449
"kriterli sınırsız" formülü ile yeniden düzenlenmesi bana göre de en mantıklı olan kural.
lakin burada gözetilmesi gereken bir husus var. kriterli sınırsız formülündeki kriter muhtemelen oyuncunun milli takımda oynama yüzdesi olacaktır. işte bu oynama yüzdesinin fazla yüksek olması durumunda işler karışır. zira ligimiz ingiltere premier ligi değil ki en azından portekiz, hollanda, fransa kalitesindeki milli takımlardan birinin oynadığı maçların %60'ında forma giymiş adam gel(e)bilsin. almanya, ispanya gibi milli takımlardan henüz bahsetmedim bile. ingiltere premier ligi'nde bile bu oran %50. benim tanıdığım federasyon bu oranı %50'nin üstünde tutar diyorum içimden acı acı gülerek, siz anlayın demek istediğimi. o kalibredeki oyuncular bize gelir, devir değişti artık demeyelim, henüz o kadar yüksekten uçmayalım. belki bir kaç sezon sonra, ama henüz değil.
standart türk oyuncular için bile piyasanın aşırı şiştiği mevcut durum devam etsin demiyorum tamam. lakin anadolu takımlarının kadro kaliteleri de biraz gözetilmek zorunda. çok zorlayıcı bir kriter konacak olursa bu sefer ben gaziantep, sivas, elazığ gibi takımların gerekli güçlenmeyi yapamayacağını düşünüyorum.
sözlükteki genel kanının aksine, ben ülke futbolunun gelişimi için şampiyonların makası iyiden iyiye açabileceği bir kuralın değil, tüm ligin güçleneceği bir kuralın gelmesi gerektiğini düşünüyorum. mevcut yabancı sınırlaması ile takımlar dengede duruyor evet ama bu çarpık bir denge zira takımlar aşağı bir seviyede toplanarak dengede duruyor. olması gereken takımlarımızın yüksek bir seviyede toplaşarak dengenin sağlanması. sırf kolay anlaşılabilmek adına kadro değeri üzerinden örnek vereyim. galatasaray'ın kadro değerinin 200 milyon euro olduğu yerde bursaspor'un kadro değeri de 120-130 milyon euro olabilmeli ki gerçek anlamda güçlü bir ülke futbolumuz olsun.
her biri avrupa kupalarında en az 2-3 tur geçebilecek takımlarımız oldukça şampiyonlar ligi şampiyonu galatasaray olabilir. zor ve çekişmeli bir ligin şampiyonu olarak sezon boyu yüksek çıtada işleyen bir takım ancak bu kupayı alabilir. galatasaray'ın aradaki afaki kadro farkından dolayı gelene gidene fark attığı bir lig düzeni olursa en büyük başarı ancak çeyrek final olur yine.
sözün özü; galatasaray ve fenerbahçe'yi, real madrid ve barcelona'ya ya da manchester ve chelsea'ye çevirecek bir düzene geçilirse beklenen fayda sağlanamaz. kendi valencia'larımız, tottenham'larımız ortaya çıkmaya başladıkça futbolun kaderi değişebilir sadece. yapılacak değişiklikler takımlarımızın tümünü yüksek bir irtifada toplayacak biçimde olmalı. biz galatasaray olarak o grubun en tepesindeki yerimizi yine alırız, sorun olmaz. o yüzden "anadolu takımları ne nane yerse yesin yeeaa" anlayışıyla gaza gelinmemeli.
%25-%30 gibi makul bir yüzdeli milli takımda oynama kriteri ile sınırsız yabancı kuralı konulabilir. ancak beraberinde çıkacak sorun pablo martin batalla gibi galatasaray'da bile oynasa razı gelebileceğimiz ancak arjantin milli olması imkansız olan kaliteli bir oyuncunun kapı dışarı kalması. kaldı ki kriterli uygulama ile altyapılarımızda julian draxler tarzında genç yeteneklerin bulunma ihtimali de zayıflıyor.
en cazip görünen kriterli-sınırsız formülünde bile çatlaklar var gördüğünüz gibi. basit bir iş değil. en iyi fayda için en iyi sentez yapılarak karma bir kural oluşturulması lazım. kafalar bu doğrultuda yorulmalı.
