261
2-1 öndeyken maç tatil edildi. büyük olasılıkla sahada 2-1 kazandığımız maç masada 3-0 olarak tescil edilecek beşiktaş taraftarları sayesinde.
maça her hafta değiştirdiği defansta, sabri semih dany ve balta 4'lüsüyle başladı terim. bir iki hafta vasat oynadığı için ilk 11'de yeri garanti görülen balta klasını maç içinde bol bol konuşturdu. ilk önce fernandese yaptığı asistte geri koşmayı bırak yürüme zahmetine bile girmedi. fernandes kaçırdı ama yine baltanın geriye koşamadığı bir pozisyonda, başlangıçta ondan çok daha geride olan serdar bizim çizgimize indiğinde baltanın boşluğunu doldurmak için semih serdarı karşılamaya gidince dany ön direkte kaldı, almeida da arka direkte bomboş golünü attı.
galatasaray klasik topa sahip olan, yavaş oynayan, üretkenlikten uzak bir ilk yarı geçirdi. ikinci yarının başında gökhanın muslerayla karşı karşıyayken topu kontrol edememesi bizim için bir şans dakikası oldu. baskıyı arttırınca daha tecrübesiz olan beşiktaş önce serdarla sonra da veliyle iki büyük hata yaptı ve bu hataları affetmeyen drogba maçı bize çevirdi.
beşiktaş taraftarı garip bir topluluk. iki ay öncesine kadar ne mal oldukları bir anda unutulmuş ve baş tacı edilmişlerdi. bir çok sözlük yazarı bile çarşısporlu olmuştu. istanbul united geyikleri dönmüştü bol bol. en azından artık ne bok oldukları bir daha unutulmayacak şekilde hafızalara kazındı. hiç kimse holiganizm istemiyor, ama herkesin de böylesine bir zamanda uyanık olması lazım.
maçı sahada kaybeden bu mal sürüsü 90. dakikada haksız yere atılan melonun ardından sahaya girdi. sahaya girenlerin %99'u melo için değil maçı kaybedecekken olay çıkarmaya giren tipler. allah korusun takım 2 dakika geç sahadan çıkmaya karar vermiş olsa çıkabilecek olayların sonu çok daha kötü olabilirdi.
oturdum maç bitiminde bütün kanalları dinledim. bütün pozisyonlara teker teker baktım. hakem diye ağlayan bu mal sürüsüne söyleyebilecek tek bir şeyim var: hassiktirin ordan!!!!
işte size hakem hataları: beşiktaşlı sol bek kendini ceza sahamız içinde attı sarı kart yok. biliç sahaya girdi, hakeme gözlük işareti yaptı hiç bir şey yok. drogbayla escude beşiktaş ceza sahası içinde hava topuna çıktı, escude topu eliyle aldı, penaltı olması gerekirken hakem drogbanın elle tuttuğunu belirtti ve topu beşiktaşa verdi. sabrinin ceza sahası içinde düşürülmesi % bir milyon penaltı. melonun pozisyonu kırmızı değil sarı kart olması lazım, rakibe dokunmuyor, hareketi sert.
bizim lehimize hataları: selçuğun pozisyonu sarı kart. musleranın ayağıyla çıkardığı pozisyonda ofsayt yok.
tartışılan pozisyonlar: ilk golümüzde faulun f'si yok. ikinci golde top ele çarpıyor devam kararı doğru.
ağlak beşiktaş taraftarı, sözlüğün sevgilisi önder özen, beşiktaş futbolcuları ve beşiktaş teknik ekibine göre suçlu hakem ve melo!!!
ne diyordum, hassiktirin ordan.
dediğim gibi bütün kanalları izledim ve şuna bir kez daha emin oldum ki, stadyumda ersin düzen ve ilker azılı bir galatasaray düşmanı ayhan akman ise kuru fasulye, kanal a'daki programın tek amacı galatasarayı eleştirmek, sinan engini yakalarsam pis öpeceğim. güntekin ve rıdvan tam birer provakatör. olayları tarafsız bir şekilde veren, aslında olayların bu noktaya gelmesindeki tek suçlunun asi ruhlu!!! beşiktaş taraftarı olduğunu söyleyebilen tek bir program bile çıkmadı. yarın belki amk yazar. boşuna demiyoruz azizin uşağı şerefli spor basını diye.
bazı olaylar vardır, milat olur, herşey sil baştan başlar. bu maçtan sonra meloya ve takıma o kadar yüklenilecek ki takımın tekrar takım olacağına ve ligin anasını, güzel oyunuyla belleyeceğine adım gibi eminim. güzel günler bizi bekliyor olacak, yeter ki şu saçma kavgalar bitsin, yönetim, terim, takım ve taraftar tekrar birleşsin.
meloyu kurbanlık olarak seçecekler ve ağır bir ceza verilmesi için uğraşacaklar. fernandes pisliği başladı bile çalışmalara. ama unutmasınlar ki, yedirmeyiz.
