154
galatasaray'ın kötü gittiği, hatta dibi gördüğü zamanlarda sözlük entry rekoru kırmıştır. yine öyle bir maç yaşıyoruz. fırsattan istifade biz de hemen tuzluğu kapıp koşalım.
herkes bir sorumlu bulmuş, benim sorumlum da son vuruş ve şut konusunda sıkıntı yaşayan oyuncularımız. hadi uzaktan şut atmak mümkün olmadı diyelim ama burak'ın çok net iki kafa vuruşu, drogba ve melo'nun pozisyonu gibi durumları ele alırsak bu maçtan en kötü, ama en kötü ihtimalle beraberlik kopartmamız gerekiyordu ama burak yılmaz kaleciye geri pas verir gibi kafa vuruşları yapınca, drogba bomboş pozisyonda dağlara taşlara abanınca, melo da şanssız bir şekilde direğe takılınca olanlar oldu işte... bu yüzden mancini'ye fazla yüklenesim gelmiyor çünkü sneijder sakat olmasa tüm bunlardan en azından birini, allah'ın belası pozisyonlardan artık birini gol yapabilirdik. mancini'yi eleştirmemekten kastım da şu hani, ayrıca bir artısı olmadığı gibi ayrıca bir eksisi de yok şu an, çıkıp oynuyoruz işte pek bir derinlik sezemedim, nedense hep bireysel beceriksizlikler gözüme takıldı.
kopenhag iki tane pozisyon buldu onu da gol yapıp 80 dakika geriye yaslandı. çok da uzun ve detaylı yazasım yok, maçta ana avrat küfrettim, deli gibi sinirlendim, bu takımın böyle oynamaya hakkı yok, futbol değil bu, milyon euroları cebe atan adamlar bu kadar gol pozisyonundan yararlanmayıp da ne yapacak tarzı bir sürü buhran geçirdim. o yüzden kolaya kaçıp isim isim değerlendirme yapacağım;
eray: kendisine pek iş düşmedi, nasıl olsa bu takım her maç en az bir gol yiyor, onu da yedik işte. ha muslera yemiş ha eray. karşı karşıya bir pozisyonda iyi bir kurtarış yaptı, kalesini terk etme konusunda yaşının da verdiği bir güven eksikliği ve tecrübesizlik var ama bence başarılıydı. o kadar da kötü bir adam değil bence.
eboue: etkisiz bir maç çıkardı. maç seçiyor ve oynadığı zaman nasıl dünyanın en iyi sağ beki gibi oynuyorsa oynamadığı zaman idare dahi edemeyip insanı çileden çıkarıyor.
chedjou & semih: bariz bir hatalarını görmedim, kaldı ki chedjou belinden sakattı. neden eleştiriliyorlar anlamıyorum. bence normal oynuyorlar. ekstraları yok ama bariz bir kazmalıklarını da görmedim. defans şablonu her maç değişiyor, benim kafam bu kadar karışıkken kendilerinin hatalarını vicdansızca değerlendirmek yanlış olacaktır. chedjou iyi defans, semih'ten de memnunum.
riera: hey gidi riera, senin zerre kadar suçun yok, aklı olan herkes zaten durumun farkında. sol bek olmadığın halde iyi oynardın, oynaya oynaya geliştirdin kendini, oynamaya oynamaya da köreldin tabi, ne desek boş.
melo: tipik performansının altında bir maç çıkardı, konsantrasyonu düşüktü. topuğundan sektirdiği acayip bir topla bize ikinci golü yedirebilirdi. keşke golü atabilseydi... agresif bir melo'nun rakip orta sahayı nasıl sikip attığını biliyoruz, işte ondan biraz uzaktı bu maç.
selçuk: bu sezon bok gibi oynuyor. duran topları da ön direğe falan kesmeye başladı. zorlama iltifatlar ile kendisini yüceltmek anlamsız, sorumluluk almıyor, özgüveni sıfır, kaçak oynuyor, performansı yerlerde...
aydın: bence iyiydi, kanat oyuncusu dediğin böyle olur. tamam adı "aydın yılmaz" olunca insan garip oluyor ama hakkını teslim edelim.
bruma: riera ile tamamen aynı durumda. şuymuş buymuş hadi len, önce oynayacak bu adam. her maç oynayacak.
burak: koşmuş, pres yapmış, mücadele etmiş umrumda değil. basit goller kaçırdı. en az birini atmalıydı.
drogba: geldiğinden beri en kötü maçıydı bence. bir iki gollük pası oldu ama uygun pozisyonları da çok kötü harcadı, işin ilginç kısmı da şu ki, özellikle dikkat ettim ne zaman ekranlara yansısa sırıtıyordu ve durumdan memnun gibiydi. görmeye alıştığımız o suratından terler akan, asık suratlı, rakibin anasını bellemeye and içmiş, yaratık zenci forvet gibi değildi. emekli olmuş tonton dede ile hazırlık maçının sempatik golcüsü kıvamındaydı. yakışmadı, hem de hiç...
