1894
hakan şükür birden fazla kişidir aslında. bırakın galatasaray'ı, türkiye tarihinin en önemli golcüsüdür. gol ama ille de prestir. 37 yaşında dahi fener'e derbilerde acımayan, galatasaray uefa kupasını alırken her takıma gol atan, üst üste 3 kere ligde gol kralı olmuş, 93, 94, 97, 98, 99, 2000, 2006 ve 2008 sezonlarında şampiyonluk kazanmış, dünya'da en çok tanınan türk futbolcusu olmuştur. yıllarca galatasaraylı çocuklar onun adını haykırmıştır; "laylaralaylaralaylaralayla laylaralaylaralaylaralayla laylaralaylaralaylaralayla ha-kan şü-kür". burası madalyonun bir yüzüdür ve unutulmayacaktır.
spor yorumcusu bir hakan şükür vardır aynı zamanda. yine galatasaraylıdır ama bir kere bile ağzından şike yapılmasına rağmen şikecilere dair bir eleştiri duyulmamıştır. düzenin içindedir. lig tv'de bulunur. çok para kazanır. genel olarak tüm takımı kendi oynadığı dönemle kıyaslar. fakat oturup de galatasaray'a hakaret etmez. bir mantık içinde hareket eder ama muktedirin yanında da görünür.
fakat aynı zamanda her şey siyasidir de. hakan şükür de siyasete atılmış bir isimdir. siyasette durduğu yer de muktedirlerin yanıdır ve burası çok önemlidir. muktedirin yanında durmak sesi az çıkanlar tarafından tabii ki de eleştirilir. bunun onun galatasaraylılığıyla bir ilgisi yoktur. alp yalman kadıköy'den doğru yol partisi'nin belediye başkan adayı olduğunda eleştirilmemiş midir? seçimi kazansaydı eleştirilmeyecek miydi? bu bakımdan hakan'ın siyasi tavırlarını seven de sevmeyen de, destekleyen de eleştiren de olacaktır ve olmalıdır da. ben kendi adıma emeğin ve insan özgürlüğünün en yüce değer olduğuna inanıyorum örneğin. grev hakkını ortadan kaldıran bir yasaya evet oyu verdiğini bildiğim hakan'ı sırf attığı goller yüzünden eleştirmeyecek miyim?
ne attığı golleri unuturum, ne yaptığı yorumları ne de siyasette durduğu yeri. hepsinin yeri ayrıdır ve hepsi için ayrı yorumlarım vardır.
sözün özü iyi ki 92 yılında bize transfer olmuş. keşke futbolu bırakınca bu işlere girmeseydi.
spor yorumcusu bir hakan şükür vardır aynı zamanda. yine galatasaraylıdır ama bir kere bile ağzından şike yapılmasına rağmen şikecilere dair bir eleştiri duyulmamıştır. düzenin içindedir. lig tv'de bulunur. çok para kazanır. genel olarak tüm takımı kendi oynadığı dönemle kıyaslar. fakat oturup de galatasaray'a hakaret etmez. bir mantık içinde hareket eder ama muktedirin yanında da görünür.
fakat aynı zamanda her şey siyasidir de. hakan şükür de siyasete atılmış bir isimdir. siyasette durduğu yer de muktedirlerin yanıdır ve burası çok önemlidir. muktedirin yanında durmak sesi az çıkanlar tarafından tabii ki de eleştirilir. bunun onun galatasaraylılığıyla bir ilgisi yoktur. alp yalman kadıköy'den doğru yol partisi'nin belediye başkan adayı olduğunda eleştirilmemiş midir? seçimi kazansaydı eleştirilmeyecek miydi? bu bakımdan hakan'ın siyasi tavırlarını seven de sevmeyen de, destekleyen de eleştiren de olacaktır ve olmalıdır da. ben kendi adıma emeğin ve insan özgürlüğünün en yüce değer olduğuna inanıyorum örneğin. grev hakkını ortadan kaldıran bir yasaya evet oyu verdiğini bildiğim hakan'ı sırf attığı goller yüzünden eleştirmeyecek miyim?
ne attığı golleri unuturum, ne yaptığı yorumları ne de siyasette durduğu yeri. hepsinin yeri ayrıdır ve hepsi için ayrı yorumlarım vardır.
sözün özü iyi ki 92 yılında bize transfer olmuş. keşke futbolu bırakınca bu işlere girmeseydi.