132
3 aydır sabah akşam anavatanında premier lig izliyorum, bilardo oynuyorum ve bira içiyorum, sportif ve maskülen yaşamın adeta zirvesindeyim... allah herkese nasip etsin bu tecrübeyi gerçekten.
tecrübe ettiğim şey şudur ki, premier lig oyuncuları kafa olarak çok hazırlar, yani her maça sanki önemli bir maça çıkıyormuş gibi çıkıyorlar. kağıt üzerinde herkes koşabilir ve tempolu oynayabilir ama işte, bunu yapmazsan yapmamış olursun, burada işler çok farklı, her maç yapıyorlar... muhakkak ligin doğasına müteakip gelişen bir kondisyon da vardır ama ben işin kafada bittiğini düşünüyorum. tüm takımların her maç sahaya yansıttığı ortalama oyun arzusu bizim senede iki kez gösterdiğimiz fenerbahçe derbilerindeki veya çok mühim avrupa maçlarındaki gaz halimize denk hani öyle özetleyebilirim... önemli bir maçsa bir de aynı zamanda, haliyle kalite iyice artıyor...
misal buranın gediklilerinden emmanuel eboue üzerinden örnek verelim; adam isterse hiç tartışmam net dünyanın en iyi sağ beki, lakin istemezse idare eden ortalama bir sağ bek, farkı yaratan da premier ligin yerleşmiş olan bu atmosferi ve sanıyorum ki kulüplerin anlık değil, daha uzun vadeli, daha profesyonel yönetilmesi... böylece oyuncular maçlara daha ciddi hazırlanabiliyorlar, günlük problemlere ara verip mesleklerine tam anlamıyla odaklanabiliyorlar...
çok ilginç gerçekten, öyle bir hava var ki ölüyü diriltir hani rakip ceza sahasına ağaç diksen golcü kesilir, bazı atmosferleri tanımlamak çok güç ama içine girince hissediyor insan, işte öyle bir şey!
tecrübe ettiğim şey şudur ki, premier lig oyuncuları kafa olarak çok hazırlar, yani her maça sanki önemli bir maça çıkıyormuş gibi çıkıyorlar. kağıt üzerinde herkes koşabilir ve tempolu oynayabilir ama işte, bunu yapmazsan yapmamış olursun, burada işler çok farklı, her maç yapıyorlar... muhakkak ligin doğasına müteakip gelişen bir kondisyon da vardır ama ben işin kafada bittiğini düşünüyorum. tüm takımların her maç sahaya yansıttığı ortalama oyun arzusu bizim senede iki kez gösterdiğimiz fenerbahçe derbilerindeki veya çok mühim avrupa maçlarındaki gaz halimize denk hani öyle özetleyebilirim... önemli bir maçsa bir de aynı zamanda, haliyle kalite iyice artıyor...
misal buranın gediklilerinden emmanuel eboue üzerinden örnek verelim; adam isterse hiç tartışmam net dünyanın en iyi sağ beki, lakin istemezse idare eden ortalama bir sağ bek, farkı yaratan da premier ligin yerleşmiş olan bu atmosferi ve sanıyorum ki kulüplerin anlık değil, daha uzun vadeli, daha profesyonel yönetilmesi... böylece oyuncular maçlara daha ciddi hazırlanabiliyorlar, günlük problemlere ara verip mesleklerine tam anlamıyla odaklanabiliyorlar...
çok ilginç gerçekten, öyle bir hava var ki ölüyü diriltir hani rakip ceza sahasına ağaç diksen golcü kesilir, bazı atmosferleri tanımlamak çok güç ama içine girince hissediyor insan, işte öyle bir şey!