296
daha önce wesley sneijder transferi tamamlanırsa birkaç şey yazacağımı söylemiştim *. biraz daha bekleyerek didier drogba'yı da getirdiğimize göre başlayabilirim. *
öncelikle bu yazdıklarım internette tanışıp daha sonra muhabbeti ilerlettiğim bir abimden duyduklarım. kendisi birkaç yıl önce internette bir sitede yazıyordu, daha sonra askere falan gitti ve döndüğünde de tekrardan yazmak istemedi. kulüp içinde tanıdıkları olan bir isim. onun yalancısıyım yani. *
nike'nin galatasaray ile yaptığı anlaşma çok kapsamlı. başkan göreve geldiğinde adidas ile aramızdaki mevcut kontratı nike'den gelen maddi manevi destekle tek taraflı olarak feshetmiş ve nike ile anlaşma yapmıştı. ancak nike ile yapılan anlaşma sadece forma satmak için yapılan bir anlaşma değil.
adnan öztürk'ün bir sözü vardı. "türkiye'de futbol, dünyada yönetilen en pahalı amatör spor" demişti. demek istediği şey şu, bu işi profesyonelleştirmiş ülkelerde futboldaki kurumsallaşmayla aramızda çok büyük fark var. bu fark büyük olunca elde edilen gelir farkı da çok büyük oluyor. bu da doğal olarak ortadaki rekabet ortamını yok ediyor. sen şimdi 30 bin kombine sattım, 250 bin forma sattım, çok büyük kulübüm diyorsun ya, hiçbir şey değilsin aslında. manchester united, barça, real madrid gibi takımlar en az 60-70 bin kombine, 1 milyon da forma satıyor çünkü. sen şu an hiçbir şeysin yani.
fakat nike ile birlikte bu konuda çok büyük bir gelişim gösterdik. şöyle ki;
bir kulübün ürünlerini çok fazla satması tek şekilde sağlanabilir: marketing'ini arttırarak.
marketing iki şekilde artar: ya düzenli olarak büyük başarılar elde edersin, ya da çok büyük oyuncularla ilgiyi üzerine çekersin.
nike ilk başta ikincisini seçmek istese de bu pek mümkün olmadı. yani nike'nin istediği önce büyük yıldızlar getirebilmekti. geçen sezonun başında ortaya atılan reyes, forlan, drogba, buffon, van der saar, diego milito gibi isimlerle ilgi galatasaray'ın üzerine çekilmek istendi. tüm bu isimlerle görüşülmesine rağmen çeşitli sebeplerle bu oyuncular alınmadı. bazılarında oyuncular soğuk baktı bazılarında fatih terim istemedi. nike mali konularda bir sıkıntı olmayacağını belirtmesine rağmen bu paraların altına girilmek istenmedi.
bu sene başında ortaya atılan isimlerden kaka leite ile ciddi şekilde ilgilenildi. kulübüyle anlaşıldı ancak bu sefer de oyuncu istemedi. kaka leite sözleşmeye değil, galatasaray'da oynamaya "evet" deseydi şu anda formamızı giyiyordu. olmadı.
bu olmayınca da ilk önce yurtiçinde başarılı olup sonra galatasaray markasını avrupa'ya taşımayı seçtik. ilk aşama başarılı oldu ve ligi aldık. ikinci aşama başarılı oldu ve şampyionlar ligi'nde ikinci tura kaldık. sonrasını biliyorsunuz zaten, wesley ve drogba.
gelelim wesley sneijder transferine.
wesley sneijder transferinin nike açısından iki aşaması var. öncelikle sneijder'in galatasaray'ı pekçok seçenek arasından seçtiği söyleniyor ama bu doğru değil. şöyle doğru değil, wesley gelen teklifler arasından galatasaray'ı kontrat şartları dolayısıyla seçmedi. diğerlerini eledi ve galatasaray'ın teklifini ailesinin yaşamı açısından değerlendirdi. olay bu.