galatasaray ulannnnn!!!!
maça her hafta değiştirdiği defansta, sabri semih dany ve balta 4'lüsüyle başladı terim. bir iki hafta vasat oynadığı için ilk 11'de yeri garanti görülen balta klasını maç içinde bol bol konuşturdu. ilk önce fernandese yaptığı asistte geri koşmayı bırak yürüme zahmetine bile girmedi. fernandes kaçırdı ama yine baltanın geriye koşamadığı bir pozisyonda, başlangıçta ondan çok daha geride olan serdar bizim çizgimize indiğinde baltanın boşluğunu doldurmak için semih serdarı karşılamaya gidince dany ön direkte kaldı, almeida da arka direkte bomboş golünü attı.
galatasaray klasik topa sahip olan, yavaş oynayan, üretkenlikten uzak bir ilk yarı geçirdi. ikinci yarının başında gökhanın muslerayla karşı karşıyayken topu kontrol edememesi bizim için bir şans dakikası oldu. baskıyı arttırınca daha tecrübesiz olan beşiktaş önce serdarla sonra da veliyle iki büyük hata yaptı ve bu hataları affetmeyen drogba maçı bize çevirdi.
beşiktaş taraftarı garip bir topluluk. iki ay öncesine kadar ne mal oldukları bir anda unutulmuş ve baş tacı edilmişlerdi. bir çok sözlük yazarı bile çarşısporlu olmuştu. istanbul united geyikleri dönmüştü bol bol. en azından artık ne bok oldukları bir daha unutulmayacak şekilde hafızalara kazındı. hiç kimse holiganizm istemiyor, ama herkesin de böylesine bir zamanda uyanık olması lazım.
maçı sahada kaybeden bu mal sürüsü 90. dakikada haksız yere atılan melonun ardından sahaya girdi. sahaya girenlerin %99'u melo için değil maçı kaybedecekken olay çıkarmaya giren tipler. allah korusun takım 2 dakika geç sahadan çıkmaya karar vermiş olsa çıkabilecek olayların sonu çok daha kötü olabilirdi.
oturdum maç bitiminde bütün kanalları dinledim. bütün pozisyonlara teker teker baktım. hakem diye ağlayan bu mal sürüsüne söyleyebilecek tek bir şeyim var: hassiktirin ordan!!!!
işte size hakem hataları: beşiktaşlı sol bek kendini ceza sahamız içinde attı sarı kart yok. biliç sahaya girdi, hakeme gözlük işareti yaptı hiç bir şey yok. drogbayla escude beşiktaş ceza sahası içinde hava topuna çıktı, escude topu eliyle aldı, penaltı olması gerekirken hakem drogbanın elle tuttuğunu belirtti ve topu beşiktaşa verdi. sabrinin ceza sahası içinde düşürülmesi % bir milyon penaltı. melonun pozisyonu kırmızı değil sarı kart olması lazım, rakibe dokunmuyor, hareketi sert.
bizim lehimize hataları: selçuğun pozisyonu sarı kart. musleranın ayağıyla çıkardığı pozisyonda ofsayt yok.
tartışılan pozisyonlar: ilk golümüzde faulun f'si yok. ikinci golde top ele çarpıyor devam kararı doğru.
ağlak beşiktaş taraftarı, sözlüğün sevgilisi önder özen, beşiktaş futbolcuları ve beşiktaş teknik ekibine göre suçlu hakem ve melo!!!
ne diyordum, hassiktirin ordan.
dediğim gibi bütün kanalları izledim ve şuna bir kez daha emin oldum ki, stadyumda ersin düzen ve ilker azılı bir galatasaray düşmanı ayhan akman ise kuru fasulye, kanal a'daki programın tek amacı galatasarayı eleştirmek, sinan engini yakalarsam pis öpeceğim. güntekin ve rıdvan tam birer provakatör. olayları tarafsız bir şekilde veren, aslında olayların bu noktaya gelmesindeki tek suçlunun asi ruhlu!!! beşiktaş taraftarı olduğunu söyleyebilen tek bir program bile çıkmadı. yarın belki amk yazar. boşuna demiyoruz azizin uşağı şerefli spor basını diye.
bazı olaylar vardır, milat olur, herşey sil baştan başlar. bu maçtan sonra meloya ve takıma o kadar yüklenilecek ki takımın tekrar takım olacağına ve ligin anasını, güzel oyunuyla belleyeceğine adım gibi eminim. güzel günler bizi bekliyor olacak, yeter ki şu saçma kavgalar bitsin, yönetim, terim, takım ve taraftar tekrar birleşsin.
meloyu kurbanlık olarak seçecekler ve ağır bir ceza verilmesi için uğraşacaklar. fernandes pisliği başladı bile çalışmalara. ama unutmasınlar ki, yedirmeyiz.
galatasaray ulannnnn!!!!