155
arda turan için "ölse üzülmem"
emmanuel culio için "amele"
dany için "çok çekmiş belli ki aç kalmış sokakta yatmış dışlanmış çalışmış çabalamış galatasaray'a gelmiş"
beyler derdiniz ne sizin, böyle uzatmanın ne anlamı var.
hagi çıkmış belki anlarsınız diye uzun bir açıklama yapmış, ama bence gerek dahi yokmuş. böyle şeyler yazabilen bir adam, bırakın yazar olarak sozlüğü temsil etmeyi, galatasaraysozluk'un muhattabı dahi olamaz.
fakat hagi her zamanki gibi beklemiş, acaba öznel mi yaklaşıyorum diyerek, bu durumlarda dahi ceza kesmemiş.
teknik bir konudan sonra yolları ayırınca da, sınırda karakol komutanlığı yapmasına rağmen, kimse adalet kısmından şüphe etmesin diye detaylı bir geri bildirimde bulunmuş.
beyler, düşünce özgürlüğü dediğiniz şey öyle olmuyor, ben kendisinin kim olduğunu bilmiyorum ama, dany için o ırkçı tanımlamayı gördükten sonra, burada halen yazabilmiş olmasıdır aslında yanlış olan, ki bence moderasyon bir hata yapmışsa, o an bu kişiyi uçurmamakla yapmıştır zaten.
ancak benim asıl anlayamadığım husus, haklı olarak arkadaşının gidişinden üzülen, kendisiyle aynı tarza sahip bazı yazarlar, yapılması gereken en onurlu davranışı icra etmiyorlar. bizim gidişimizi de hızlandırır diye süsleniyor veda yazıları, halbuki bu kadar zor değil ki, sonuna kadar güvendiğin ve inandığın arkadaşının peşinden topluca ayrılmak. hem yönetilişini sevmediğin, hem de adaletli olmadığına inandığın bir yerde kalmak için bu kadar ısrarcı olmak, nasıl bir yaklaşımın veyahut etkileşimin ürünüdür.
öyle kolay ki, bir blog sitesi açıp kendi görüşlerini paylaşmak, hatta iyi anlaştığın arkadaşlarınla beraber, karşılıklı yorumlar yapmak.
fakat o zaman tatmin edilemeyecek egolar devre dışı kalıyor tabii, sonra da vedalardan bile nemalanan bir ajitasyon giriyor işin içine.
yapmayın, kendi vaktinizi daha keyifli şeylere harcayın,
beğenmediğiniz yerde de uzun süre durmayın.
galatasaray ismi kimsenin kişisel takdiri altında değerlendirilemez,
fakat içinde galatasaray geçen cümlelere de saygısızlık sığdırılamaz,
hele bu sözlükte asla..
emmanuel culio için "amele"
dany için "çok çekmiş belli ki aç kalmış sokakta yatmış dışlanmış çalışmış çabalamış galatasaray'a gelmiş"
beyler derdiniz ne sizin, böyle uzatmanın ne anlamı var.
hagi çıkmış belki anlarsınız diye uzun bir açıklama yapmış, ama bence gerek dahi yokmuş. böyle şeyler yazabilen bir adam, bırakın yazar olarak sozlüğü temsil etmeyi, galatasaraysozluk'un muhattabı dahi olamaz.
fakat hagi her zamanki gibi beklemiş, acaba öznel mi yaklaşıyorum diyerek, bu durumlarda dahi ceza kesmemiş.
teknik bir konudan sonra yolları ayırınca da, sınırda karakol komutanlığı yapmasına rağmen, kimse adalet kısmından şüphe etmesin diye detaylı bir geri bildirimde bulunmuş.
beyler, düşünce özgürlüğü dediğiniz şey öyle olmuyor, ben kendisinin kim olduğunu bilmiyorum ama, dany için o ırkçı tanımlamayı gördükten sonra, burada halen yazabilmiş olmasıdır aslında yanlış olan, ki bence moderasyon bir hata yapmışsa, o an bu kişiyi uçurmamakla yapmıştır zaten.
ancak benim asıl anlayamadığım husus, haklı olarak arkadaşının gidişinden üzülen, kendisiyle aynı tarza sahip bazı yazarlar, yapılması gereken en onurlu davranışı icra etmiyorlar. bizim gidişimizi de hızlandırır diye süsleniyor veda yazıları, halbuki bu kadar zor değil ki, sonuna kadar güvendiğin ve inandığın arkadaşının peşinden topluca ayrılmak. hem yönetilişini sevmediğin, hem de adaletli olmadığına inandığın bir yerde kalmak için bu kadar ısrarcı olmak, nasıl bir yaklaşımın veyahut etkileşimin ürünüdür.
öyle kolay ki, bir blog sitesi açıp kendi görüşlerini paylaşmak, hatta iyi anlaştığın arkadaşlarınla beraber, karşılıklı yorumlar yapmak.
fakat o zaman tatmin edilemeyecek egolar devre dışı kalıyor tabii, sonra da vedalardan bile nemalanan bir ajitasyon giriyor işin içine.
yapmayın, kendi vaktinizi daha keyifli şeylere harcayın,
beğenmediğiniz yerde de uzun süre durmayın.
galatasaray ismi kimsenin kişisel takdiri altında değerlendirilemez,
fakat içinde galatasaray geçen cümlelere de saygısızlık sığdırılamaz,
hele bu sözlükte asla..