5
emirates cup
galatasaray – porto: 1-0 şampiyonlar ligi hazırlık maçı
maç yazısı yazmayalı uzun zaman oldu. bakalım bir paslanma var mı, göreceğiz ilerleyen satırlarda.
galatasaray verimli hazırlık maçları yapıyor. genellikle şampiyonlar ligi seviyesindeki takımlarla oynuyoruz.
hele bugün fatih terim’in çıkardığı kadroya bakınca tamamen şampiyonlar ligi provası yaptığını gördük. sekiz yabnacılı kadro, maçın sonlarına kadar oyuncu değişikliği yapmaması maçı ciddiye aldığını gösteriyor.
hoca işi ciddiye alıyor da acaba takım hazırlık maçında nasıl bir fikir verdi, ona bakalım.
bu konudaki fikrim ilk yarı ↓ ikinci yarı ↑.
ilk yarıdaki takım pas yapamayan, geride bekleyen, topu rakibinden alamayan, savunma yapmaya çalışan ama beceremeyen bir takımdı. porto’nun penaltı kaçırması şansımızdı. dany büyük hatalar yapıyor ve kendisini savunmaya çalışanların ellerini gün geçtikçe zayıflatıyor. elbette dany tek başına değil ve asıl sorunlu olan takım savunması ama arkadaş dany de cart diye dalıyor rakibe. tek hamleli oyunucların tipik sıkıntısını yaşıyor. müdahale için saniyenin onda biri kadar geç kaldığında direct rakibe vurmak zorunda kalıyor. semih de böyle bir oyuncu aslında ama daha seri olduğu için zamanlamayı ayarlama konusunda dany kadar sıkıntı yaşamıyor.
geride beklemek galatasaray’ın genlerine uygun değil. doğrusu son iki sezonda bir kaç kez geride beklemeyi becerebildiklerini de gösterdiler. en önemli maç 12.mayıs.2012’deki fenerbahçe deplasmanıydı. beraberlik yetiyordu ve güle oynaya maçı beraberliğe bağlamıştık. ama o maçta büyük bir konsantrasyon vardı tabii ki. böyle bir hazırlık maçında bu konsantrasyonu sağlamak kolay değil.
illa ki belirtmem lazım. takım bu sezon hazırlık maçlarının tamamında savunmada ya da orta sahada çıkarken top kaptırmayı kötü bir alışkanlık edindi. şu topçu yapıyor demek zor. çünkü neredeyse takımın tamamı topu kolayca rakibe teslim ediyor. bunların için de selçuk inan da, melo da, hamit de, sneijder de, eboue de, dany de ve ismini sayamadığım diğer topçular da var.
ikinci yarıda takım mantalite olarak 180 derece değişti ve galatasaray özüne döndü. galatasaray takımı geride beklemez. hele bir fatih terim takımı asla geride beklemez.
yine de hoca belki de bu maçı porto deplasmanında şl maçı gibi oynatmak istedi ama işte konsantrasyon sorunu fikir almasını zorlaştırdı.
takım topa sahip olmaya başlayınca bu defa porto’yu kendi sahasına doğru itmeye başladı. konsantrasyon artınca pas hataları da azaldı. daha hızlı oynamaya, drogba’yı daha fazla kullanmaya başladık. böyle olunca selçuk inan, melo ve sneijder de daha etkili olmaya başladı.
sıkıntı şuradaki galatasaray kanatları çok verimsiz. sağ kanat neredeyse hiç yok. sol kanatta ise amrabat topu ayağından çıkarmak konusunda oldukça yavaş hareket ediyor.
takımın oynadığı digger maçları da gözönünde bulundurarak diyebilirim ki; bu takım ligi yine çok kolay kazanır. şampiyonlar ligi’nde ise yine iş yapar. ama çok ilerilere gider demek için erken. fakat kendi klasmanındaki takımlarla kafa kafaya oynar,bizi yine heyecanlandırır ve gururlandırır. ama çeyrek final bize yeter mi, onu düşünmek lazım.
bu kadar sonra yine çok kısa yazmadım yahu. hepinize merhaba.
