• 182
    evet yine yeni yeniden bir rezaletle daha karşı karşıyayız. hemen sırasıyla muhteşem üçlümüz tanjevic-ender-semih’in üzerinden bir geçelim;

    italya maçı öncesi oynanan 5 maçta 3/15! üçlük isabetiyle oynayan ele avuca sığmaz oyun kurucumuz ender arslan, bu maçın ilk yarısında üst üste üçlükler bulunca pollyanna’dan hallice yorumcularımız hemen ender’e mathiyeler düzerken, ikinci yarıda ben napıyorum ya deyip özüne dönerek rakibine crossover yaparken yarı saha ihlali yapmaya, 7 saniye varken el üstü şut atması, savunmada tuttuğu veya tutmaya çalıştığı diyelim cincarini’ye karşı her seferinden rezil duruma düşmesi ve takımımızın jordan’ı olması sebebiyle her periyot sonu olduğu gibi maçında son topunu kullanması ve çoğu zaman olduğu gibi çember dövmesiyle “neyse bu bizim ender” dedirtti sağolsun. hata gerçekten onda değil, basketbola başlamasına sebep olup, türk basketbol tarihinde en çok prim tanınan oyuncu olmasına sebep olan koçlarındadır, hepinizin kulaklarını çınlatıyorum, hiç merak etmeyin…

    bir diğer abdominalimiz semih! 2.15 boyun var ama iq’un bu 3 rakamın toplamı olan 8′den ne 1 eksik ne 1 fazla maalesef. oyun içinde “zenci basketbolculuk” oynamaya çalışırken kopup gitmeleriyle, pick’n roll savunmasında karşısında kısa oyuncu kaldığında rakibin attığı şuta el kaldırma tenezzülünü bile göstermemeleriyle, yarım hook atışlarında yakaladığın %12.5′luk yüzdeyle sen bizim kuyruklu yıldız oyuncumuzsun semih, hep te öyle kalacaksın…

    ve kangrenimiz tanjevic! daha önce de söyledim, kendisi kanseri yendi ama bizi kanser etmeye devam ediyo diye, maalesef kanser tüm vücuda yayıldı arkadaşlar, bundan sonra beni türk doktorlarına emanet edin! maçın en kritik döneminde doğuş-sinan ikilisiyle önce savunmada doğruları yapıp hızlı hücumlarla da rakibi sürklase edip farkı tekrar 10 sayı civarına çekmişken tansiyonu düştüğü için soyunma odasına giden ender arslan’ı, paul pierce tripleriyle soyunma odasından getirtip oyuna sokarak önce oyuna ilk çomağını sokuyosun, sonra son 1 dakika kala 4 sayı öndeyken rakibi şaşırtmak için alan savunmasına dönüp kendi takımını şaşırtıyosun ve son hücumda topu ender’e teslim edip al buyur naparsan yap bakalım diyosun, hocam bitmişsin, hakkaten okey’e dönüyosun…

    son olarakta tanjevic ve doğuş’un basın toplantısında çok beğendiklerini söyledikleri kayseri seyircisine bir dokunduralım. maçın son 40 saniyesi maç kafa kafaya, bizim ne kafada oldukları belli olmayan kayseri seyiricisi meksika dalgası yapıyo. italya ise bizim maçımızı daha büyük baskı altında oynansın diye sardunya adasında oynatıyo. işte hep bahsettiğimiz basketbol kültürü bu veya 55 yıldır bir takımı yenemeyip bu gidişle bir 55 yıl daha bekleyecek olmanın sebeplerinden biri bu diyelim… ama ne güzel meksika dalgasıydı, çok eğlendik lan!
App Store'dan indirin Google Play'den alın