaya koymamıştır. elbette gollük pozisyonlardı ve asıl hata defansın fakat ufuk da koca maç içerisinde öyle pek dişe dokunur bir harekette bulunmadı. o kadar ki, aklımda ufuk değil bruma'nın topu garip şekilde direğe vurdurarak kalemizden savuşturması ve gökhan zan'ın %100 gollük bir pozisyonu çizgiden uzaklaştırması kaldı.
penaltılara gelirsek, birçok yazarın da sözünü ettiği üzere hakkını kesinlikle teslim etmek gerek. şu veya bu şekilde, dünkü rezil maçı bir şekilde galip tamamladıysak bana göre galibiyetin yarısından fazlasını bu adama borçluyuz. tamam maç içinde vasattı fakat penaltılarda 4 tane güzel kurtarış yaptı. ben de gördüm kalesinden açıldığını ve rakip oyuncuların ortalama vuruşlarını fakat yine de ufuk maçın bu bölümünde vazifesini layıkıyla yerine getirdi ve sözünü etmiş olduğum farkı ortaya koydu.
ben kendisini geliştirmeyip hala üzerindeki alemci kimliğini atamadığı için ufuk'a kızgınım ve şu anki kadroda eray'dan bile geride görüyordum ama maçı dikkatli izleyenler fark etmişlerdir, penaltılarda aşırı derecede konsantreydi ve son vuruştan önceki çatık kaşlı, ağzı yarım açık, sinirden adeta kendini şey yapacak moddaki agresif duruşuna kurban olurum. ufuk'un bizim formamız ile yediği tüm penaltı golleri aklımdadır, misal guti'nin bir penaltısında adam daha topa gelirken çuval gibi yere yatıp cılız bir vuruşu yemişliği var, aslında kalede hep böyle ağzı kapalı ve burnuyla birlikte allah vergisi hafif yamuk, gözler mutsuz, kırgın bir duruşu var lakin dün bir ara kaplana bağladı koçum öyle bir odaklandı ki toplara böyle hafif eğik, kollar yerde orangutan gibi, "aha" dedim; "kırk yılın başı adam cidden kaleci gibi duruyor çizgide!"
eray hala "sabri abi" "selçuk abi" diye mıy mıy laf anlatadursun, yere bile yatmaktan aciz kalsın, ufuk en azından zihnimize kazınacak bir hatıra bıraktı dün gece... bundan sonra ikinci kalecimiz olsun, sözleşmesini uzatalım vs. konu bu değil. sadece o anı konuşuyoruz.
bravo ufuk, bravo...
penaltılara gelirsek, birçok yazarın da sözünü ettiği üzere hakkını kesinlikle teslim etmek gerek. şu veya bu şekilde, dünkü rezil maçı bir şekilde galip tamamladıysak bana göre galibiyetin yarısından fazlasını bu adama borçluyuz. tamam maç içinde vasattı fakat penaltılarda 4 tane güzel kurtarış yaptı. ben de gördüm kalesinden açıldığını ve rakip oyuncuların ortalama vuruşlarını fakat yine de ufuk maçın bu bölümünde vazifesini layıkıyla yerine getirdi ve sözünü etmiş olduğum farkı ortaya koydu.
ben kendisini geliştirmeyip hala üzerindeki alemci kimliğini atamadığı için ufuk'a kızgınım ve şu anki kadroda eray'dan bile geride görüyordum ama maçı dikkatli izleyenler fark etmişlerdir, penaltılarda aşırı derecede konsantreydi ve son vuruştan önceki çatık kaşlı, ağzı yarım açık, sinirden adeta kendini şey yapacak moddaki agresif duruşuna kurban olurum. ufuk'un bizim formamız ile yediği tüm penaltı golleri aklımdadır, misal guti'nin bir penaltısında adam daha topa gelirken çuval gibi yere yatıp cılız bir vuruşu yemişliği var, aslında kalede hep böyle ağzı kapalı ve burnuyla birlikte allah vergisi hafif yamuk, gözler mutsuz, kırgın bir duruşu var lakin dün bir ara kaplana bağladı koçum öyle bir odaklandı ki toplara böyle hafif eğik, kollar yerde orangutan gibi, "aha" dedim; "kırk yılın başı adam cidden kaleci gibi duruyor çizgide!"
eray hala "sabri abi" "selçuk abi" diye mıy mıy laf anlatadursun, yere bile yatmaktan aciz kalsın, ufuk en azından zihnimize kazınacak bir hatıra bıraktı dün gece... bundan sonra ikinci kalecimiz olsun, sözleşmesini uzatalım vs. konu bu değil. sadece o anı konuşuyoruz.
bravo ufuk, bravo...