• 97
    ligde yine kendi sahamızda kaybettiğimiz 16 kasım 2012 galatasaray kardemir karabükspor maçından hiçbir farkı yoktu; ne bir gram eksik ne bir gram fazla. yine ortaya futbol adına hiçbir şey koyamadık, yine sahada ne yaptığını bilmeyen, şuursuz, hiçbir atak organizasyonu olmayan birbirinden kopuk 11 oyuncu vardı. takımın 45 dakikalık görüntüsünü izleyen hemen hemen herkes bu maçta gol atmamızın mucizelere bağlı olduğunu, karambole 1 gol atsak bile ikincisinin gelmeyeceğini biliyordu. bunun sebepleri ne olabilir peki? yetenek farkı desek karşımızdaki takım 1461 trabzon; o zaman geriye de yenilginin asıl sebebi olan mental eksiklik kalıyor. maalesef oyuncular bu maçı ciddiye almamış ve psikolojik olarak iyi hazırlanmamışlar. oyuncuları maça hazırlaması beklenen kişiler de tahmin edeceğiniz üzere teknik ekip.

    70-75 dakika sahada yatan bir takım vardı; geriye kalan 20 dakikada top oynayıp "vah efendim, 2 topumuz direkten döndü, penaltımız verilmedi" falan diye ağlamak da biraz yanıltıcı oluyor. asıl sorulması gereken sorular takımın 70 dakika neden yattığı, sahada gol atmayı geçtim neden doğru düzgün rakip kaleye bile gidemediğidir; 18 kişilik kadromuzda neden yalnızca 2 forvet bulunduğudur; es kaza bir tanesinin sakatlık veya kart gereği oyun dışı kalması durumunda yerine kimin gireceğidir; eşek yüküyle para alan oyuncuların neden her maç aynı ciddiyetle oynamak zorunda olduklarını bilmemeleri, neden maç seçtikleridir. "ama taraftar da maç seçiyor" demesin kimse; evet, ben 6.30'da tribündeki yerimi aldığımda statta toplasan 4 - 5 bin taraftar anca vardı, ama takımın bu maçları alması için de taraftara ihtiyaç duymaması gerek diye düşünüyorum. takım 75 dakikalık bölümde kazanma arzusunun zerresini sahada gösteremiyorsa, bunun sebebini boş tribünlerden önce farklı yerlerde aramalıyız bence.

    gördüğüm üzere kupadan elenmemiz sonrası türkiye kupası'nın önemli olmadığı, gereksiz fikstür sıkışıklığı yaratacağı dillendirilmeye başlandı. üzgünüm ama kedi - ciğer olayından ibaret olan bu sözleri 20 küsür senelik kupa hasretleri süresince fenerbahçeli taraftarlar söylerken biz onlarla dalga geçiyorduk. son olarak 2005 yılında kazandığımız bu kupada halen "en çok kazanan takım" sıfatına sahibiz fakat bu ciddiyetsizlik ve boşvermişlik kupa maçlarındaki genel karakterimiz olacaksa, bizim de 20 yılı görmemiz çok olası. işin ucunda galatasaray müzesine kazandırılacak fazladan 1 kupa daha varken, ben bu karaktersiz oyunu, formanın ve armanın hakkının verilemeyişini kabul edemiyorum. oysa tribünde soğuktan donan bizler, içimizi ısıtması için yalnızca galatasaray'ın atacağı golleri ve alacağımız galibiyeti beklemiştik. fakat sahadaki oyuncuların bunu bile çok görmesi sebebi ile sözün bittiği yerdeyiz.

    son olarak; 1461 trabzon'a tebrikler, kupada yolları açık olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın