91
açıkçası bu konuda yönetim ve teknik direktörden çok taraftara bir tavsiyem olacak;
beyler-bayanlar çok çabuk gaza geliyorsunuz. hele de objektifliğini yitirdiğini defalarca kanıtlamış, birilerinin maşası haline gelmiş medyanın gazına fazla geliyorsunuz.
birilerinin maşası demişken böyle üstü açık bırakmayayım. özellikle fenerbahçe ve beşiktaş'a yakınlığıyla bilinen kişilerce yönetilen bazı spor programları, tv kanalları ve gazetelerden söz ediyorum. bu fosillerin ortak noktaları galatasaray düşmanlığıdır ve maalesef ki spor medyasının tekeli bunların elindedir. biraz yakından tanıyalım;
--- (gbkz: bilmeyenler ve yeniden gözden geçirmek isteyenler için kısa örneklerle türk spor medyası) ---
(bkz: ntv spor) --> sahibi (bkz: ferit şahenk) --> fenerbahçe'nin zor zamanında moussa sow'un 10 milyon euro'luk transferini karşılayacak kadar fenerbahçe'lidir.
(bkz: hürriyet gazetesi spor servisi) --> başında ünlü fenerbahçe'li troll ercan saatçi vardır.
(bkz: derin futbol) --> bünyesinde aziz yıldırım'ın ünlü dostu sinan engin'i barındırır. (bkz: selçuk'u yedirmeyiz) bu programdaki tek galatasaray'lı kulübün içinde konuşulanları dışarı sızdırmayı kendine görev edinmiş rasim ozan kütahyalı'dır. malum ünal aysal'la mesajlaşma durumunu hatırlarsınız.
(bkz: maraton) --> programın başında şansal büyüka vardır. digitürk'ün çıkarları adına o sezon kimi desteklemesi gerekiyorsa onu destekler. galatasaray son 2 sezondur şampiyon olduğu ve diğer taraftarların yayına ilgisi azalmaya başladığı için şu günlerde galatasaray aleyhine konuşmaktadır.
(bkz: telegol) --> bünyesinde aziz yıldırım'ın maraton programından kovdurttuğu erman toroğlu'nu barındırdığı için kanalın yeni sahibi acun ılıcalı tarafından tv8'deki yayın hayatı bitmiş programdır. hali hazırda her takıma salladıkları gibi bir görünümleri olsa da galatasaray hafif sallanmaya başladığında yakamıza ilk bunlar yapışır. 1 sene önce fatih terim'i çileden çıkararak gecenin bir vaktinde canlı yayına bağlanmasına neden olmuşlardır. malum yayında fatih terim alayına giydirip telefonu kapatmıştır. ünal aysal kulübün başına ilk geçtiğinde bunlara konuk olmuş ve ''galatasaray camiasında sizin galatasaray aleyhine program yaptığınız şeklinde tepkiler var'' şeklinde posta koymuştur.
--- (gbkz: bilmeyenler ve yeniden gözden geçirmek isteyenler için kısa örneklerle türk spor medyası) ---
1)medyamız ilk olarak ligin 5. haftasında oynanan 22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçında beşiktaş'ın maçı kazanması halinde şampiyon olacağını iddia etmiştir. düşünün daha lig bitimine 7 ay gibi bir süre var adamlar beşiktaş'ı şampiyon ilan ediyorlar.
2)beşiktaş balonu 22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçında patlayınca ne yapacağını şaşıran bu medya kendisini fatih terim ünal aysal çekişmesine adamıştır. malum olayın gerçekleşmesiyle duygusal olarak yıpranan galatasaray taraftarı bu süreçte çıkan haberleri ciddiye alarak sık sık başkan'a, futbolculara* ve bazı yöneticilere tavır almıştır.
3)fatih terim'in ayrılmasıyla takımın başına geçen roberto mancini hakkında daha ilk günlerden elemancini gibi itibarsızlaştırma çalışmaları yapılmıştır. maalesef galatasaray taraftarı bile kendi hocası hakkında yapılan bu yakıştırmaya ılımlı yaklaşmıştır.
4)roberto mancini galatasaray'ın başında çıktığı lig maçlarında 4 galibiyet 2 mağlubiyet 1 beraberlik almıştır. şampiyonlar ligi'nde ise 1 galibiyet 2 mağlubiyet 1 beraberlik almıştır. bu performans objektif olarak bakıldığında olması gerekenin altında bir performanstır. medyanın şişirdiği gibi kötü veya vasat bir performans değildir.
5)bu süreçte fenerbahçe yazımda hiç konuşmadığım demirören federasyonunun itelemesiyle 90+4'lerde tam 4 maç kazanmış ve puan farkını 9'a çıkararak liderliği kapmıştır. (bkz: #1349407) unutmayın ki bu federasyon; şike yaptığı mahkemede tescillenmiş, başkanı metris'e girmiş bir takımı kurtarmış ve hiçbir ceza vermeden ligimizde tutmuştur. evet bu takım yine fenerbahçe'dir. maalesef ki hem medya, hem federasyon, hem de iş adamları tarafından desteklenen bir takımla mücadele etmekteyiz.
