7854
sevgili fanatik,
arda adını duyunca kulaklarını dikip kilitlendiğin için ve mantıklı hiçbir açıklamayı anlamadığın için kendimden kısacık bir örnek vericem.
fransa'nın nice şehrinde yaşıyorum. 2 sene önce fenerbahçe'nin bayan voleybol takımı cannes'ta, yani nice'e yaklaşık 40 dakika uzaklıkta maça çıktığında ben de buradaki arkadaşlarımla o maça gidip fenerbahçe takımına destek vermiştim; hani sarı melekler mi ne öyle bi isimleri var ya.. hem de bizim tayfada sadece bir tane fenerli vardı ve geriye kalanlarımız galatasaraylıydı. kendi takımımın tezahüratlarındaki çoşkunun yarısı bile yoktu bende, ama yine de elimden gelen en yüksek sesle tezahüratlara katılıp maç sonu fenerbahçe yenince alkışlamıştım.
en önemli nokta ise, ben galatasaray eğitim kurumlarından mezun ve gssk genel kurul üyesi biri iken, arda turan dediğin adam ne kadar galatasaraylı olsa da bir noktada profesyonel futbolcu. profesyonel. anlıyor musun bu tabiri? kelime anlamını tamamen biliyor musun? babanın her sabah o sevmediği işine gidip akşama kadar köpekler gibi çalışıp sana güzel bir gelecek hazırlamak amacıyla senelerce para kazanmak için çabalayıp didinmesi anlamıyla aynı şeydir profesyonel olmak. galatasaray için sen müşterisin, o çalışan(dı). önce bunun farkına var, bırak romantizmi.
son nokta ise, avrupa'da fırtına gibi estiğimiz yıllarda, deplasman maçlarında hiç görmedin mi fenerbahçe formalı beşiktaş formalı tavşanlı linyitspor formalı adamları senin takımına destek vermek için gelen sırf göğsünde ay yıldız taşıyorsun diye? o görüntüleri görürken duygulanıyorsun, etkileniyorsun da, başka takıma destek vermeye gelince hata veriyor beynin. hani bir atasözü vardı, perhiz, lahana, turşu... tüh bak unuttum.
arda adını duyunca kulaklarını dikip kilitlendiğin için ve mantıklı hiçbir açıklamayı anlamadığın için kendimden kısacık bir örnek vericem.
fransa'nın nice şehrinde yaşıyorum. 2 sene önce fenerbahçe'nin bayan voleybol takımı cannes'ta, yani nice'e yaklaşık 40 dakika uzaklıkta maça çıktığında ben de buradaki arkadaşlarımla o maça gidip fenerbahçe takımına destek vermiştim; hani sarı melekler mi ne öyle bi isimleri var ya.. hem de bizim tayfada sadece bir tane fenerli vardı ve geriye kalanlarımız galatasaraylıydı. kendi takımımın tezahüratlarındaki çoşkunun yarısı bile yoktu bende, ama yine de elimden gelen en yüksek sesle tezahüratlara katılıp maç sonu fenerbahçe yenince alkışlamıştım.
en önemli nokta ise, ben galatasaray eğitim kurumlarından mezun ve gssk genel kurul üyesi biri iken, arda turan dediğin adam ne kadar galatasaraylı olsa da bir noktada profesyonel futbolcu. profesyonel. anlıyor musun bu tabiri? kelime anlamını tamamen biliyor musun? babanın her sabah o sevmediği işine gidip akşama kadar köpekler gibi çalışıp sana güzel bir gelecek hazırlamak amacıyla senelerce para kazanmak için çabalayıp didinmesi anlamıyla aynı şeydir profesyonel olmak. galatasaray için sen müşterisin, o çalışan(dı). önce bunun farkına var, bırak romantizmi.
son nokta ise, avrupa'da fırtına gibi estiğimiz yıllarda, deplasman maçlarında hiç görmedin mi fenerbahçe formalı beşiktaş formalı tavşanlı linyitspor formalı adamları senin takımına destek vermek için gelen sırf göğsünde ay yıldız taşıyorsun diye? o görüntüleri görürken duygulanıyorsun, etkileniyorsun da, başka takıma destek vermeye gelince hata veriyor beynin. hani bir atasözü vardı, perhiz, lahana, turşu... tüh bak unuttum.