59
ilkokul 2. sınıftaydım . futbolla ilişkim derbiden derbiyeydi o zamanlar, galatasaray'dan 5 futbolcu say deseniz anca sayardım. oturup 90 dakika 3 maç bile izlememişimdir . son doğru düzgün maçı da uefa kupası finalini izlemiştim o da babamın zoruyla ve benim de heves etmem sonucuydu. *.
turnuva yaklaştıkça çevremde arkadaşlarımda bir hareketlenme bir heyecan oluyor. ben ise anlam veremiyorum yazın sıcağında maç oynanmasına.bir de okulun son haftalarıydı. arkadaşlarım doğru düzgün okula bile gelimiyor maçları takip ediyorlardı. okula gelen az sayıda erkek de maçları seyretmek için öğle tenefüsünde evlerine gidip gelmiyorlardı. ben ise asosyelliğin dibine vurmuş şekilde kızlarla etüte kalıp güzel yazı dersine giriyordum yazın sıcağında*
ne olduysa brezilya maçının gelip çattığı günde oldu. sınıfta bacak kadar 20 erkek toplaşıp gitmişti hatta 3-4 kız da vardı giden . 'e benim neyim eksik aq' deyip ben de gitmek istedim ama o zamanlar arkadaşın evine gitmek -üstelik aileme haber dahi vermeden- benim için zordu. bir de zaten numaralarını bile bilmiyordum anne babamın. ben de etütten çıkıp eve gittiğimde izlemiştim, hayal meyal hasan'ın golünü hatırlarım. o atmosferde fanatik fenerli amcam ve fanatik cimbomlu babamı futbol başlığı altında sevinirken, kucaklaşırken görmek çok etkilemişti beni. maçları takip etmeye gazetelerden sticker toplamaya futbol sayfalarını okumaya o aralar başladım. herhangi bir zevk almıyordum okurken hatta anlamıyordum da çoğu şeyi. ama her şeyin başı kendini geliştirmek derler ya. o sıralar kazandım okuma alışkanlığını zaten yeni yeni de öğrenmişiz.* maçlardan önce dualar okumayı, rakip takım atak yaptığında totem olarak elimi bağlamayı * o zamanlar kazanmıştım
http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/297115.jpg
gruptaki ikinci maçımız olan kosta rika maçını pek hatırlamam, ama esas zurnanın zırt dediği yer çin maçıydı. mutlak kazanmamız gerektiğini biliyordum ve ciddi ciddi izleyecektim. okulun son haftasıydı ve bir şekil izlemenin yolunu bulmalıydım. ''ulan ne diye okula gidiyorsun olmuş yaz sıcağı'' dediğinizi duyar gibiyim ama ebeveynler çalıştıkları için ve bana bakacak insanlara katlanamadığım için okula gidiyordum ne yazık ki. teneffüs zili çalmış etüt başlamıştı ama derse çıkmadım okul bahçesinden içerdeki öğretmenler odasına bakarak izledik tüm maçı her gole deliler gibi de sevinmiştik. çok unutulmaz bir andı. ve gruptan çıkmıştık. ilk futbol deneyiminde bir avrupa kupası gören ben ikinci deneyiminde de bir yarı final görecekti.
http://www.sporting-heroes.net/...00244/24295-zoom.jpg
3. lük maçına kadar evden çıkmadım tüm maçları izledim golleri ezberledim. bir de bazı maçların gündüz oynanması çok tuhafıma gidiyordu. saat farkını bu turnuva sayesinde öğrenmiştim ve çok saçma gelmişti * katılan ülkelerin yerlerini, başkentlerini ezbere söyler haritada gösterirdim. çok şey katmıştı her anlamda bu turnuva...
http://4.bp.blogspot.com/...nvjuL8yM/s320/18.jpg
not: 3. olup yurda döndüğümüzde de millilerimiz havalimanında gece karşılanmıştı. ve gökyüzünde ay-yıldız beraber vardı ve günlerce haberlere konu olmuştu, bak o da unutulmazdı mesela
http://i.ensonhaber.com/...r/galeri/2499/10.jpg
turnuva yaklaştıkça çevremde arkadaşlarımda bir hareketlenme bir heyecan oluyor. ben ise anlam veremiyorum yazın sıcağında maç oynanmasına.bir de okulun son haftalarıydı. arkadaşlarım doğru düzgün okula bile gelimiyor maçları takip ediyorlardı. okula gelen az sayıda erkek de maçları seyretmek için öğle tenefüsünde evlerine gidip gelmiyorlardı. ben ise asosyelliğin dibine vurmuş şekilde kızlarla etüte kalıp güzel yazı dersine giriyordum yazın sıcağında*
ne olduysa brezilya maçının gelip çattığı günde oldu. sınıfta bacak kadar 20 erkek toplaşıp gitmişti hatta 3-4 kız da vardı giden . 'e benim neyim eksik aq' deyip ben de gitmek istedim ama o zamanlar arkadaşın evine gitmek -üstelik aileme haber dahi vermeden- benim için zordu. bir de zaten numaralarını bile bilmiyordum anne babamın. ben de etütten çıkıp eve gittiğimde izlemiştim, hayal meyal hasan'ın golünü hatırlarım. o atmosferde fanatik fenerli amcam ve fanatik cimbomlu babamı futbol başlığı altında sevinirken, kucaklaşırken görmek çok etkilemişti beni. maçları takip etmeye gazetelerden sticker toplamaya futbol sayfalarını okumaya o aralar başladım. herhangi bir zevk almıyordum okurken hatta anlamıyordum da çoğu şeyi. ama her şeyin başı kendini geliştirmek derler ya. o sıralar kazandım okuma alışkanlığını zaten yeni yeni de öğrenmişiz.* maçlardan önce dualar okumayı, rakip takım atak yaptığında totem olarak elimi bağlamayı * o zamanlar kazanmıştım
http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/297115.jpg
gruptaki ikinci maçımız olan kosta rika maçını pek hatırlamam, ama esas zurnanın zırt dediği yer çin maçıydı. mutlak kazanmamız gerektiğini biliyordum ve ciddi ciddi izleyecektim. okulun son haftasıydı ve bir şekil izlemenin yolunu bulmalıydım. ''ulan ne diye okula gidiyorsun olmuş yaz sıcağı'' dediğinizi duyar gibiyim ama ebeveynler çalıştıkları için ve bana bakacak insanlara katlanamadığım için okula gidiyordum ne yazık ki. teneffüs zili çalmış etüt başlamıştı ama derse çıkmadım okul bahçesinden içerdeki öğretmenler odasına bakarak izledik tüm maçı her gole deliler gibi de sevinmiştik. çok unutulmaz bir andı. ve gruptan çıkmıştık. ilk futbol deneyiminde bir avrupa kupası gören ben ikinci deneyiminde de bir yarı final görecekti.
http://www.sporting-heroes.net/...00244/24295-zoom.jpg
3. lük maçına kadar evden çıkmadım tüm maçları izledim golleri ezberledim. bir de bazı maçların gündüz oynanması çok tuhafıma gidiyordu. saat farkını bu turnuva sayesinde öğrenmiştim ve çok saçma gelmişti * katılan ülkelerin yerlerini, başkentlerini ezbere söyler haritada gösterirdim. çok şey katmıştı her anlamda bu turnuva...
http://4.bp.blogspot.com/...nvjuL8yM/s320/18.jpg
not: 3. olup yurda döndüğümüzde de millilerimiz havalimanında gece karşılanmıştı. ve gökyüzünde ay-yıldız beraber vardı ve günlerce haberlere konu olmuştu, bak o da unutulmazdı mesela
http://i.ensonhaber.com/...r/galeri/2499/10.jpg