1591
2012-2013 sezonunda 1-2 eurocup maçı ve 20 kasım 2012'da oynanan aliağa maçı hariç olabildiğince seyretmeye çalışıyorum takımı. bu takım olabildiğince set hücumdan kaçmalı ve saldırmaya, tempoya dayalı bir oyun planı takip etmeli. oyun kurucularımız engin atsür hariç topu elinde tutan ve hücum süresinde 10-15 saniye harcayan isimler, bu zaten yarı saha hücumunu olduğunca tıkıyor. birde ergin ataman'ın pek ikili oyunları gereken önemi vermemesi ile sete set kaldığımız 08 aralık karşıyaka maçları ve 19 aralık'ta oynanan fener maçlarını kaybettik. elden ve ikili oyun sonrası pota altına top geçiremiyoruz. galatasaray erkek basketbol takımı saldıran, sürekli hızlı hücumu düşünen bir kimliğe geçerse, ne ender arslan'ın ne jamont gordon'un topu elinde tutarak oynamasına gerek kalmaz. bunun içinse kadronun geneli müsait hawkins'i, gordon'u hatta çabuk bir ender arslan'ı kimse açık alanda tutamaz. belki uzunlarda özellikle 4 numarada macvan, dudley uyumsuz olsa da bu tempolu saldıran oyunda macvan'ın topla olan haşır neşirliği de kullanabilir ergin ataman. furkan zaten koşan uzuna en güzel örnek 22 aralıktaki gaziantep bb maçında rakip faul atarken ribaundu tipleyip ardından en önce koşup smaç vurdu. n'dong yaşı ilerlemiş olsa da ispanya'da bunları çok oynadı. dediğimi şöyle özetleyeyim 29 ekimdeki anadolu efes maçındaki tempomuz çok iyiydi ve 84-74 kazandık. 2 aralık'ta oynanan beşiktaş maçında ise ilk yarıda saldırarak oynadık. maç acayip yerlere gidiyordu. ama 08 aralık karşıyaka maçları ve 19 aralık'ta oynanan fener maçlarında saldırmayı bırakıp savunan tarafa geçince 2 maçı kaybettik. o yüzden tam sahada pres vb. şeyler deneyen rakibini abandone eden galatasaray daha başarılı olacaktır.