• 622
    sözlüğün belki de en çok sevdiğim yeri burası. özellikle sözlükten bire bir kimse ile tanışıklığım olmadığı için buraya yazdıklarım içgüdüsel olarak koruma kalkanı kullanmıyorum. bir nevi terapi gibi burası. hatta sağolsun yazar arkadaşlar, burada yazılanlar için mesaj atıp, fikir veriyorlar; işte o arkadaşlar da terapinin psikologu oluyor benim için. neyse uzun zaman sonra yine buraya bir şeyler karamaya başlasam iyi olacak.

    iyiden iyiye benden bi bok olamayacağından emin olamaya başladım. hani bir söz var ya ne uzuyorum ne de kısalıyorum diye. işte ben hem uzamıyorum hem de üstüne üstelik kısalıyorum artık. yurtdışına gidip oraların denizinde boğulmayı iyiden iyiye göze aldım, zaten şimdikinden daha da kötü olabileceğini düşünmüyorum. hemen hemen her gün annemle konuşurum ama ciddi ciddi galatasaray'dan uzak kalmayı göze alamıyorum. evet çok saçma hatta sağlıklı bir düşüncenin çok uzağındayım farkındayım ama ne yapayım böyle düşünüyorum. tekrar gelirsek yurtdışına aslında ona da cesaret edemiyorum çünkü elimde bir adam akıllı bir meslek yok. mevcut mesleğimde para kazanmam türkçe konuşarak oluyor. o derece de yabancı dilim yok zaten ama yine de denemek istiyorum.

    27 yaşına geldim; hala bi baltaya sap olamamamın sıkıntısı bir yandan hala askere gidememenin sıkıntısı bir yandan ki 15 ay gittikçe gözümden büyüyor. işin maddi skıntısına girmiyorum; zaten girsem buradan parken stadyumuna köprü olur. gün geçtikçe daha da sinirli, bokuyla kavga eden, üşengeç, tembel bir adam olmaya başladım. bunun farkındayım ama bir türlü çözemiyorum da.

    4-5 doktora gittim, hiç biri dizimin sıkıntısına özüm bulamadı. kimisi kilo ver dedi, kimisi baker kisti önemli değil dedi, kimisi çok sağlıklısın dedi bir diğeri de diz kapağında kayma var gibi, git şurada mr, röntgen çektirip kan tahlili yap dedi. dediği yere gittim ssk indirimi ile 800 liralık kol gibi bi fatura çıkardılar, mecburen vazgeçtim. ssk'da 2 kere mr çektirdim ilk mr ile ikinci mr arasında geçen sürede daha da kötü olup, adım atarken canım yanmaya başlamasına rağmen 2. mr'da çıkan sonuca göre ilk mr'dan çok daha sağlıklıyım!!. bakalım nereye kadar sürecek bu böyle..

    kasımdan beri dayım, patronum, en yakın arkadaşımın babası ve teyzesi kanser ile savaşıyordu; iki gün önce öğrendim ki çocukluk arkdaşlarımdan bir tanesi de kanser olmuş ve dağ gibi çocuk tanınmaz halde. sağlıklı insanlar görmek istiyorum artık..

    son olarak sıra assolistte... bu kadar boktan şeyleri yaşayıp, bu kadar umutsuz hissetmeme rağmen hala onu düşünmeden edemiyorum. özledim aga özledim işte. hala seviyorum diyor hala çok değerlisin diyor üstüne üstelik bir de hayatıma dahil olan en değerli şey sensin dedi. ama ısrarla yok bitti diyor. halbuki mezun olduğu için ona mezuniyet hediyesi olarak ahmet ümit'in kitabını onun adına psikolog titri ile ahmet ümit'e imzalatıp verdiğimde ağlamıştı. onu en çok neyin mutlu edeceğini, onun en çok ne zaman neye ihtiyacı olduğunu en iyi ben biliyorum. zaten o da öyle düşünmezse 3 - 4 ay önce ayrı olmamıza rağmen gecenin üçünde beni arayıp sabahın yedisine kadar dertleşmezdi benimle. hoş iki kere iki nasıl dört ediyorsa ben de onun titrine şu halimle layık değilim. belki de ayrılmak onun için daha iyi oldu. ama niye yalan söyleyip seni sevmiyorum falan fişman demiyor ki.

    neyse uzatıp kafa açmayayım, turgut uyar konuşsun ben susayım...
    ...
    falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
    inecek var deriz otobüs durur ineriz
    bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
    herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
    hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
    herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
    herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
    nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
    beni bırak göğe bakalım
    ...
App Store'dan indirin Google Play'den alın