4355
kendisiyle ilgili prag'da anım olan futbolcu'muz.
efendim prag'da karl köprüsü vardır. oraya gitmekteyiz arkadaşımla, elimizde prag haritası. yolu kaybettik ve nerede olduğumuzu öğrenmemiz gerekiyor. "yolda da kimse yok" derken iki tane kızı görürüz ve hemen yanlarına gidip nerede olduğumuzu sorduk onlar da haritaya baktılar ama bir türlü bulamadılar. turist misiniz diye sorduk ve gelen cevap "hayır, praglıyız". ben de alakasız şekilde "hehehe we are turkish" dedim. gülmeye başladılar. sonra artık nasıl bir özgüven geldiyse direkt sorarım "milan baros'u tanıyor musunuz" diye. bu saatten sonra yol mol hikaye tabii. sarışın olan kız "ben tanıyorum, futbolcu ve çok yakışıklı" diyip gülmeye başlar. diğer kız kendi dillerinde bir şey söyler diğerine sarışın kız da onaylar ve gülüşürler bunlar. ben de durur muyum "milan baros galatasaray'da yani türkiye'de oynuyor maçına gidiyoruz biz ve çok seviliyor" dedim, "çok güzel, kardeşim hayranıdır hatta odasında resmi var uzun saçlı" dedi buna karşılık. araya "tomas ujfalusi'yi tanıyor musunuz o da bizde oynuyor" diye sıkıştırdım ama onu tanımadılar (u: :( )
velhasıl kelam efendim milan baros sayesinde 2 tane güzel çek kızıyla dolu dolu bir gün geçirdik prag'da. hepsini bu adama borçluyum. bu borcu nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum. seni artık daha çok seviyorum baros *
dipnot: konuşmalar ingilizce'dir belirteyim dedim türkçe mi konuştun lan demeyin sonra *
efendim prag'da karl köprüsü vardır. oraya gitmekteyiz arkadaşımla, elimizde prag haritası. yolu kaybettik ve nerede olduğumuzu öğrenmemiz gerekiyor. "yolda da kimse yok" derken iki tane kızı görürüz ve hemen yanlarına gidip nerede olduğumuzu sorduk onlar da haritaya baktılar ama bir türlü bulamadılar. turist misiniz diye sorduk ve gelen cevap "hayır, praglıyız". ben de alakasız şekilde "hehehe we are turkish" dedim. gülmeye başladılar. sonra artık nasıl bir özgüven geldiyse direkt sorarım "milan baros'u tanıyor musunuz" diye. bu saatten sonra yol mol hikaye tabii. sarışın olan kız "ben tanıyorum, futbolcu ve çok yakışıklı" diyip gülmeye başlar. diğer kız kendi dillerinde bir şey söyler diğerine sarışın kız da onaylar ve gülüşürler bunlar. ben de durur muyum "milan baros galatasaray'da yani türkiye'de oynuyor maçına gidiyoruz biz ve çok seviliyor" dedim, "çok güzel, kardeşim hayranıdır hatta odasında resmi var uzun saçlı" dedi buna karşılık. araya "tomas ujfalusi'yi tanıyor musunuz o da bizde oynuyor" diye sıkıştırdım ama onu tanımadılar (u: :( )
velhasıl kelam efendim milan baros sayesinde 2 tane güzel çek kızıyla dolu dolu bir gün geçirdik prag'da. hepsini bu adama borçluyum. bu borcu nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum. seni artık daha çok seviyorum baros *
dipnot: konuşmalar ingilizce'dir belirteyim dedim türkçe mi konuştun lan demeyin sonra *


