7494
http://www.goal.com/...-over-falcao-payment
yukardaki linke göre atletico madrid daha portoya falcao'dan dolayı olan borcunu ödeyememiş. kulüp olarak zor durumdalar. bize olan taksitlerini de ödemedikleri ve ödeyemeyecekleri ortada.
https://p.twimg.com/Az4rBfICAAATGjl.jpg:large
adamların başkanı çay içmeye ve taksiti 1 ay öteleyin demeye gelmez herhalde. şu anda konuşulan ve gerçekleşme ihtimali -arda da gelmeyi çok istediği için- çok yüksek olan bir transfer bu. bu gidişe 10 gün içinde falan ardayı tekrar sarı kırmızı formayla göreceğiz gibi gözüküyor.
arda'nın hikayesi tarih kitaplarında okutulması gereken bir olay oldu aslında. o taraftarların rüyasıydı, kaptanlık onun rüyasıydı. peki bu kadar güzel bir aşk hikayesi nasıl bu kadar kötü bitti.
üç tane suçlu var bu işin başından beri:
aziz yıldırım: the dark knight'ta joker nasıl içlerindeki en iyi olarak savcıyı seçip onu kendi çizgisine indirdi ve adını two face yaptıysa, aziz yıldırım da bizzat kendisi ardanın gözümüzdeki değerini düşürmek için uğraştı. olmayacağını bilmesine rağmen kafasını karıştırmak için transfer teklifleri ( ki maaşının iki üç katını teklif ettiğini biliyoruz), basını kullanarak arda ile ilgili sürekli olumsuz haberler yaptırması. ne yazık ki bu plan başarıya ulaştı ve arda çoğu haksız bir şekilde taraftarlarca eleştirilmeye başlandı.
taraftarlar: çok sevdiğin hatunun o kadar üstüne düşersin ki artık bir süre sonra onu boğarsın ve o da seni terk eder ya aynen taraftar da boğdu ardayı. yabancılara pas atmaması gündeme getirildi hep ki bence yanlıştı. sakatlandıktan sonra takım kötü bilerek oynamıyor dedi bazı gerizekalılar ve arda hazır olmadan oynamaya başladı. bu sefer de aynı gerizekalılar arda çok kötü demeye başladı. ne kadar hasan şaş'ı hatırlatıyor değil mi? o hasan şaş şimdi antrenör ve içindeki galatasaray sevgisini tartışacak bir adam çıkar mı buradan?
kız arkadaşına sinema kapattı, bizim çok yaratıcı ultraslanımız hemen beste yaptı. ulan benim param yok ben iki tane bilet alabiliyorum, onun parası var salon kapatır, kime ne giriyor çıkıyor anlamıyorum. en sonunda da küfür edildi, sanki tek günah keçisi oymuş gibi.
arda turan: bütün bunlara rağmen, taraftarın, adnan polatın, basının, aziz yıldırımın hatalarına, pisliklerine rağmen en büyük hatayı arda yaptı. kılavuzu karga olanın burnu boktan çıkmazmış. acunla, rıdvanla, emre abisiyle takıldı hep galatasaray camiasını temsille mükellef olan takım kaptanıyken. aziz yıldırımın naber lan'ın oldu. en kötüsü de, terim sana ihtiyacım var dediğinde satıp gitti. kalsaydı hem taraftarla aralarındaki buzlar eriyecekti, hem terime yamuk yapmamış olacaktı. ama kaçtı arda.
bu kadar suçlunun, bu kadar hatanın olduğu yerde aklıma şu hikaye geliyor.
--- alıntı ---
bir veli varmış zamanında bir de tanıdığı yılan. yılan her gün bu veliye bir altın verirmiş veli de onunla sohbet edermiş. bir gün velinin oğlu yılanı öldürürsem bütün altınlarını alır zengin olurum demiş. kaptığı gibi baltayı saldırmış yılana. yılanın kuyruğunu koparmış yılan da ısırmış çocuğu ve öldürmüş. veli geldiğinde kopuk bir kuyruk ve ölmüş oğlunu görünce anlamış her şeyi. oğlunu gömmüş, ertesi gün yılanı ziyaret etmiş, tekrar dost olalım demiş. yılan da bende bu kuyruk acısı sende bu evlat acısı varken biz artık dost kalamayız demiş.