(u:
captano.net)
galatasaray – porto: 1-0 şampiyonlar ligi hazırlık maçı
maç yazısı yazmayalı uzun zaman oldu. bakalım bir paslanma var mı, göreceğiz ilerleyen satırlarda.
galatasaray verimli hazırlık maçları yapıyor. genellikle şampiyonlar ligi seviyesindeki takımlarla oynuyoruz.
hele bugün fatih terim’in çıkardığı kadroya bakınca tamamen şampiyonlar ligi provası yaptığını gördük. sekiz yabnacılı kadro, maçın sonlarına kadar oyuncu değişikliği yapmaması maçı ciddiye aldığını gösteriyor.
hoca işi ciddiye alıyor da acaba takım hazırlık maçında nasıl bir fikir verdi, ona bakalım.
bu konudaki fikrim ilk yarı ↓ ikinci yarı ↑.
ilk yarıdaki takım pas yapamayan, geride bekleyen, topu rakibinden alamayan, savunma yapmaya çalışan ama beceremeyen bir takımdı. porto’nun penaltı kaçırması şansımızdı. dany büyük hatalar yapıyor ve kendisini savunmaya çalışanların ellerini gün geçtikçe zayıflatıyor. elbette dany tek başına değil ve asıl sorunlu olan takım savunması ama arkadaş dany de cart diye dalıyor rakibe. tek hamleli oyunucların tipik sıkıntısını yaşıyor. müdahale için saniyenin onda biri kadar geç kaldığında direct rakibe vurmak zorunda kalıyor. semih de böyle bir oyuncu aslında ama daha seri olduğu için zamanlamayı ayarlama konusunda dany kadar sıkıntı yaşamıyor.
geride beklemek galatasaray’ın genlerine uygun değil. doğrusu son iki sezonda bir kaç kez geride beklemeyi becerebildiklerini de gösterdiler. en önemli maç 12.mayıs.2012’deki fenerbahçe deplasmanıydı. beraberlik yetiyordu ve güle oynaya maçı beraberliğe bağlamıştık. ama o maçta büyük bir konsantrasyon vardı tabii ki. böyle bir hazırlık maçında bu konsantrasyonu sağlamak kolay değil.
illa ki belirtmem lazım. takım bu sezon hazırlık maçlarının tamamında savunmada ya da orta sahada çıkarken top kaptırmayı kötü bir alışkanlık edindi. şu topçu yapıyor demek zor. çünkü neredeyse takımın tamamı topu kolayca rakibe teslim ediyor. bunların için de selçuk inan da, melo da, hamit de, sneijder de, eboue de, dany de ve ismini sayamadığım diğer topçular da var.
ikinci yarıda takım mantalite olarak 180 derece değişti ve galatasaray özüne döndü. galatasaray takımı geride beklemez. hele bir fatih terim takımı asla geride beklemez.
yine de hoca belki de bu maçı porto deplasmanında şl maçı gibi oynatmak istedi ama işte konsantrasyon sorunu fikir almasını zorlaştırdı.
takım topa sahip olmaya başlayınca bu defa porto’yu kendi sahasına doğru itmeye başladı. konsantrasyon artınca pas hataları da azaldı. daha hızlı oynamaya, drogba’yı daha fazla kullanmaya başladık. böyle olunca selçuk inan, melo ve sneijder de daha etkili olmaya başladı.
sıkıntı şuradaki galatasaray kanatları çok verimsiz. sağ kanat neredeyse hiç yok. sol kanatta ise amrabat topu ayağından çıkarmak konusunda oldukça yavaş hareket ediyor.
takımın oynadığı digger maçları da gözönünde bulundurarak diyebilirim ki; bu takım ligi yine çok kolay kazanır. şampiyonlar ligi’nde ise yine iş yapar. ama çok ilerilere gider demek için erken. fakat kendi klasmanındaki takımlarla kafa kafaya oynar,bizi yine heyecanlandırır ve gururlandırır. ama çeyrek final bize yeter mi, onu düşünmek lazım.
bu kadar sonra yine çok kısa yazmadım yahu. hepinize merhaba.
(u:
captano.net)