4464
ben bu adama her geçen gün daha fazla sevgi ve buna mukabil saygı duyuyorum. bu adam soyadının hakkını veriyor. yılmıyor. ona acımazsız eleştiriler yapılsa bile yılmıyor. ben böyle bir adama saygı duyarım.
ben asla sabit fikirli birisi olmadım. bunun yanında oynar başlıklı birisi de olmadım. hakedene gerçekten hakkını veren birisiyim. yalan yok cristiano ronaldo'ya gıcık olurdum tıpkı burak yılmaz'a olduğum gibi ama bu adamları bugün diğerlerinden daha çok seviyor ve saydı duyuyorum. onlar başkalarının dediklerine aldırış etmeden çalışmaya devam ettiler ve zirveye çıktılar. bu adamlar saygı duyulacak adamlardır.
kısa bir girişten sonra gelelim asıl demek istediğime.
son moda olan eleştiri takım oyununa katkısı sıfır deniliyor. pres yapmıyor, savunma yapmıyor deniliyor. bu yüzden takım oyuncusu değilmiş ama drogba takım oyuncusuymuş. hem pres yapıyormuş hem de ileride top tutuyormuş. bunları yapmıyor demiyorum tabikide.
burak pres yapmadığı için takım oyununa katkı vermiyorsa 40 metreden gol olması pek mümkün olmayan bir noktadan kaleye şut atmak, içeride yapılacak ortaya kafa vurmak yerine kenardan serbest vuruş kullanmak takım oyununa katkı mı sağlıyor? bana göre bu da takım oyununa katkı vermemektir. takım oyunu dediğim şey pres ve savunma yapmaktan ibaret değildir.
burak bana göre drogba'dan daha çok takım oyuncusudur. aksini iddia eden varsa buyursun gelsin.
penaltı olduğu zaman burak illa ben atacam demez. drogba da demez. çünkü topu alır ve kimseye bakmaz bile.
frikik olur drogba topu yine alır ve herkesi dışlar.
kenardan serbest vuruş olur drogba yine topu alır ve kullanır.
40 metreden topla buluşur kaleye vurur.
bana göre bunları yapmak takım oyununun içine eden eylemlerdir. takım oyununa darbe vurduğu gibi takım içi arkadaşlığa da darbe vuruyor. burak pres ve savunma yapmadığı zaman takım için arkadaşlıklar pek etkilenmiyor ama droba topu alıp frikik kullandığı zaman başta selçuk sonra sneijder etkileniyor. bu da takım oyununu bozan bir davranış.
ben asla sabit fikirli birisi olmadım. bunun yanında oynar başlıklı birisi de olmadım. hakedene gerçekten hakkını veren birisiyim. yalan yok cristiano ronaldo'ya gıcık olurdum tıpkı burak yılmaz'a olduğum gibi ama bu adamları bugün diğerlerinden daha çok seviyor ve saydı duyuyorum. onlar başkalarının dediklerine aldırış etmeden çalışmaya devam ettiler ve zirveye çıktılar. bu adamlar saygı duyulacak adamlardır.
kısa bir girişten sonra gelelim asıl demek istediğime.
son moda olan eleştiri takım oyununa katkısı sıfır deniliyor. pres yapmıyor, savunma yapmıyor deniliyor. bu yüzden takım oyuncusu değilmiş ama drogba takım oyuncusuymuş. hem pres yapıyormuş hem de ileride top tutuyormuş. bunları yapmıyor demiyorum tabikide.
burak pres yapmadığı için takım oyununa katkı vermiyorsa 40 metreden gol olması pek mümkün olmayan bir noktadan kaleye şut atmak, içeride yapılacak ortaya kafa vurmak yerine kenardan serbest vuruş kullanmak takım oyununa katkı mı sağlıyor? bana göre bu da takım oyununa katkı vermemektir. takım oyunu dediğim şey pres ve savunma yapmaktan ibaret değildir.
burak bana göre drogba'dan daha çok takım oyuncusudur. aksini iddia eden varsa buyursun gelsin.
penaltı olduğu zaman burak illa ben atacam demez. drogba da demez. çünkü topu alır ve kimseye bakmaz bile.
frikik olur drogba topu yine alır ve herkesi dışlar.
kenardan serbest vuruş olur drogba yine topu alır ve kullanır.
40 metreden topla buluşur kaleye vurur.
bana göre bunları yapmak takım oyununun içine eden eylemlerdir. takım oyununa darbe vurduğu gibi takım içi arkadaşlığa da darbe vuruyor. burak pres ve savunma yapmadığı zaman takım için arkadaşlıklar pek etkilenmiyor ama droba topu alıp frikik kullandığı zaman başta selçuk sonra sneijder etkileniyor. bu da takım oyununu bozan bir davranış.