ancak wesley sneijder transferinin bir hafta uzamasının nedeni inter - nike - sneijder arasındaki anlaşmaydı. şino inter'e giderken tarafların imzaladığı sözleşmede kulübün sattığı sneijder formalarının gelirlerinden belli bir kısmını wesley sneijder'e ödemesi, wesley sneijder'in çektiği reklam filmleri, tanıtımlar vs. gibi sponsorluk anlaşmalarından elde ettiği kazancın bir kısmını da kulübe ödemesi gerekiyordu. 3 yıllık bu anlaşmada sponsorluk anlaşmaları + oyuncunun alması gereken garanti ücretleri vs. derken inter'in sneijder'e yapması gereken ödeme 1 milyon € civarıydı. bu 1 milyon € bir hafta sonunda ödendi. ancak tek bir şartla; galatasaray ile inter, 2013 yazında bir hazırlık maçı yapacak.
işin transferden bağımsız diğer yanına bakacak olursak.
nike'nin sponsoru olduğu kulüplerden en çok forma sattığı beşi sırasıyla; barça, manu, arsenal, juventus ve inter şeklinde. barça manu 1m+ forma satarken bu listenin en sonundaki inter, yılda yaklaşık 650 bin forma üzerinde satıyor.
galatasaray son 5 yılına bakıldığında kabus gibi geçen 2009 - 11 sezonunun ortlamayı düşürdüğünü de hesaba katarsak 250 bin civarı forma satmış bulunmakta. geçen sezon bu sayı 300 bini geçti deniyor, ne derece doğru bilmiyorum. sadece yurtiçinde kendi mağazasından forma satan bir kulüp için başarılı bence.
nike ile girilen bu işte nike'nin hedefi galatasaray'ı kendi ilk beşine sokmak. bu potansiyel galatasaray'da var. bu yıl bize özel formalar yaparak bu konuda ne kadar ciddi olduklarını gösterdiler zaten. wesley ve drogba'nın transferleriyle birlikte şu anda satılan forma sayısının 500 bine dayandığı söyleniyor. yıl sonunda şampiyonlar ligi'nde çeyrek final ve üzeri görürsek, ligde de şampiyon olursak bu rakam çok rahat 600 - 650 bin civarına dayanır deniyor. bu sadece yurtiçinde satılan forma sayısı yine.
nike galatasaray'ın adını dünyada büyütmek istiyor. ünal aysal yönetiminin kontrolünde geçen son 2 yaz sezonunda nike, galatasaray'ı amerika birleşik devletleri'ne götürmek istedi manchester united ve barça ile birlikte. amaç burda bir dörtlü turnuva düzenleyerek üç takımın da pazar alanını genişletmekti. fakat tff sağolsun, son 2 sezonun takvimini ligler başlamadan 3-4 hafta önce açıkladıklarından bu olay gerçekleşmedi maalesef.
dahası, yine manchester united ve barcelona takımları türkiye'ye hazırlık maçı yapmaya geleceklerdi. thy iki takımın da sponsoru olduğu için bu konuda ciddi şekilde ısrarcı ancak nike, iki takımın da türkiye'de galatasaray'dan başka takımla maç yapmasını istemiyor. dolayısıyla özellikle bu sezon oynanması gereken bu maçlar da oynanmadı. ilk sezon liverpool geldi öylesine, o kadar.
bunun sebebi de çok ortada maalesef. top class dediğimiz barça, real, manu, arsenal gibi takımların yaz dönemi programları 6-7 ay öncesinden belli oluyor. manu'nun 2013 temmuz'unda uzak doğu'da yapacağı organizasyon aralık 2012'de duyruldu. aon sponsorluğunda yapılacak bu organizasyon. biz hala elizabet.
özetle, nike ile galatasaray çok büyük düşünüyor. planlanan başarılar gelirse önümüzdeki 10 yıl bizim dönemimiz olur. zamanında 10 bin kombine satan galatasaray, rakibinin 30 bin kombine satarak "dünya devi" olduğu ülkede 45 bin kombine satmış, localarının tamamını kiralamış, kombine almak isteyen taraftarlarına şimdiden kampanyalar yaparak bazı şeylere başlamakta. 600 bin forma sayısı hayal değil, schalke'yi elememize bakar. bunlar gerçekleşirse, galatasaray kral diğerleri piyon olur. iyi de olur.