umut: oyuna girip girmediğinden bile emin değilim. belki de girmemiştir bilmiyorum. kafayı mı yedim lan yoksa? bu bir suçlama değil, sadece göremedim kendisini, sahi oynadı mı cidden?
ceyhun: işte, ne akar ne kokar, yan pas geri pas. ortalama bir oyun oynuyor. bu da çok riskli işe, kızsan kızacak bir şey yok ama fark da yaratmıyor. kağıt üstünde çok iyi bir rotasyon oyuncusu, maça dahil olunca görevini vs. yapacak da göremedik daha...
amrabat: riera ve bruma ne ise bu adam onların beş misli daha kötü durumda. hızı gitmiş, kafa uçmuş, kısaca amrabat'ın futbol hayatı bitmiş. önce hızlı kanat oyuncusundan rakibe göt dayayıp güreşerek faul almaya çalışan bir çakala, sonra da saç sakal göt göbek yerinde ideal bir tarikat mensubuna dönüştü.
6+0+4'ün asıl amacı neydi? ülke futbolu gelişsin diye yerli oyunculara daha fazla şans tanıyıp milli takımın gelişmesini sağlamak.
peki bu fırsattan yararlanan yerliler kim? selçuk, burak, umut ve semih değil, onlar zorunluluktan değil zaten çok iyi topçu olduklarından şans buluyorlar, sırf yerli oldukları için bu kuraldan istifade eden beleşçilerin listesi: sabri, emre çolak, hakan balta, aydın yılmaz, ceyhun, engin vs.
e o zaman milli takıma seçsenize lan bu herifleri billur ağızlılar? he? alsanıza amk şunları ay yıldızlı takıma? imparator? beğenmediğin adamlarla niçin lige başladın o zaman bak milli takım hocası da oldun şimdi sen al bari ya? türkiye'nin en iyi takımının as ve birinci yedek oyuncuları bunlar, siktiğimin kuralı yüzünden de zırt pırt oynuyorlar işte, alsanıza takıma gelişsin bakalım milli takım. almazsınız, çünkü mesele başka. sonra da riera neden köreldi, bruma neden gelişmiyor, amrabat niçin öldü...
(bkz: fuck you)
herkes bir sorumlu bulmuş, benim sorumlum da son vuruş ve şut konusunda sıkıntı yaşayan oyuncularımız. hadi uzaktan şut atmak mümkün olmadı diyelim ama burak'ın çok net iki kafa vuruşu, drogba ve melo'nun pozisyonu gibi durumları ele alırsak bu maçtan en kötü, ama en kötü ihtimalle beraberlik kopartmamız gerekiyordu ama burak yılmaz kaleciye geri pas verir gibi kafa vuruşları yapınca, drogba bomboş pozisyonda dağlara taşlara abanınca, melo da şanssız bir şekilde direğe takılınca olanlar oldu işte... bu yüzden mancini'ye fazla yüklenesim gelmiyor çünkü sneijder sakat olmasa tüm bunlardan en azından birini, allah'ın belası pozisyonlardan artık birini gol yapabilirdik. mancini'yi eleştirmemekten kastım da şu hani, ayrıca bir artısı olmadığı gibi ayrıca bir eksisi de yok şu an, çıkıp oynuyoruz işte pek bir derinlik sezemedim, nedense hep bireysel beceriksizlikler gözüme takıldı.
kopenhag iki tane pozisyon buldu onu da gol yapıp 80 dakika geriye yaslandı. çok da uzun ve detaylı yazasım yok, maçta ana avrat küfrettim, deli gibi sinirlendim, bu takımın böyle oynamaya hakkı yok, futbol değil bu, milyon euroları cebe atan adamlar bu kadar gol pozisyonundan yararlanmayıp da ne yapacak tarzı bir sürü buhran geçirdim. o yüzden kolaya kaçıp isim isim değerlendirme yapacağım;
eray: kendisine pek iş düşmedi, nasıl olsa bu takım her maç en az bir gol yiyor, onu da yedik işte. ha muslera yemiş ha eray. karşı karşıya bir pozisyonda iyi bir kurtarış yaptı, kalesini terk etme konusunda yaşının da verdiği bir güven eksikliği ve tecrübesizlik var ama bence başarılıydı. o kadar da kötü bir adam değil bence.
eboue: etkisiz bir maç çıkardı. maç seçiyor ve oynadığı zaman nasıl dünyanın en iyi sağ beki gibi oynuyorsa oynamadığı zaman idare dahi edemeyip insanı çileden çıkarıyor.