6)medyanın galatasaray üzerindeki ısrarcı tavrı halen devam etmektedir. son olarak sinan engin ve rıdvan dilmen ikilisinin didier drogba üzerinden takımın içini karıştırma çabası bunun bir göstergesidir. (bkz: #1334596)
not: ligi 8. sırada tamamladığımız 2010-2011 sezonunda tam da beşiktaş'ın simao, manuel fernandes, hugo almeida transferlerini yaptığı dönemde galatasaray kötü olan performansıyla medya tarafından yerin dibine sokuluyordu. beşiktaş ise yaptığı transferler ve kazandığı ivmeyle yere göğe sığdırılamıyordu. hiç unutmuyorum o dönem puan tablosuna uzun zamandır bakmadığımı farkedip gazeteden baktığımda beşiktaş'la aramızdaki puan farkının 3 olduğunu görmüştüm. yanlı medya kavramı ilk kez bu kadar tüm çıplaklığıyla karşımdaydı.
özet: galatasaray sözlük gibi belirli bir farkındalığı olan taraftarların yazdığı bir yerde bile ligin 13. haftasını geride bıraktığımız şu süreçte galatasaray'ın lige havlu attığını fenerbahçe'nin artık liderliği bırakmayacağını konuşan insanlar var. hatta ''konuşan insanlar var'' biraz yanlış bir tabir olacak, ''çoğunluk böyle düşünüyor'' diyeyim. fatih terim'den sonra öyle veya böyle yeni bir sürece girdik. 2 aydır takımın başında yeni bir hoca var ve adamın belirli hedefleri var. önümüzde de bunun için gayet yeterli olan koskoca 21 hafta var.
şu süreçte 9 puanı kapatacak en önemli etken taraftarın bu konudaki tavrıdır.
gel gelelim taraftarımız her haftaya ''bu hafta puan farkını kapatamazsak daha da kapatamayız'' havasında giriyor. işte görüyorsunuz medyanın verdiği gaz öyle bir şey ki adeta bir veba virüsü gibi taraftarlar arasında yayılıyor.
''medya'' konusunda ve ''medya vebasını kapmış taraftar'' konusunda dikkatli davranınız. bu hastalıktan korunmanın en etkili yanı şüphesiz ki farkındalıktır. galatasaray taraftarına yakışan; ortamın gazına göre hareket etmek değil, kendi farkındalığını yaratmaktır.
beyler-bayanlar çok çabuk gaza geliyorsunuz. hele de objektifliğini yitirdiğini defalarca kanıtlamış, birilerinin maşası haline gelmiş medyanın gazına fazla geliyorsunuz.
birilerinin maşası demişken böyle üstü açık bırakmayayım. özellikle fenerbahçe ve beşiktaş'a yakınlığıyla bilinen kişilerce yönetilen bazı spor programları, tv kanalları ve gazetelerden söz ediyorum. bu fosillerin ortak noktaları galatasaray düşmanlığıdır ve maalesef ki spor medyasının tekeli bunların elindedir. biraz yakından tanıyalım;
--- (gbkz: bilmeyenler ve yeniden gözden geçirmek isteyenler için kısa örneklerle türk spor medyası) ---
(bkz: ntv spor) --> sahibi (bkz: ferit şahenk) --> fenerbahçe'nin zor zamanında moussa sow'un 10 milyon euro'luk transferini karşılayacak kadar fenerbahçe'lidir.
(bkz: hürriyet gazetesi spor servisi) --> başında ünlü fenerbahçe'li troll ercan saatçi vardır.
(bkz: derin futbol) --> bünyesinde aziz yıldırım'ın ünlü dostu sinan engin'i barındırır. (bkz: selçuk'u yedirmeyiz) bu programdaki tek galatasaray'lı kulübün içinde konuşulanları dışarı sızdırmayı kendine görev edinmiş rasim ozan kütahyalı'dır. malum ünal aysal'la mesajlaşma durumunu hatırlarsınız.
(bkz: maraton) --> programın başında şansal büyüka vardır. digitürk'ün çıkarları adına o sezon kimi desteklemesi gerekiyorsa onu destekler. galatasaray son 2 sezondur şampiyon olduğu ve diğer taraftarların yayına ilgisi azalmaya başladığı için şu günlerde galatasaray aleyhine konuşmaktadır.
(bkz: telegol) --> bünyesinde aziz yıldırım'ın maraton programından kovdurttuğu erman toroğlu'nu barındırdığı için kanalın yeni sahibi acun ılıcalı tarafından tv8'deki yayın hayatı bitmiş programdır. hali hazırda her takıma salladıkları gibi bir görünümleri olsa da galatasaray hafif sallanmaya başladığında yakamıza ilk bunlar yapışır. 1 sene önce fatih terim'i çileden çıkararak gecenin bir vaktinde canlı yayına bağlanmasına neden olmuşlardır. malum yayında fatih terim alayına giydirip telefonu kapatmıştır. ünal aysal kulübün başına ilk geçtiğinde bunlara konuk olmuş ve ''galatasaray camiasında sizin galatasaray aleyhine program yaptığınız şeklinde tepkiler var'' şeklinde posta koymuştur.
