9
rashard griffith, zeljko rebraca ile birlikte dönemin en dominant pivotlarıydı. david rivers ise en iyi üç oyun kurucusundan biriydi. rivers maçlarda ona özel bir kamera ile takip edilirdi. slaven rimac hakkında ise adını hatırlayamadığım bir yorumcu '' eğer basketbol yalnızca şut atmak üstüne bir oyun olsaydı rımac avrupanın en iyi basketbolcusu olurdu.'' derdi. steven rogers ise atletik ve yetenekli fakat genelde yabancı sınırlaması nedeniyle pek izleyemediğim bir oyuncuydu. murat konuk inanılmaz efendi ve takımı için savaşan bir liderdi.kaptanı hep haluk yıldırım ve harun erdenay kadar efendi bir oyuncu olarak gördüm. asım pars o zamanlar da hatalı yürüme yapardı, daha yeni yeni biraz azalttı. şemsettin baş tipini gördüğümde hep kürt olduğunu ve düzgün türkçe konuşamadığını düşündüğüm fakat bir maç sonrasında, istanbul türkçesiyle yaptığı maç yorumuyla ağzımı açık bırakan bir oyuncuydu. şemsettin de tam bir görev adamıydı. arkadaşlarımın unuttuğu isimler ise şu an galatasaray'ın kaptanı olan cüneyt erden, efsane şutör serkan erdoğan ve benim adamım, savunmacıların kralı, kelepçe lakaplı alper yılmaz. cüneyt erden o zamanlar haliyle david rivers'ın yedeğiydi ve görev aldığında şansını iyi kullanırdı. david rivers gibi bir ustadan çok şey öğrenmiştir haliyle. serkan erdoğan ise slaven rimac'ın yedeğiydi serkan'ı anlatmama gerek yok sanırım. alper yılmaz ise savunduğu oyuncuyu kurutan bir savunmacıydı. zaten bu yüzden kelepçe lakabını aldı. mehmet okur'u da anlatmama gerek yok sanırım. bu kadar şeyi bilmemin sebebi sıkı bir tofaş ve david rivers fanatiği olmamdı o yıllarda. hey gidi lise yıllarım hey.