lakin burada gözetilmesi gereken bir husus var. kriterli sınırsız formülündeki kriter muhtemelen oyuncunun milli takımda oynama yüzdesi olacaktır. işte bu oynama yüzdesinin fazla yüksek olması durumunda işler karışır. zira ligimiz ingiltere premier ligi değil ki en azından portekiz, hollanda, fransa kalitesindeki milli takımlardan birinin oynadığı maçların %60'ında forma giymiş adam gel(e)bilsin. almanya, ispanya gibi milli takımlardan henüz bahsetmedim bile. ingiltere premier ligi'nde bile bu oran %50. benim tanıdığım federasyon bu oranı %50'nin üstünde tutar diyorum içimden acı acı gülerek, siz anlayın demek istediğimi. o kalibredeki oyuncular bize gelir, devir değişti artık demeyelim, henüz o kadar yüksekten uçmayalım. belki bir kaç sezon sonra, ama henüz değil.
standart türk oyuncular için bile piyasanın aşırı şiştiği mevcut durum devam etsin demiyorum tamam. lakin anadolu takımlarının kadro kaliteleri de biraz gözetilmek zorunda. çok zorlayıcı bir kriter konacak olursa bu sefer ben gaziantep, sivas, elazığ gibi takımların gerekli güçlenmeyi yapamayacağını düşünüyorum.
sözlükteki genel kanının aksine, ben ülke futbolunun gelişimi için şampiyonların makası iyiden iyiye açabileceği bir kuralın değil, tüm ligin güçleneceği bir kuralın gelmesi gerektiğini düşünüyorum. mevcut yabancı sınırlaması ile takımlar dengede duruyor evet ama bu çarpık bir denge zira takımlar aşağı bir seviyede toplanarak dengede duruyor. olması gereken takımlarımızın yüksek bir seviyede toplaşarak dengenin sağlanması. sırf kolay anlaşılabilmek adına kadro değeri üzerinden örnek vereyim. galatasaray'ın kadro değerinin 200 milyon euro olduğu yerde bursaspor'un kadro değeri de 120-130 milyon euro olabilmeli ki gerçek anlamda güçlü bir ülke futbolumuz olsun.
her biri avrupa kupalarında en az 2-3 tur geçebilecek takımlarımız oldukça şampiyonlar ligi şampiyonu galatasaray olabilir. zor ve çekişmeli bir ligin şampiyonu olarak sezon boyu yüksek çıtada işleyen bir takım ancak bu kupayı alabilir. galatasaray'ın aradaki afaki kadro farkından dolayı gelene gidene fark attığı bir lig düzeni olursa en büyük başarı ancak çeyrek final olur yine.
sözün özü; galatasaray ve fenerbahçe'yi, real madrid ve barcelona'ya ya da manchester ve chelsea'ye çevirecek bir düzene geçilirse beklenen fayda sağlanamaz. kendi valencia'larımız, tottenham'larımız ortaya çıkmaya başladıkça futbolun kaderi değişebilir sadece. yapılacak değişiklikler takımlarımızın tümünü yüksek bir irtifada toplayacak biçimde olmalı. biz galatasaray olarak o grubun en tepesindeki yerimizi yine alırız, sorun olmaz. o yüzden "anadolu takımları ne nane yerse yesin yeeaa" anlayışıyla gaza gelinmemeli.
%25-%30 gibi makul bir yüzdeli milli takımda oynama kriteri ile sınırsız yabancı kuralı konulabilir. ancak beraberinde çıkacak sorun pablo martin batalla gibi galatasaray'da bile oynasa razı gelebileceğimiz ancak arjantin milli olması imkansız olan kaliteli bir oyuncunun kapı dışarı kalması. kaldı ki kriterli uygulama ile altyapılarımızda julian draxler tarzında genç yeteneklerin bulunma ihtimali de zayıflıyor.
en cazip görünen kriterli-sınırsız formülünde bile çatlaklar var gördüğünüz gibi. basit bir iş değil. en iyi fayda için en iyi sentez yapılarak karma bir kural oluşturulması lazım. kafalar bu doğrultuda yorulmalı.