chedjou & semih: bariz bir hatalarını görmedim, kaldı ki chedjou belinden sakattı. neden eleştiriliyorlar anlamıyorum. bence normal oynuyorlar. ekstraları yok ama bariz bir kazmalıklarını da görmedim. defans şablonu her maç değişiyor, benim kafam bu kadar karışıkken kendilerinin hatalarını vicdansızca değerlendirmek yanlış olacaktır. chedjou iyi defans, semih'ten de memnunum.
riera: hey gidi riera, senin zerre kadar suçun yok, aklı olan herkes zaten durumun farkında. sol bek olmadığın halde iyi oynardın, oynaya oynaya geliştirdin kendini, oynamaya oynamaya da köreldin tabi, ne desek boş.
melo: tipik performansının altında bir maç çıkardı, konsantrasyonu düşüktü. topuğundan sektirdiği acayip bir topla bize ikinci golü yedirebilirdi. keşke golü atabilseydi... agresif bir melo'nun rakip orta sahayı nasıl sikip attığını biliyoruz, işte ondan biraz uzaktı bu maç.
selçuk: bu sezon bok gibi oynuyor. duran topları da ön direğe falan kesmeye başladı. zorlama iltifatlar ile kendisini yüceltmek anlamsız, sorumluluk almıyor, özgüveni sıfır, kaçak oynuyor, performansı yerlerde...
aydın: bence iyiydi, kanat oyuncusu dediğin böyle olur. tamam adı "aydın yılmaz" olunca insan garip oluyor ama hakkını teslim edelim.
bruma: riera ile tamamen aynı durumda. şuymuş buymuş hadi len, önce oynayacak bu adam. her maç oynayacak.
burak: koşmuş, pres yapmış, mücadele etmiş umrumda değil. basit goller kaçırdı. en az birini atmalıydı.
drogba: geldiğinden beri en kötü maçıydı bence. bir iki gollük pası oldu ama uygun pozisyonları da çok kötü harcadı, işin ilginç kısmı da şu ki, özellikle dikkat ettim ne zaman ekranlara yansısa sırıtıyordu ve durumdan memnun gibiydi. görmeye alıştığımız o suratından terler akan, asık suratlı, rakibin anasını bellemeye and içmiş, yaratık zenci forvet gibi değildi. emekli olmuş tonton dede ile hazırlık maçının sempatik golcüsü kıvamındaydı. yakışmadı, hem de hiç...
umut: oyuna girip girmediğinden bile emin değilim. belki de girmemiştir bilmiyorum. kafayı mı yedim lan yoksa? bu bir suçlama değil, sadece göremedim kendisini, sahi oynadı mı cidden?
ceyhun: işte, ne akar ne kokar, yan pas geri pas. ortalama bir oyun oynuyor. bu da çok riskli işe, kızsan kızacak bir şey yok ama fark da yaratmıyor. kağıt üstünde çok iyi bir rotasyon oyuncusu, maça dahil olunca görevini vs. yapacak da göremedik daha...
amrabat: riera ve bruma ne ise bu adam onların beş misli daha kötü durumda. hızı gitmiş, kafa uçmuş, kısaca amrabat'ın futbol hayatı bitmiş. önce hızlı kanat oyuncusundan rakibe göt dayayıp güreşerek faul almaya çalışan bir çakala, sonra da saç sakal göt göbek yerinde ideal bir tarikat mensubuna dönüştü.
6+0+4'ün asıl amacı neydi? ülke futbolu gelişsin diye yerli oyunculara daha fazla şans tanıyıp milli takımın gelişmesini sağlamak.
peki bu fırsattan yararlanan yerliler kim? selçuk, burak, umut ve semih değil, onlar zorunluluktan değil zaten çok iyi topçu olduklarından şans buluyorlar, sırf yerli oldukları için bu kuraldan istifade eden beleşçilerin listesi: sabri, emre çolak, hakan balta, aydın yılmaz, ceyhun, engin vs.
e o zaman milli takıma seçsenize lan bu herifleri billur ağızlılar? he? alsanıza amk şunları ay yıldızlı takıma? imparator? beğenmediğin adamlarla niçin lige başladın o zaman bak milli takım hocası da oldun şimdi sen al bari ya? türkiye'nin en iyi takımının as ve birinci yedek oyuncuları bunlar, siktiğimin kuralı yüzünden de zırt pırt oynuyorlar işte, alsanıza takıma gelişsin bakalım milli takım. almazsınız, çünkü mesele başka. sonra da riera neden köreldi, bruma neden gelişmiyor, amrabat niçin öldü...
(bkz: fuck you)