7283
yazarlarının büyük çoğunluğunun fanboyluk peşinde koşmaktan görme yetisinden yoksun kaldığı oluşum. drogba, terim, aysal, sneijder. bunların her birinin fanboyları ve karşılığında da düşmanları var. bu adamların insan olduğunu, hataları da olabileceğini görmek bu kadar mı zor? şahsen fatih terim'in gönderilmesine üzülmedim, hatta sevindim bile diyebilirim. iyi de bu beni ünal aysal'ın hatalarını görmekten aciz bırakıp illa ona tapmamı mı gerektiriyor? tamam fatih terim'in gönderilişini ve gönderiliş şeklini haklı bulabilirsiniz, fakat gerçekten ünal aysal bu kadar sözüne güvenilir bir adam mı? her verdiği sözü tuttu mu? hiç yalan söylemedi mi? hocayı göndermek için hiç oyun oynamadı mı? altyapı için adam gibi bir adım attı mı? futbolu her şeyiyle fatih terim'e bırakmak istememesini anlıyorum da bülent tulun bu iş için doğru isim mi peki? futbolu sadece fatih terim'in yönetmemesini istemesi tamam da adam gibi bir sportif direktör, bir altyapı koordinatörü getirdi mi? daha önce "olacak" ya da "oldu" dediği şeyler sık sık yalan olmadı mı? federasyonla olan mücadelesinden her defasında yenik ayrılmadı mı? bu federasyon gidecek dedikten sonra herhangi bir şey yaptı mı? e bari en azından 5+0+3'ü görüşseydin. sezon başında olanlardan sonra bütün sezon bir şey yapmayıp bir dahaki sezon yine kıyameti koparmak mantıklı olacak mı? fatih terim fanboylarının durumu da ayrı bir acınası. adam teknik direktörken imparator diye diye kafamızı şişirdiniz. eleştiri yapmamıza izin vermediniz. bu adam bu takımı yönetirken hiç hata yapmadı mı? anlamsız transferlere anlamsız paralar harcamalar, sezon başında doğru dürüst yerli alternatifi güçlü bir kadro kurmama, formsuz oyuncularda ve işlemeyen sistemlerde anlamsızca ısrar etmeler, her maça aynı şuursuzca hücum yapma prensibiyle çıkmalar... ben bu adamı sevmiyorum, hem kişilik olarak hem de teknik direktör olarak. ancak öyle yada böyle bu adam galatasaray kulübünün efsaneleri arasına girmiş, çok sayıda başarı yaşatmış ve bizi birçok kez de sevindirmiş. galatasaray'la yaşadığım sevinçlerin büyük bir çoğunluğunu öyle yada böyle bu adama borçluyum. drogba ve ünal aysal üzerinden bu adamı itin bir tarafına sokmak kadar da ayıp bir şey olamaz bana göre. dünyanın en anlamsız, en saçma hareketi. ulan drogba, ünal aysal, bu adamlar galatasaray için öyle yada böyle geçici değil mi? prim meselesinde üstelikte hatalı oldukları ortadayken ne diye bu adamlar üzerinden fatih terim'e sallama ihtiyacı duyarsın ki? e tamam ünal aysal yanlış yaptı, peki drogba'nın hiç mi suçu yok? drogba madem o kadar adam, madem o kadar karakterli "ben bu takımın hocası varken sizinle prim konuşamam" diyemez miydi? peki bu eleştiriyi yapınca drogba'yı yemiş mi oluyoruz. drogba'yı kimse istese de yiyemez zaten. bu adam geldiğinden beri galatasaray'ı sırtlamış, 2012-2013 şampiyonluğunu getirmiş, bu sezon da takımı sırtlamaya devam ediyor. bunu hepimiz biliyoruz ama şu prim meselesinde, frikikler meselesinde bir iki kelam edince adamı yemiş bitirmiş mi oluyorsun? sneijder mevzusu da ayrı bir komedi. biz burada dünyanın en iyi orta saha oyuncularından birini tartıştık. bu adamı anlamadan etmeden yerin dibine soktuk. şahsen sneijder'i hiçbir zaman eleştirmedim ve bu anlamsızca eleştirilerden dolayı attığı her golde ayrı bir seviniyorum. iyi ama şimdi üç gol attı diye hemen bunun da fanboyluğunu yapmak, kraldan çok kralcı kesilmek ne kadar doğru? adam gollerini attıktan sonra onu yerin dibine sokanların ortadan kaybolması da ayrı bir komedi, daha önce ne kadar anlamsız eleştiriler yaptıkları, futbolu sadece gol atmaktan ibaret gördükleri buradan belli oluyor zaten de sneijder'in yüzde yüzü sizce de gerçekten bu mu? 27 ekim 2013 kayserispor galatasaray maçında yine golünü attı tamam da maçın topla en az buluşan oyuncularından biri oldu. emre çolak bile ikinci yarı oyuna girdikten sonra topla ondan çok daha fazla buluşmuş, belki çok yararlı oynayamamış ama en azından çabalamış, ıkına ıkına da olsa bir gole asist yapmış. benim şahsen sneijder'den beklentim topla çok daha fazla buluşması, oyunun içerisinde kendini daha fazla göstermesi çünkü bu adam mükemmel bir playmaker. bu adamın topa ayağının değmediği bir ataktan gol çıkarmamız çok zor oluyor. yine fanboyluk peşinde koşmaktan bunları konuşmayacaksak adamı sadece attığı gollerden, yaptığı asistlerden yargılar ve onu alex'le falan karşılaştırırız. adam da burada sadece skora etkinin konuşulduğunu benimsedikçe skora etki etmekten başka ekstra pek bir iş yapmaz zaten.
hakikaten şu sözlükte okuduğum şeyleri herhalde liseliler yazıyor diyorum ama bunların içerisinde benden yaşça büyük koca koca adamlar olduğunu da tahmin ediyorum. bırakın allah aşkına şu fanboyluğu, terimsporluğu, aysalsporluğu, anlamsız kutupsuzlaşmaları. hak edene hak ettiğini verin, yanlışını gördüğünüz yerde de eleştirin. ülkece hastalığımız hep bir şeyler tapmak zaten. bu yüzden hep vasatı aşamıyoruz, insan gibi yaşayamıyoruz, adam gibi yönetilemiyoruz. hep giydirdiğimiz futbol yöneticileri, yazarları, futbol adamları, hepsi bizim birer yansımamız çünkü hepsinin bir tapınıcısı var. futbolun bu kadar kör gözlerle izlendiği bir ülkeden de anca böyle adamlar çıkar zaten.
hakikaten şu sözlükte okuduğum şeyleri herhalde liseliler yazıyor diyorum ama bunların içerisinde benden yaşça büyük koca koca adamlar olduğunu da tahmin ediyorum. bırakın allah aşkına şu fanboyluğu, terimsporluğu, aysalsporluğu, anlamsız kutupsuzlaşmaları. hak edene hak ettiğini verin, yanlışını gördüğünüz yerde de eleştirin. ülkece hastalığımız hep bir şeyler tapmak zaten. bu yüzden hep vasatı aşamıyoruz, insan gibi yaşayamıyoruz, adam gibi yönetilemiyoruz. hep giydirdiğimiz futbol yöneticileri, yazarları, futbol adamları, hepsi bizim birer yansımamız çünkü hepsinin bir tapınıcısı var. futbolun bu kadar kör gözlerle izlendiği bir ülkeden de anca böyle adamlar çıkar zaten.