--- (gbkz: bilmeyenler ve yeniden gözden geçirmek isteyenler için kısa örneklerle türk spor medyası) ---
1)medyamız ilk olarak ligin 5. haftasında oynanan 22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçında beşiktaş'ın maçı kazanması halinde şampiyon olacağını iddia etmiştir. düşünün daha lig bitimine 7 ay gibi bir süre var adamlar beşiktaş'ı şampiyon ilan ediyorlar.
2)beşiktaş balonu 22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçında patlayınca ne yapacağını şaşıran bu medya kendisini fatih terim ünal aysal çekişmesine adamıştır. malum olayın gerçekleşmesiyle duygusal olarak yıpranan galatasaray taraftarı bu süreçte çıkan haberleri ciddiye alarak sık sık başkan'a, futbolculara* ve bazı yöneticilere tavır almıştır.
3)fatih terim'in ayrılmasıyla takımın başına geçen roberto mancini hakkında daha ilk günlerden elemancini gibi itibarsızlaştırma çalışmaları yapılmıştır. maalesef galatasaray taraftarı bile kendi hocası hakkında yapılan bu yakıştırmaya ılımlı yaklaşmıştır.
4)roberto mancini galatasaray'ın başında çıktığı lig maçlarında 4 galibiyet 2 mağlubiyet 1 beraberlik almıştır. şampiyonlar ligi'nde ise 1 galibiyet 2 mağlubiyet 1 beraberlik almıştır. bu performans objektif olarak bakıldığında olması gerekenin altında bir performanstır. medyanın şişirdiği gibi kötü veya vasat bir performans değildir.
5)bu süreçte fenerbahçe yazımda hiç konuşmadığım demirören federasyonunun itelemesiyle 90+4'lerde tam 4 maç kazanmış ve puan farkını 9'a çıkararak liderliği kapmıştır. (bkz: #1349407) unutmayın ki bu federasyon; şike yaptığı mahkemede tescillenmiş, başkanı metris'e girmiş bir takımı kurtarmış ve hiçbir ceza vermeden ligimizde tutmuştur. evet bu takım yine fenerbahçe'dir. maalesef ki hem medya, hem federasyon, hem de iş adamları tarafından desteklenen bir takımla mücadele etmekteyiz.
6)medyanın galatasaray üzerindeki ısrarcı tavrı halen devam etmektedir. son olarak sinan engin ve rıdvan dilmen ikilisinin didier drogba üzerinden takımın içini karıştırma çabası bunun bir göstergesidir. (bkz: #1334596)
not: ligi 8. sırada tamamladığımız 2010-2011 sezonunda tam da beşiktaş'ın simao, manuel fernandes, hugo almeida transferlerini yaptığı dönemde galatasaray kötü olan performansıyla medya tarafından yerin dibine sokuluyordu. beşiktaş ise yaptığı transferler ve kazandığı ivmeyle yere göğe sığdırılamıyordu. hiç unutmuyorum o dönem puan tablosuna uzun zamandır bakmadığımı farkedip gazeteden baktığımda beşiktaş'la aramızdaki puan farkının 3 olduğunu görmüştüm. yanlı medya kavramı ilk kez bu kadar tüm çıplaklığıyla karşımdaydı.
özet: galatasaray sözlük gibi belirli bir farkındalığı olan taraftarların yazdığı bir yerde bile ligin 13. haftasını geride bıraktığımız şu süreçte galatasaray'ın lige havlu attığını fenerbahçe'nin artık liderliği bırakmayacağını konuşan insanlar var. hatta ''konuşan insanlar var'' biraz yanlış bir tabir olacak, ''çoğunluk böyle düşünüyor'' diyeyim. fatih terim'den sonra öyle veya böyle yeni bir sürece girdik. 2 aydır takımın başında yeni bir hoca var ve adamın belirli hedefleri var. önümüzde de bunun için gayet yeterli olan koskoca 21 hafta var.
şu süreçte 9 puanı kapatacak en önemli etken taraftarın bu konudaki tavrıdır.
gel gelelim taraftarımız her haftaya ''bu hafta puan farkını kapatamazsak daha da kapatamayız'' havasında giriyor. işte görüyorsunuz medyanın verdiği gaz öyle bir şey ki adeta bir veba virüsü gibi taraftarlar arasında yayılıyor.
''medya'' konusunda ve ''medya vebasını kapmış taraftar'' konusunda dikkatli davranınız. bu hastalıktan korunmanın en etkili yanı şüphesiz ki farkındalıktır. galatasaray taraftarına yakışan; ortamın gazına göre hareket etmek değil, kendi farkındalığını yaratmaktır.