1079
7 kasım 2012 cfr cluj galatasaray maçında toplam 78 pas yapıp 70'inde isabet sağlamış ve %90 başarılı pas oranı yakalamıştır.*
eline geçen fırsatı kayserispor maçında* çok iyi kullanarak ortaya koyduğu başarılı performans ile hem grande'nin hem de bizlerin takdirini kazanmıştı. bu fırsatı iyi kullanması sayesinde hem istanbul bb spor hem de cluj maçlarında* da formayı yine sırtına geçirdi ve güzel oyununu sürdürdü. bunun akabinde kendisinin övülmesi, alkışlanması, desteklenmesi ne kadar doğru ise melo'nun yerilmesi de o kadar yanlış. formsuz olan bir oyuncunun yerine sahaya çıkan futbolcunun elinden geleni yapması ve onun yokluğunu hissettirmemesi, takım olgusunun gerekliliklerinden biridir. yekta da yaşadığı sakatlıklar ve selçuk-melo ikilisinin yüksek formu ile uzun süre kulübede beklemek zorunda kalmıştı. tüm bunlara rağmen kendini diri tutması ve şans verildiğinde elinden gelenin en iyisini yaparak melo'nun yokluğunu hissettirmemesi kendisinin önemli ve değerli bir futbolcu olduğunu göstermektedir. muhtemelen mevcut formunu devam ettirmesi durumunda formayı da kaptırmayacaktır fakat yine de "formda bir melo" ile kıyaslanması bana göre abestir. nihayetinde melo 2011-2012 sezonunda ortaya koyduğu futbol ile bizim için bir futbolcudan öte olduğunu birçok maçta göstermişti.
açıkçası psikolojik savaş şeklinde geçecek bir maçta -örneğin kadıköy deplasmanı- melo'nun varlığını yekta'nın varlığına tercih ederim. yekta'nın kulübeden gelerek formayı kapması, şüphesiz melo'yu da daha çok çalışmaya, hırslı olmaya itecektir. bu açıdan da yekta'nın son 3 maçtaki başarılı performansı takımımıza olumlu anlamda yarayacaktır.
eline geçen fırsatı kayserispor maçında* çok iyi kullanarak ortaya koyduğu başarılı performans ile hem grande'nin hem de bizlerin takdirini kazanmıştı. bu fırsatı iyi kullanması sayesinde hem istanbul bb spor hem de cluj maçlarında* da formayı yine sırtına geçirdi ve güzel oyununu sürdürdü. bunun akabinde kendisinin övülmesi, alkışlanması, desteklenmesi ne kadar doğru ise melo'nun yerilmesi de o kadar yanlış. formsuz olan bir oyuncunun yerine sahaya çıkan futbolcunun elinden geleni yapması ve onun yokluğunu hissettirmemesi, takım olgusunun gerekliliklerinden biridir. yekta da yaşadığı sakatlıklar ve selçuk-melo ikilisinin yüksek formu ile uzun süre kulübede beklemek zorunda kalmıştı. tüm bunlara rağmen kendini diri tutması ve şans verildiğinde elinden gelenin en iyisini yaparak melo'nun yokluğunu hissettirmemesi kendisinin önemli ve değerli bir futbolcu olduğunu göstermektedir. muhtemelen mevcut formunu devam ettirmesi durumunda formayı da kaptırmayacaktır fakat yine de "formda bir melo" ile kıyaslanması bana göre abestir. nihayetinde melo 2011-2012 sezonunda ortaya koyduğu futbol ile bizim için bir futbolcudan öte olduğunu birçok maçta göstermişti.
açıkçası psikolojik savaş şeklinde geçecek bir maçta -örneğin kadıköy deplasmanı- melo'nun varlığını yekta'nın varlığına tercih ederim. yekta'nın kulübeden gelerek formayı kapması, şüphesiz melo'yu da daha çok çalışmaya, hırslı olmaya itecektir. bu açıdan da yekta'nın son 3 maçtaki başarılı performansı takımımıza olumlu anlamda yarayacaktır.