ünal aysal yönetiminin ticari zekası, nike'nin bu çabası ortada. galatasaray büyüyor, bugün bunu durduramazlarsa bir daha durduramazlar. amaç, yöntem bu.
ama manipülasyon yaptılar yaa :(
(u: dediğim gibi kulüpteki olaylardan haberdar olan bir abimin söyledikleri bunlar. duyumcu etiketi yemeyiz umarım)
öncelikle bu yazdıklarım internette tanışıp daha sonra muhabbeti ilerlettiğim bir abimden duyduklarım. kendisi birkaç yıl önce internette bir sitede yazıyordu, daha sonra askere falan gitti ve döndüğünde de tekrardan yazmak istemedi. kulüp içinde tanıdıkları olan bir isim. onun yalancısıyım yani. *
nike'nin galatasaray ile yaptığı anlaşma çok kapsamlı. başkan göreve geldiğinde adidas ile aramızdaki mevcut kontratı nike'den gelen maddi manevi destekle tek taraflı olarak feshetmiş ve nike ile anlaşma yapmıştı. ancak nike ile yapılan anlaşma sadece forma satmak için yapılan bir anlaşma değil.
adnan öztürk'ün bir sözü vardı. "türkiye'de futbol, dünyada yönetilen en pahalı amatör spor" demişti. demek istediği şey şu, bu işi profesyonelleştirmiş ülkelerde futboldaki kurumsallaşmayla aramızda çok büyük fark var. bu fark büyük olunca elde edilen gelir farkı da çok büyük oluyor. bu da doğal olarak ortadaki rekabet ortamını yok ediyor. sen şimdi 30 bin kombine sattım, 250 bin forma sattım, çok büyük kulübüm diyorsun ya, hiçbir şey değilsin aslında. manchester united, barça, real madrid gibi takımlar en az 60-70 bin kombine, 1 milyon da forma satıyor çünkü. sen şu an hiçbir şeysin yani.
fakat nike ile birlikte bu konuda çok büyük bir gelişim gösterdik. şöyle ki;
bir kulübün ürünlerini çok fazla satması tek şekilde sağlanabilir: marketing'ini arttırarak.
marketing iki şekilde artar: ya düzenli olarak büyük başarılar elde edersin, ya da çok büyük oyuncularla ilgiyi üzerine çekersin.
nike ilk başta ikincisini seçmek istese de bu pek mümkün olmadı. yani nike'nin istediği önce büyük yıldızlar getirebilmekti. geçen sezonun başında ortaya atılan reyes, forlan, drogba, buffon, van der saar, diego milito gibi isimlerle ilgi galatasaray'ın üzerine çekilmek istendi. tüm bu isimlerle görüşülmesine rağmen çeşitli sebeplerle bu oyuncular alınmadı. bazılarında oyuncular soğuk baktı bazılarında fatih terim istemedi. nike mali konularda bir sıkıntı olmayacağını belirtmesine rağmen bu paraların altına girilmek istenmedi.
bu sene başında ortaya atılan isimlerden kaka leite ile ciddi şekilde ilgilenildi. kulübüyle anlaşıldı ancak bu sefer de oyuncu istemedi. kaka leite sözleşmeye değil, galatasaray'da oynamaya "evet" deseydi şu anda formamızı giyiyordu. olmadı.
bu olmayınca da ilk önce yurtiçinde başarılı olup sonra galatasaray markasını avrupa'ya taşımayı seçtik. ilk aşama başarılı oldu ve ligi aldık. ikinci aşama başarılı oldu ve şampyionlar ligi'nde ikinci tura kaldık. sonrasını biliyorsunuz zaten, wesley ve drogba.
gelelim wesley sneijder transferine.
wesley sneijder transferinin nike açısından iki aşaması var. öncelikle sneijder'in galatasaray'ı pekçok seçenek arasından seçtiği söyleniyor ama bu doğru değil. şöyle doğru değil, wesley gelen teklifler arasından galatasaray'ı kontrat şartları dolayısıyla seçmedi. diğerlerini eledi ve galatasaray'ın teklifini ailesinin yaşamı açısından değerlendirdi. olay bu.
ancak wesley sneijder transferinin bir hafta uzamasının nedeni inter - nike - sneijder arasındaki anlaşmaydı. şino inter'e giderken tarafların imzaladığı sözleşmede kulübün sattığı sneijder formalarının gelirlerinden belli bir kısmını wesley sneijder'e ödemesi, wesley sneijder'in çektiği reklam filmleri, tanıtımlar vs. gibi sponsorluk anlaşmalarından elde ettiği kazancın bir kısmını da kulübe ödemesi gerekiyordu. 3 yıllık bu anlaşmada sponsorluk anlaşmaları + oyuncunun alması gereken garanti ücretleri vs. derken inter'in sneijder'e yapması gereken ödeme 1 milyon € civarıydı. bu 1 milyon € bir hafta sonunda ödendi. ancak tek bir şartla; galatasaray ile inter, 2013 yazında bir hazırlık maçı yapacak.