--- alıntı ---
arda sen gelme artık...
yukardaki linke göre atletico madrid daha portoya falcao'dan dolayı olan borcunu ödeyememiş. kulüp olarak zor durumdalar. bize olan taksitlerini de ödemedikleri ve ödeyemeyecekleri ortada.
https://p.twimg.com/Az4rBfICAAATGjl.jpg:large
adamların başkanı çay içmeye ve taksiti 1 ay öteleyin demeye gelmez herhalde. şu anda konuşulan ve gerçekleşme ihtimali -arda da gelmeyi çok istediği için- çok yüksek olan bir transfer bu. bu gidişe 10 gün içinde falan ardayı tekrar sarı kırmızı formayla göreceğiz gibi gözüküyor.
arda'nın hikayesi tarih kitaplarında okutulması gereken bir olay oldu aslında. o taraftarların rüyasıydı, kaptanlık onun rüyasıydı. peki bu kadar güzel bir aşk hikayesi nasıl bu kadar kötü bitti.
üç tane suçlu var bu işin başından beri:
aziz yıldırım: the dark knight'ta joker nasıl içlerindeki en iyi olarak savcıyı seçip onu kendi çizgisine indirdi ve adını two face yaptıysa, aziz yıldırım da bizzat kendisi ardanın gözümüzdeki değerini düşürmek için uğraştı. olmayacağını bilmesine rağmen kafasını karıştırmak için transfer teklifleri ( ki maaşının iki üç katını teklif ettiğini biliyoruz), basını kullanarak arda ile ilgili sürekli olumsuz haberler yaptırması. ne yazık ki bu plan başarıya ulaştı ve arda çoğu haksız bir şekilde taraftarlarca eleştirilmeye başlandı.
taraftarlar: çok sevdiğin hatunun o kadar üstüne düşersin ki artık bir süre sonra onu boğarsın ve o da seni terk eder ya aynen taraftar da boğdu ardayı. yabancılara pas atmaması gündeme getirildi hep ki bence yanlıştı. sakatlandıktan sonra takım kötü bilerek oynamıyor dedi bazı gerizekalılar ve arda hazır olmadan oynamaya başladı. bu sefer de aynı gerizekalılar arda çok kötü demeye başladı. ne kadar hasan şaş'ı hatırlatıyor değil mi? o hasan şaş şimdi antrenör ve içindeki galatasaray sevgisini tartışacak bir adam çıkar mı buradan?
kız arkadaşına sinema kapattı, bizim çok yaratıcı ultraslanımız hemen beste yaptı. ulan benim param yok ben iki tane bilet alabiliyorum, onun parası var salon kapatır, kime ne giriyor çıkıyor anlamıyorum. en sonunda da küfür edildi, sanki tek günah keçisi oymuş gibi.
arda turan: bütün bunlara rağmen, taraftarın, adnan polatın, basının, aziz yıldırımın hatalarına, pisliklerine rağmen en büyük hatayı arda yaptı. kılavuzu karga olanın burnu boktan çıkmazmış. acunla, rıdvanla, emre abisiyle takıldı hep galatasaray camiasını temsille mükellef olan takım kaptanıyken. aziz yıldırımın naber lan'ın oldu. en kötüsü de, terim sana ihtiyacım var dediğinde satıp gitti. kalsaydı hem taraftarla aralarındaki buzlar eriyecekti, hem terime yamuk yapmamış olacaktı. ama kaçtı arda.
bu kadar suçlunun, bu kadar hatanın olduğu yerde aklıma şu hikaye geliyor.
--- alıntı ---
bir veli varmış zamanında bir de tanıdığı yılan. yılan her gün bu veliye bir altın verirmiş veli de onunla sohbet edermiş. bir gün velinin oğlu yılanı öldürürsem bütün altınlarını alır zengin olurum demiş. kaptığı gibi baltayı saldırmış yılana. yılanın kuyruğunu koparmış yılan da ısırmış çocuğu ve öldürmüş. veli geldiğinde kopuk bir kuyruk ve ölmüş oğlunu görünce anlamış her şeyi. oğlunu gömmüş, ertesi gün yılanı ziyaret etmiş, tekrar dost olalım demiş. yılan da bende bu kuyruk acısı sende bu evlat acısı varken biz artık dost kalamayız demiş.
--- alıntı ---
arda sen gelme artık...
