311
güne gece yarısında ilginç bir şekilde başladım sözlük. karşı apartmandaki komşumuz 9 tane çipura* getirdi. yarın akşam yemekte birlikte yiyeceğiz dolaba koy dedi. ardından da saat 12yi geçmiş ya bu da benim doğum günü hediyem dedi. evet balık, 9 tane. kahkaha attım tamam dedim. bu arada arkadaşlarım doğum günümü kutluyorlar sosyal ortamlardan. değer verdiğim ender insanlar tabi.
sonra uyudum sabah uyandım bir şeyler atıştırıp dışarı çıktım, lise arkadaşımla buluştuk. doğum günümü kutladık tabi ki iki kişi. liseden sonra bir yerde insanlar ayrılıyor tabi ki dostlar birlikte kalıyor. neyse sonra koştura koştura arkadaşımın yanımdan ayrıldım komşumuz olan amcayla aydınspor 1923 maçına gittik. aydında 16 senedir oturuyoruz, adnan menderes stadyumunun karşı sokağında da yaklaşık 14 senedir. ve ben aydınspor maçına bu şehirde ilk defa bugün gidiyorum. ilginç tabi galatasaray ile bu kadar içli dışlı olup şehrimin maçlarına gitmemek. ayıp bir yerde, utandığım da bir şeydir. hele ki son 3-4 yıldırki atılımlarına rağmen gitmemem. 2.ligde olmak gibi bir başarıya sahipken. neyse bugün kombine bulup gittim alt açıkta oturdum. tribün tamamen dolu, bayanından küçük çocuğuna dedesinden genç delikanlısına. aydın bu açıdan destekleyen bir il tabi. ilk yarı harika bir aydınspor ikinci yarı vasat. giresunspor hızlı takım, aydınspor yavaş. maçtan anlatacak çok şey var tabi. şimdi burada değinmeyeceğim ama. özellikle son 10 dakikada maçta olanlar insanı çıldırtır derecedeydi. taraftarı da tabi. ben galatasaray maçlarında tribünde bu kadar küfür duymadım, net. (u: sonra stattan çıkıyorum ki eski erkek arkadaşım maçta iki üç kişi dibimde oturmuş ve benden selam beklemiş, kendi vermemiş. ilginçtir ki severek ayrıldığımızdan birbirimizi nerede olsa görmek isteriz ama o hep beni bir yerlerde görür ben göremem. neyse yine göremedim tabi. anca eve girince haberim oldu. )
şimdi daha akşama var yemek yiyeceğiz. ailemle pasta keseceğiz falan filan. hediyeleri açacağım. sonra okulumun olduğu ile dönünce* ayrı bir doğum günü kutlama furyası olacak. en çok da onu merak ediyorum, hem de deli gibi. kimler gelecek kim ne alacak pasta nasıl bir sarı kırmızı şekle girecek falan filan.
bunları niye yazdığımı ise inan hiç ama hiç bilmiyorum. sadece anlatma ihtiyacı hissediyorum ve bu tercihimi bana kulak asacak sevdiğim sarı kırmızılı renktaşlarımdan yana kullanmak istedim. herkesin bu kadar güzel doğum günleri geçirmesi dileğiyle, ne kadar burada renktaşlarım kutlamasa da ;)
edit: hile yaparak hediyeleri pastadan önce açtım zorla. biri meğersem mudo'da çok beğenip pahalı diye indirime girince alacağım dediğim gömlek. diğeri doctor who bardağı. diğeri de annem ve babamdan gelen sonsuzluk şeklindeki altın kolye. hepsinin ayrı değeri var. çok duygulandım. pastada ilginç bir detayı görürsem onu da yazarım buralara bir yerlere. saygılar, şimdilik iyi akşamlar..
sonra uyudum sabah uyandım bir şeyler atıştırıp dışarı çıktım, lise arkadaşımla buluştuk. doğum günümü kutladık tabi ki iki kişi. liseden sonra bir yerde insanlar ayrılıyor tabi ki dostlar birlikte kalıyor. neyse sonra koştura koştura arkadaşımın yanımdan ayrıldım komşumuz olan amcayla aydınspor 1923 maçına gittik. aydında 16 senedir oturuyoruz, adnan menderes stadyumunun karşı sokağında da yaklaşık 14 senedir. ve ben aydınspor maçına bu şehirde ilk defa bugün gidiyorum. ilginç tabi galatasaray ile bu kadar içli dışlı olup şehrimin maçlarına gitmemek. ayıp bir yerde, utandığım da bir şeydir. hele ki son 3-4 yıldırki atılımlarına rağmen gitmemem. 2.ligde olmak gibi bir başarıya sahipken. neyse bugün kombine bulup gittim alt açıkta oturdum. tribün tamamen dolu, bayanından küçük çocuğuna dedesinden genç delikanlısına. aydın bu açıdan destekleyen bir il tabi. ilk yarı harika bir aydınspor ikinci yarı vasat. giresunspor hızlı takım, aydınspor yavaş. maçtan anlatacak çok şey var tabi. şimdi burada değinmeyeceğim ama. özellikle son 10 dakikada maçta olanlar insanı çıldırtır derecedeydi. taraftarı da tabi. ben galatasaray maçlarında tribünde bu kadar küfür duymadım, net. (u: sonra stattan çıkıyorum ki eski erkek arkadaşım maçta iki üç kişi dibimde oturmuş ve benden selam beklemiş, kendi vermemiş. ilginçtir ki severek ayrıldığımızdan birbirimizi nerede olsa görmek isteriz ama o hep beni bir yerlerde görür ben göremem. neyse yine göremedim tabi. anca eve girince haberim oldu. )
şimdi daha akşama var yemek yiyeceğiz. ailemle pasta keseceğiz falan filan. hediyeleri açacağım. sonra okulumun olduğu ile dönünce* ayrı bir doğum günü kutlama furyası olacak. en çok da onu merak ediyorum, hem de deli gibi. kimler gelecek kim ne alacak pasta nasıl bir sarı kırmızı şekle girecek falan filan.
bunları niye yazdığımı ise inan hiç ama hiç bilmiyorum. sadece anlatma ihtiyacı hissediyorum ve bu tercihimi bana kulak asacak sevdiğim sarı kırmızılı renktaşlarımdan yana kullanmak istedim. herkesin bu kadar güzel doğum günleri geçirmesi dileğiyle, ne kadar burada renktaşlarım kutlamasa da ;)
edit: hile yaparak hediyeleri pastadan önce açtım zorla. biri meğersem mudo'da çok beğenip pahalı diye indirime girince alacağım dediğim gömlek. diğeri doctor who bardağı. diğeri de annem ve babamdan gelen sonsuzluk şeklindeki altın kolye. hepsinin ayrı değeri var. çok duygulandım. pastada ilginç bir detayı görürsem onu da yazarım buralara bir yerlere. saygılar, şimdilik iyi akşamlar..