işin transferden bağımsız diğer yanına bakacak olursak.
nike'nin sponsoru olduğu kulüplerden en çok forma sattığı beşi sırasıyla; barça, manu, arsenal, juventus ve inter şeklinde. barça manu 1m+ forma satarken bu listenin en sonundaki inter, yılda yaklaşık 650 bin forma üzerinde satıyor.
galatasaray son 5 yılına bakıldığında kabus gibi geçen 2009 - 11 sezonunun ortlamayı düşürdüğünü de hesaba katarsak 250 bin civarı forma satmış bulunmakta. geçen sezon bu sayı 300 bini geçti deniyor, ne derece doğru bilmiyorum. sadece yurtiçinde kendi mağazasından forma satan bir kulüp için başarılı bence.
nike ile girilen bu işte nike'nin hedefi galatasaray'ı kendi ilk beşine sokmak. bu potansiyel galatasaray'da var. bu yıl bize özel formalar yaparak bu konuda ne kadar ciddi olduklarını gösterdiler zaten. wesley ve drogba'nın transferleriyle birlikte şu anda satılan forma sayısının 500 bine dayandığı söyleniyor. yıl sonunda şampiyonlar ligi'nde çeyrek final ve üzeri görürsek, ligde de şampiyon olursak bu rakam çok rahat 600 - 650 bin civarına dayanır deniyor. bu sadece yurtiçinde satılan forma sayısı yine.
nike galatasaray'ın adını dünyada büyütmek istiyor. ünal aysal yönetiminin kontrolünde geçen son 2 yaz sezonunda nike, galatasaray'ı amerika birleşik devletleri'ne götürmek istedi manchester united ve barça ile birlikte. amaç burda bir dörtlü turnuva düzenleyerek üç takımın da pazar alanını genişletmekti. fakat tff sağolsun, son 2 sezonun takvimini ligler başlamadan 3-4 hafta önce açıkladıklarından bu olay gerçekleşmedi maalesef.
dahası, yine manchester united ve barcelona takımları türkiye'ye hazırlık maçı yapmaya geleceklerdi. thy iki takımın da sponsoru olduğu için bu konuda ciddi şekilde ısrarcı ancak nike, iki takımın da türkiye'de galatasaray'dan başka takımla maç yapmasını istemiyor. dolayısıyla özellikle bu sezon oynanması gereken bu maçlar da oynanmadı. ilk sezon liverpool geldi öylesine, o kadar.
bunun sebebi de çok ortada maalesef. top class dediğimiz barça, real, manu, arsenal gibi takımların yaz dönemi programları 6-7 ay öncesinden belli oluyor. manu'nun 2013 temmuz'unda uzak doğu'da yapacağı organizasyon aralık 2012'de duyruldu. aon sponsorluğunda yapılacak bu organizasyon. biz hala elizabet.
özetle, nike ile galatasaray çok büyük düşünüyor. planlanan başarılar gelirse önümüzdeki 10 yıl bizim dönemimiz olur. zamanında 10 bin kombine satan galatasaray, rakibinin 30 bin kombine satarak "dünya devi" olduğu ülkede 45 bin kombine satmış, localarının tamamını kiralamış, kombine almak isteyen taraftarlarına şimdiden kampanyalar yaparak bazı şeylere başlamakta. 600 bin forma sayısı hayal değil, schalke'yi elememize bakar. bunlar gerçekleşirse, galatasaray kral diğerleri piyon olur. iyi de olur.
ünal aysal yönetiminin ticari zekası, nike'nin bu çabası ortada. galatasaray büyüyor, bugün bunu durduramazlarsa bir daha durduramazlar. amaç, yöntem bu.
ama manipülasyon yaptılar yaa :(
(u: dediğim gibi kulüpteki olaylardan haberdar olan bir abimin söyledikleri bunlar. duyumcu etiketi yemeyiz umarım)