323
hani bazen şabaninho, kemalinho olsaydı şöyle olurdu, böyle değeri bilinirdi gibi şeyler söylüyorya türk futbolcular, sporseverler. şöyle bir şey de var mesela culio türk olsaydı değeri en az 8-10 milyon euro olurdu veya batalla için kapıyı 12-13 milyondan açarlardı. işte yabancı kontenjanı böyle gereksiz bir şey en azından şuanki spor politikalarıyla bırakın yararı zarardan başka bir şey sağlamıyor. değil 6 yabancı sınırı, yabancı futbolcuyu yasaklasan yine bir cacık olmaz türk futbolundan. milyonlarca genci, çocuğu spora yönlendiremiyorsan olduğun yerde sayarsın.
türkiye gibi potansiyeli olan bir ülkede genç sporcu yetişmiyorsa sorun tamamen milli eğitimle alakalıdır. çocukları sınav-üniversite arasında sıkıştıran, bu sayede ailelerin de gereksiz diye bakmalarını sağlayan milli eğitim. bu soruna çare bulması gerek adamların başında da spor bakanı geliyor. hani şu güzel konuşan ama boş konuşan bakanımız. türk futbolunun "marka değerini" korumaya çalışan devlet büyüğümüz. geçenlerde lig tv de rasladım olimpiyat hakkında baya bi konuştu o güzel diksiyonuyla konuşmasını izlerken uyumuşum. galiba olimpiyatları almaya çalışıyor muhtemelen en büyük kozu da takımların maçlara çıkarken ellerinden tutarak sahaya çıkardıkları çocuklardır.
neyse konumuza gelecek olursak yabancı kontenjanı türk kulüplerinin yurtdışındaki başarısının önündeki en büyük engeldir. yabancı sınırını altyapıyı desteklemek için kullanırsın ama olmayan bir şeyi destekleyemezsin yaptığın tek şey türk futboluna pranga vurmak olur. devletin genç sporcu yetiştirme görevini kulüplere yıktığı bir ülkenin de milli futbol takımının hali ortada, almanya'nın sofrasından artanlarla karnımızı doyurmaya çalışıyoruz. sözüm meclisten dışarı, arada sırada hamit gibi nuri gibi karakterli adamlar da çıkıyor "tercih" hakkını bizden yana kullanıyor. bunları da mecburi tercihçilerden ayırmak gerekir.
bir de %99'u geyikten başka bir şey yapmayan spor basını var ki hayatları reyting olmuş, bu konuda ne düşündüklerini denk gelirse bir cümleyle* söylüyorlar. mesela koca spor kanalının koca spor müdürü fuat akdağ birkaç gün önce mehmet demirkol'a ben yabancı kontenjanının düşürülmesinden yanayım diyordu (sadece bu kadar). acaba neden böyle bir fikirde, argümanları neler daha fazlasını söylemesini beklerdim.
türkiye gibi potansiyeli olan bir ülkede genç sporcu yetişmiyorsa sorun tamamen milli eğitimle alakalıdır. çocukları sınav-üniversite arasında sıkıştıran, bu sayede ailelerin de gereksiz diye bakmalarını sağlayan milli eğitim. bu soruna çare bulması gerek adamların başında da spor bakanı geliyor. hani şu güzel konuşan ama boş konuşan bakanımız. türk futbolunun "marka değerini" korumaya çalışan devlet büyüğümüz. geçenlerde lig tv de rasladım olimpiyat hakkında baya bi konuştu o güzel diksiyonuyla konuşmasını izlerken uyumuşum. galiba olimpiyatları almaya çalışıyor muhtemelen en büyük kozu da takımların maçlara çıkarken ellerinden tutarak sahaya çıkardıkları çocuklardır.
neyse konumuza gelecek olursak yabancı kontenjanı türk kulüplerinin yurtdışındaki başarısının önündeki en büyük engeldir. yabancı sınırını altyapıyı desteklemek için kullanırsın ama olmayan bir şeyi destekleyemezsin yaptığın tek şey türk futboluna pranga vurmak olur. devletin genç sporcu yetiştirme görevini kulüplere yıktığı bir ülkenin de milli futbol takımının hali ortada, almanya'nın sofrasından artanlarla karnımızı doyurmaya çalışıyoruz. sözüm meclisten dışarı, arada sırada hamit gibi nuri gibi karakterli adamlar da çıkıyor "tercih" hakkını bizden yana kullanıyor. bunları da mecburi tercihçilerden ayırmak gerekir.
bir de %99'u geyikten başka bir şey yapmayan spor basını var ki hayatları reyting olmuş, bu konuda ne düşündüklerini denk gelirse bir cümleyle* söylüyorlar. mesela koca spor kanalının koca spor müdürü fuat akdağ birkaç gün önce mehmet demirkol'a ben yabancı kontenjanının düşürülmesinden yanayım diyordu (sadece bu kadar). acaba neden böyle bir fikirde, argümanları neler daha fazlasını söylemesini beklerdim.