12
gerçekleştirdiğim eylem. biraz trajikomik de olsa anlatayım. izlemek zorunda kaldığım bir mekân, zorunda diyorum çünkü malumunuz üzere bu şikecilere aitti.
bir vesileyle orada bulundum ve orada kaldım. olaya geçelim,
tarihini hatırlamadığım bir fenerbahçe ibb maçı. iskender'in çocuğu koyduğu maç.
cimbomum da sağ olsun gelene 4 gidene 5 atıyor o ara. keita coşuyor falan.
fener golü yedikten sonra "vırvırvır" konuşanlar bir an sustu, 1-0 yenikken mekânda elektrikler gitti. doğal tabi mekânda onlarca cenabet pis adam var.
neyse geldi elektrik bir baktık 2'yi yemiş fener, tabi kıyamet kopuyor sayan söven mi ararsın kendine vuran mı zırlayan mı her türlü işkence var.
bir an bir bağıran gördüm, yanındaki arkadaşı kriz geçiriyordu tam olarak rahatsızlığı neydi bilmiyorum ama çocuk titriyordu ve düşmüştü sandalyeden.
yanımdakiler gülüşürken ben olayın ciddiyetini çocuğun arkadaşının yüzünden anlamıştım. belli ki vardı bir kronik durum. hal ciddileşmeye başlayınca bir kaç dingil hariç herkes maçı, işi gücü bıraktı çocuğun etrafına koşuştu. çocuk yerde yatıyor ve titriyor, arkadaşı ağlıyor. "ambulans, doktor" sesleri yükseldi birden.
o ana kadar ordaki insanlara içimden ettiğim küfürler, hakaretler gözümün önünden geçmeye başladı, üzüldüm.
insanlık hali, onlar da insandı yapmamalıydım dedim kendi kendime.
birden uyandım ve arkadaşıyla beraber çocuğu toplayıp kaldırdık yerden, arabaya götürdük. doğru devlet hastanesine...
bir kaç saat sonrası çocuk kendine geldi, sohbet ettik o sürede arkadaşıyla.
söyledim galatasaraylı olduğumu. "çok büyüksün be usta, başkası olsa yapmazdı belki fenerli olsan yapmazdın helal olsun" dedi.
ben de bunun insanlık hali olduğunu, herkesin yapacağını söyledim. sonra çıktım hastaneden baktım ki elimde çocuğun atkısı var, rengi sarı lacivert.
bir an atasım geldi yere veya çöpe. sonra döndüm tekrar kabinine verdim atkısını. çocuk gülümsedi, mutlu oldu.
bir insanı mutlu ettim ve çok mutlu oldum. fenerli de olsa, ben büyüklük yaptım.
gerçeği gösterdim. rengime, takımıma yakışanı yapmıştım. o yüzden mutluydum ya...
bu da böyle bir anımdı.
bir vesileyle orada bulundum ve orada kaldım. olaya geçelim,
tarihini hatırlamadığım bir fenerbahçe ibb maçı. iskender'in çocuğu koyduğu maç.
cimbomum da sağ olsun gelene 4 gidene 5 atıyor o ara. keita coşuyor falan.
fener golü yedikten sonra "vırvırvır" konuşanlar bir an sustu, 1-0 yenikken mekânda elektrikler gitti. doğal tabi mekânda onlarca cenabet pis adam var.
neyse geldi elektrik bir baktık 2'yi yemiş fener, tabi kıyamet kopuyor sayan söven mi ararsın kendine vuran mı zırlayan mı her türlü işkence var.
bir an bir bağıran gördüm, yanındaki arkadaşı kriz geçiriyordu tam olarak rahatsızlığı neydi bilmiyorum ama çocuk titriyordu ve düşmüştü sandalyeden.
yanımdakiler gülüşürken ben olayın ciddiyetini çocuğun arkadaşının yüzünden anlamıştım. belli ki vardı bir kronik durum. hal ciddileşmeye başlayınca bir kaç dingil hariç herkes maçı, işi gücü bıraktı çocuğun etrafına koşuştu. çocuk yerde yatıyor ve titriyor, arkadaşı ağlıyor. "ambulans, doktor" sesleri yükseldi birden.
o ana kadar ordaki insanlara içimden ettiğim küfürler, hakaretler gözümün önünden geçmeye başladı, üzüldüm.
insanlık hali, onlar da insandı yapmamalıydım dedim kendi kendime.
birden uyandım ve arkadaşıyla beraber çocuğu toplayıp kaldırdık yerden, arabaya götürdük. doğru devlet hastanesine...
bir kaç saat sonrası çocuk kendine geldi, sohbet ettik o sürede arkadaşıyla.
söyledim galatasaraylı olduğumu. "çok büyüksün be usta, başkası olsa yapmazdı belki fenerli olsan yapmazdın helal olsun" dedi.
ben de bunun insanlık hali olduğunu, herkesin yapacağını söyledim. sonra çıktım hastaneden baktım ki elimde çocuğun atkısı var, rengi sarı lacivert.
bir an atasım geldi yere veya çöpe. sonra döndüm tekrar kabinine verdim atkısını. çocuk gülümsedi, mutlu oldu.
bir insanı mutlu ettim ve çok mutlu oldum. fenerli de olsa, ben büyüklük yaptım.
gerçeği gösterdim. rengime, takımıma yakışanı yapmıştım. o yüzden mutluydum ya...
bu da böyle bir anımdı.