8801
ligde liderken veya 12.yken programa çıkması arasında hiçbir fark göremiyorum. ayrıca bizde oynamadı milli takımda oynadı şehir efsanesine de bir açıklık getirelim.
1. safsata
03.09.2010'a kadar bütün maçlarda oynamış(3 maç) ve 07.09.2010'da milli takımda sakatlanmış, 3 ay sahalardan uzak kalmıştır. bu sakatlık boyunca hiçbir milli maçta görev almamıştır.
tamamen hazır olarak maça çıkmadığı için (u: kimbilir belki de takımını yalnız bırakmak istemedi her şeye olumsuz bakılabiliyorsa olumlu da bakılabiliyor) gençlerbirliği maçında* tekrar sakatlanarak oyundan çıkıyor ve daha sonra 1.5 ay daha sahalardan uzak kalıyor. bu dönemde yine hiçbir milli maça çıkmıyor. yani sakatım diyip milli maçlara çıkmaması bir şehir efsanesinden öte değildir.
ayrıca tepki almamak için maçlarda oynamadığını* nerden, nasıl uyduruyorsunuz bilmiyorum. dediğiniz gibi kendine bir şey denmesin diye maçlarda oynamadıysa neden 2010-2011 sezonunda en büyük tepkiyi kendisi aldı?
2. safsata
herkes arda'dan bir şeyler bekliyordu kimisi gol kimisi kaptanına yakışan davranış vs.
bu adamdan bunları isteme hakkım var mı diye soran kimse oldu mu? sen stadda arda'ya küfür et, kız arkadaşına küfür et. fubol yorumcusu bozmaları bu adamın cinsel hayatına kadar konuşsun, diledikleri gibi sallasın sen galatasaray taraftarı olarak sesini çıkarma. her yerden her türlü yıpratma çalışmaları bir galatasaray futbolcusuna hele ki kaptanına yapılsın sen yine sesini çıkarma.
ama ne zaman zora düşsen biz sana güvenmiştik arda, sikeyim ben böyle güveni kardeşim. kusura bakma.
3. safsata
hakan şükür -> inter milan(galatasaray ile fifalık oldu)
fatih terim -> fiorentina
claudio taffarel -> parma
popescu -> lecce
ümit davala -> milan
üstteki efsaneler galatasaray, iffhs'nin sıralamasında zirvedeyken yani dünyanın en iyi takımı olarak gösterilirken takımdan ayrıldı. bazılarını gereksiz oldukları için yazmadım.*
peki şimdi bir beyin fırtınası yapalım. takım en iyiyken gitmenin, takım en kötüyken gitmekten ne farkı var? bu seferde zirvedeki takım senin boşluğunu dolduramadı sürekli düşüşe geçti demeyecek miydiniz? diyecektiniz.
arda bu takımla şampiyonluk da gördü sekizincilik de. şampiyonken gitseydi eğer herkes başını öne eğip kabul edecek miydi? evet diyen yalan söyler.
sizin tek derdiniz kafanızdaki arda antipatisi diğer her şey bu antipatinin bir ürünü.
1. safsata
03.09.2010'a kadar bütün maçlarda oynamış(3 maç) ve 07.09.2010'da milli takımda sakatlanmış, 3 ay sahalardan uzak kalmıştır. bu sakatlık boyunca hiçbir milli maçta görev almamıştır.
tamamen hazır olarak maça çıkmadığı için (u: kimbilir belki de takımını yalnız bırakmak istemedi her şeye olumsuz bakılabiliyorsa olumlu da bakılabiliyor) gençlerbirliği maçında* tekrar sakatlanarak oyundan çıkıyor ve daha sonra 1.5 ay daha sahalardan uzak kalıyor. bu dönemde yine hiçbir milli maça çıkmıyor. yani sakatım diyip milli maçlara çıkmaması bir şehir efsanesinden öte değildir.
ayrıca tepki almamak için maçlarda oynamadığını* nerden, nasıl uyduruyorsunuz bilmiyorum. dediğiniz gibi kendine bir şey denmesin diye maçlarda oynamadıysa neden 2010-2011 sezonunda en büyük tepkiyi kendisi aldı?
2. safsata
herkes arda'dan bir şeyler bekliyordu kimisi gol kimisi kaptanına yakışan davranış vs.
bu adamdan bunları isteme hakkım var mı diye soran kimse oldu mu? sen stadda arda'ya küfür et, kız arkadaşına küfür et. fubol yorumcusu bozmaları bu adamın cinsel hayatına kadar konuşsun, diledikleri gibi sallasın sen galatasaray taraftarı olarak sesini çıkarma. her yerden her türlü yıpratma çalışmaları bir galatasaray futbolcusuna hele ki kaptanına yapılsın sen yine sesini çıkarma.
ama ne zaman zora düşsen biz sana güvenmiştik arda, sikeyim ben böyle güveni kardeşim. kusura bakma.
3. safsata
hakan şükür -> inter milan(galatasaray ile fifalık oldu)
fatih terim -> fiorentina
claudio taffarel -> parma
popescu -> lecce
ümit davala -> milan
üstteki efsaneler galatasaray, iffhs'nin sıralamasında zirvedeyken yani dünyanın en iyi takımı olarak gösterilirken takımdan ayrıldı. bazılarını gereksiz oldukları için yazmadım.*
peki şimdi bir beyin fırtınası yapalım. takım en iyiyken gitmenin, takım en kötüyken gitmekten ne farkı var? bu seferde zirvedeki takım senin boşluğunu dolduramadı sürekli düşüşe geçti demeyecek miydiniz? diyecektiniz.
arda bu takımla şampiyonluk da gördü sekizincilik de. şampiyonken gitseydi eğer herkes başını öne eğip kabul edecek miydi? evet diyen yalan söyler.
sizin tek derdiniz kafanızdaki arda antipatisi diğer her şey bu antipatinin bir ürünü.